İlahiyatçı yazar Mahmut Sami Gülcü uyardı! “Bu şarkıları dinlemek şirke götürüyor!.”

İslam’da şirkin tevbe edilmeden affedilmeyecek tek günah olduğunu belirten ilahiyatçı-yazar Mahmut Sami Gülcü, milyonlarca kişi tarafından dinlenilen şarkılardaki bazı ifadelerin şirke sebep olabileceğini söyledi. Gülcü, “Haşa, ‘Madem beni unutacaktın neden yarattın?’ şeklindeki ifadeler Allah’a ‘Şirk’ koşmaya götürür. Bu ve benzeri şarkıları farkında olmadan dinleyen kişiler acilen tevbe etmeli. Eğer farkında olarak bu ifadelere iştirak ediliyorsa Allah muhafaza İslam dairesinden çıkmış olurlar.” ifadelerini kullandı.

İlahiyatçı-yazar Mahmut Sami Gülcü, Allah’a ‘şirk’ koşmanın tehlikelerine dikkat çekerek, bazı şarkılardaki ifadelerin şirke sebebiyet verebileceği uyarısında bulundu.

“Cenab-ı Allah Kur’an-ı Hakim’de ‘Şirk’ konusuna defaatle vurgu yapmıştır.” diyen Gülcü, “İslam uleması da bu konuda ittifak etmiştir. ‘Şirk’ tevbe edilmezse asla affedilmeyecek günahlar arasındadır.” ifadelerini kullandı.

Nisa Süresi’nin 116. ayetine dikkat çeken Gülcü, şöyle konuştu:

“Rab’bimiz Nisa Süresi’nin 116. ayetinde, ‘Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, ondan başkasını dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan büsbütün sapıtmıştır.’ buyuruyor. Biz bu ayetten anlıyoruz ki Cenab-ı Allah bütün günahları tevbesiz de affedebilir ama ‘Şirk’i ancak tevbe ile affeder.”

Farketmeden şirke sebep olabilecek şarkıları dinleyenlerin tevbe etmesi gerektiğini vurgulayan Gülcü, “Bazı şarkılarda kullanılan ifadeler Allah’a ‘Şirk’ koşmaya sebep olabilir. Bu şarkıyı kullanan, söyleyen ya da dinleyenlerin ‘kafir’ olduklarına tabii ki hüküm veremeyiz ancak fakat bu şarkılara iştirak eden bazı ‘Küfür’ sözlerini kullanmışlardır. Eğer bunu farkında olmadan yaptılarsa acilen tevbe etmeleri gerekir. Eğer farkında olarak bilerek söylüyorlarsa İslam dairesinden çıkmış olurlar. Biz burada farkında olmadıklarını düşünerek uyarı görevimizi yerine getiriyoruz.” şeklinde konuştu.

“Kalbi törpüleyerek öldürür”

Peygamber Efendimiz (SAV)’ın kalbin zikri konusuna önem verdiğini belirten Gülcü sözlerine şöyle devam etti:

“Peygamber Efendimiz (SAV) kalbin zikri konusuna defalarca değinmiştir. Hazreti Muhammed (SAV) bir Hadis-i Şerifinde, ‘Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o et parçası sağlıklı olduğunda vücutta sıhhate kavuşur. Ama o et parçası bozulursa vücutta bozulur. O et parçası kalptir.’ buyuruyor. Bu tür şarkılar farkında olmadan dinledildiği zaman kalbi törpüleyerek öldürür. Mesela haşa, ‘Madem beni unutacaktın neden yarattın?’ şeklindeki ifadeler farkedilmeden dinlenirse zamanla kalbi öldürür.”

İşte o şarkılardan bazıları:

Kubat: “Seni Allah kadar sevdim.”

Nükhet Duru: “Sen gördüğüm en son ilahsın.”

Edip Akbayram: “Dertlerin kalkınca şaha, bir sitem yolla Allah’a.”

Mahsun Kırmızıgül: “Sevdim seni Rabbim kadar.”

Orhan Gencebay: “Kaderin böylesine yazıklar olsun.”

Yıldız Tilbe: “Sensiz ölürüm cennette.”

Grup AF: “Yaradan’ın boş vaktine gelmiş.”

Muazzez Abacı: “Seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır.”

Duman: “Aldanma öbür dünyaya, hayatı yaşa.”

Cem Adrian: “Beni Tanrı’ya tekrar inandırabilir misin?”

Erol Evgin: “Seni sevmek ibadetim.”

Hakkı Bulut: “Sana taptım be yahu!”

İbrahim Tatlıses: “Ben insan değil miyim? Ben kulun değil miyim? Tanrım, dünyaya beni sen attın, çile çektirdin, derman arattın. Madem unutacaktın, beni neden yarattın?” / “Bir Allah’a taptım bir sana taptım!”

Hande Yener: “Of güzel Allah’ım, içimi ısıtan adam sanki senin aynandı.”

Ebru Gündeş: “Benim sana yaptığım canım, aşk tadında ibadet.”

Ferdi Tayfur: “Kızdım getirene beni dünyaya, anama babama günahkar oldum.”

Ahmet Kaya: “Allah’ına kitabına sövüp saydım.”

Murat Göğebakan: “Kara gözlüm, sen de yalancı çıktın. Seni kendime ilah yapmıştım.”

Müslüm Gürses: “Yıkılsın minareler açılsın meyhaneler.” / “İsyanım var benim kadere.” / “Rest çektim kadere.”

Oğuz Yılmaz: “Bas bas paraları Leyla’ya, bir daha mı geleceğiz dünyaya?”

Ferhat Göçer: “Cenneti değişmem saçının teline.”

Selami Şahin: “Tapılacak kadınsın.”

Mahsuni Şerif: “Yaradan bir can vermiş, boşu boşuna.”

(yeni akit)