Site Rengi

HABER ÖZETİ
TFF’den çok konuşulacak karar!. Hakemler Özelleştiriliyor!.
Fahiş fiyat vurgununa son!. Ambalajlara fiyat etiketi zorunluluğu geliyor!.
CHP’li Başkan Cumhurbaşkanı danışmanı Oktay Saral’ı rezil rüsva etti!.
Süresiz Nafaka zulmünü bitirecek emsal karar!.
Ukala CEO’nun sattığı küflü çikolatalar gerçek Patiswiss değilmiş!.
WhatsApp’ın Gazze’de İsrail’e muhbirlik yaptığı ortaya çıktı!.
İstanbul Valiliğinden Taksim ile ilgili 1 Mayıs kararı..
İBB’nin işlettiği Samandıra-Üsküdar metro hattı 27 saattir bozuk!.
AK Parti’den milletvekillerine “Görgüsüzlük” uyarısı!.
Sözcü Gazetesi’nden kin ve öfke dolu manşet!.
Altın fiyatlarında rüzgâr tersine döndü!.
Kahpe İsrail Gazze’yi ikiye bölmek için operasyon başlattı!.
İsmail Saymaz Adalet Bakanlığı sözcüsünü rezil rüsva etti!.
Türkiye-Irak arasında 20 milyar dolarlık anlaşma..
Son 3 ayda Kamu araçları için ödenen kira 880 milyon 765 bin TL!.
MHP Lideri Bahçeli’den çok sert DEM Parti çıkışı!. Kapatmak Namus Borcudur!.
Müşterisini tehdit eden ukala satıcıya tepkiler çığ gibi!.
Emekliler için 9 maddelik refah düzenlemesinin detayları belli oldu..
TBMM’nin bu haftaki gündemi Fahiş Fiyatlara yaptırım!.
İyi Parti’de istifa depremi devam ediyor!.
Erdoğan-HAMAS zirvesi dünya basınında..
DEM Parti’de yeni bir bayrak krizi daha patlak verdi!.
Kayyum yönetiminin Van Büyükşehir Belediyesi’ne bıraktığı borç dudak uçuklattı!.
Cumhuriyet Başsavcılığı AK Partili Alinur Aktaş’a dava açmaya cesaret edemedi!.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 yıl aranın ardından Irak’a gidiyor…
CHP’nin yönettiği İstanbul, İzmir ve Ankara’nın toplam borcu 300 milyar TL!.
Savaşların bitmesini istemeyen ABD’den İsrail ve Ukrayna’ya milyarlarca dolar hibe!.
ABD’den TikTok yasağına onay!.
CHP AK Parti’den devraldığı belediyelerin toplam 100 milyar borçları açıkladı!.
Uğur Dündar hakkında çıkan babalık haberleri ile ilgili yayın yasağı aldırdı!.
DOLAR 32,5200
EURO 34,7937
ALTIN 2.424,45
BIST 9.730,75

İsrail köpeği Firavun Sisi’ye uyarı! “Türkiye ile savaş senin sonun olur!.”

İsrail köpeği Firavun Sisi’ye uyarı! “Türkiye ile savaş senin sonun olur!.”
23.06.2020
A+
A-

Darbeci Sisi’nin Libya meselesi üzerinden Türkiye’ye tehditler savurması, “Mısır Libya topraklarına girer mi?” sorularını da beraberinde getirdi. “Sirte ve Cufra kırmızı çizgimizdir” diyerek kendince gözdağı vermeye çalışan Sisi’nin bu ifadelerinin arkasında ne yatıyor? Mısır Libya’ya gerçekten de girebilir mi? Uzmanlar konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin destek verdiği Libya’nın meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin terörist Hafter’e karşı yürüttüğü operasyonlar başarıyla sürüyor. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı ordular ilerleyişini sürdürürken son olarak Sirte’nin kuşatması sağlanmış, bölgenin cuntacılardan temizlenmesi için emir bekliyor. Hafter’e bağlı milisler kaçışlarını sürdürürken geçtiğimiz günlerde Libya’nın doğusundan küstah sesler yükselmeye başladı.

Darbeci Sisi, Libya’da Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi’ni “tek meşru otorite” olduğunu savunurken, talep edilmesi halinda Libya asker gönderebileceklerini söyledi. Sisi ayrıca Türkiye’nin yürüttüğü operasyonlar için de “Sirte ve Cufra kırmızı çizgidir” dedi.

Mısır’ın bu çıkışına Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Suudi Arabistan’dan da destek geldi. Türkiye’nin uluslararası anlaşmalarla desteklediği operasyona yönelik yükselen bu küstah tehditler “Mısır Libya’ya girer mi?” sorularını da beraberinde getirirken, uzmanlar darbeci Sisi’nin sözlerini değerlendirdi.

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, SETA Dış Politikalar Araştırmacısı Emrah Kekilli ve Orta Doğu Uzmanı Tarihçi Zekeriya Kurşun Sisi’nin sözlerinin arkasındaki aktörleri, Mısır’ın Libya’ya yönelik olası müdahalesi ile sahadaki amaçlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Gündemi değiştirmeye çalışıyor”

Mısır’ın herhangi bir hakkı olmadan, bu konu üzerinde yaptığı açıklamalar bölge dinamikleri üzerindeki etkileri tartışırken, Sisi’nin de neden böyle bir açıklama yaptığını sorgulattı. Özellikle iç politikada zorlu bir dönemden geçen darbeci Sisi’nin böyle bir açıklama yapması AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay tarafından “Gündemi değiştirme çabası” olarak algılandı.

“Bu açıklamalar aslında Sisi’nin oldukça sıkışmış olduğu Etiyopya’nın inşa etmekte olduğu baraj sorunu dolayısıyla gündemi değiştirme çabası gibi görünüyor. Suudi Arabistan ve BAE’nin aslında öteden beri Mısır’ı Libya konusunda daha aktif olmaya kışkırtıyor oldukları sır değil. Sisi bu konuda çekingen davranıyordu ve desteğini yine de Hafter’e verdiği fiili destekle sınırlı tutuyordu.”

“Onun sonu olabilir”

BAE ve Suudi Arabistan’ın zorlamalarıyla bölgede adeta “kabadayılık” taslamaya çalışan Sisi, sahada sorumlu rolü üstlenmeye çalışıyor. Özellikle Türkiye’nin elde ettiği ivme ile bölgede etkisiz kalan aktörler, yeniden güç kazanabilmek adına Sisi piyonunu devreye sokmaya çalışırken, olası bir müdahale durumunun da Mısır ordusuyla Sisi’nin geleceği açısından büyük bir problem olması muhtemel.

Aktay Mısır’ın Türkiye ile karşı karşıya gelebilecek bir gücünün bulunmadığına işaret ederken, Sisi’nin böyle bir hamlede bulunmaya yeltenmesinin bile kendisi için bir son olacağını belirtti.

“Kendisini kışkırtanlardan istediği daha fazla para, ama bu ülkelerin de neticede bir yatırım olarak gördükleri bu işgal ve darbeye ayırabilecekleri bütçe sınırlı ve bu bütçe Sisi’yi ikna etmeye yetmiyordu. Şimdi ise bu sıkışmışlık karşısında bir hamle yapabilir mi, bu onun için aklını kaybetmiş olması ve hatta intihar etmesiyle eşdeğer bir şey, çünkü Türkiye’nin savaş gücüyle karşı karşıya gelmesine yetecek bir gücü ve kabiliyeti yok. Böyle bir riski göze alması onun sonu olabilir. O yüzden sanmıyorum.”

“Sisi’ye bu cesareti kim veriyor”

Sisi’nin “kırmızı çizgi” açıklamaları çokça konuşuldu. Özellikle Cufra ve Sirte üzerinde “biz” diyerek hak iddia etmesi tartışmalara yol açarken SETA Dış Politikalar Araştırmacısı Emrah Kekilli de Sisi’nin sözlerindeki “biz” detayına tepki gösterdi.

“Mısır’ın buradaki tavrı, pozisyonu kesinlikle irrasyonel. Kaos üretir ancak çözüm üretemez bir adım olur bu. Bölgesel istikrara kesinlikle katkı sunamayacak bir hamle. Sisi “Cufra bizim kırmızı çizgimizdir.” diyor. Burada biz’den kasıt kimdir? Mısır bunu hangi hakla söylemektedir. Ulusal Mutabakat Hükümetinin bir parçası olmayan bir yapı, Libya’nın bir şehrini nasıl kırmızı çizgi ilan edebiliyor? Bu dil, bu üslup; kim Sisi’ye bu cesareti kim verebiliyor?”

“Büyük bir krize sebebiyet verir”

Mısır’ın olası Libya müdahalesine ilişkin de değerlendirmeler yapan Kekilli, bu durumun bölgesel çözüme katkı sağlamaktan uzak, aksine Mısır’da yaşanan ekonomik ve sosyal krizin de derinleşmesine yol açabileceğini ifade etti. Durumu Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesiyle örneklendiren Kekilli, Mısır’ın Libya’ya girmesinin bölgede yaşanan sosyolojik ve ekonomik gerilimi artıracağını işaret etti.

“Mısır’ın ordusunu Libya’ya göndermesi ekonomik sonuçları da olan büyük bir krize sebebiyet verir. Güney Libya dediğimiz kesim oldukça hassas bir nokta. Mısır’ın olası bir müdahalesi; Mısır’ın zararına olur, kendi ekonomik krizini derinleştirir, toplumsal huzursuzluğu artırır. Çok ciddi, uzun soluklu bir kriz olur. Suudi Arabistan’ın Yemen’e girmesinin neticeleri ortada. Suudi yönetimi burada hiç bir şey kazanamadığı gibi Yemen’e de zarar verdi. Üstelik kendisi de bunun ekonomik ve siyasal olarak altında kaldı. Dolayısıyla aynı durum Mısır için de söz konusu. Sisi’nin bu tavrı tehditkar ve mütecaviz bir davranış.”

“BAE ve Suudi Arabistan teşvik ediyor”

Sisi’nin açıklamalarının hemen ardından gelen BAE ve Suudi Arabistan’ın destek açıklamaları da bölgede oynanmaya çalışan satrancın oyuncularını açığa çıkarttı. Önceden de bilinen Hafter’i besleyen BAE finansı bu açıklamayla resmen kendini ifşa etmiş oldu.

Kekilli, Körfez’in Mısır’ı destekleyerek bölge dinamiklerini değiştirmeye çalıştığını ifade etti:

“Mısır bu açıklamayı yaptıktan sonra, BAE ve Suudi yönetiminden destek açıklamaları geldi. Bu destekler Mısır’ın teşvik ediliğini gösteriyor. Belki de bu operasyonun arkasındaki mali yükü de BAE’nin çekme sözü verdiğini analiz edebiliriz. Hafter milislerinin silah ve mühimmatlarının parasını onların verdiğini biliyoruz. Burada bir iş paylaşımı olabilir. Cunta yönetimi bu durumu gelir kapısı olarak görüyor olabilir. Ancak Mısır; BAE ve Suudi Arabistan’ın sözlerine güvenerek bu işe kalkışırsa çok irrasyonel bir davranış içerisinde bulunur. Eldeki veriler bu tehdidin bir fiiliyata dökülemeyeceğini gösteriyor.”

“Hafter’i masada görmek istiyorlar”

“Mısır’ın isteği bu mevcut koşullar altında masaya oturulsun, Hafter de burada bir aktör olsun diyor. Cufra’ya ulaşılmadan ateşkes yapılsın istiyorlar. Ancak petrol hilalinin Hafter’in elinde olduğu koşullarda her türlü ateşkes kırılgandır. Zira Hafter yeniden Misrata, Sirte’ye, Güney’e saldırı gerçekleştirebilir. Hava üsleri ve petrol hilaline sahip olmaları yeni bir savaşı tetikleyebilir. Mısır resmen bir çatışma öneriyor ve bu durumun kendisine de faydası yoktur. Bu halde masaya oturulması siyasi bir çözümü derinleştirilecektir.”

Libya’nın geleceği

Mısır’ın bu çıkışının arkasında yatan sebep ise Libya’nın tamamıyla özgür ve bağımsız bir yönetim sistemine geçmeye hazırlanıyor oluşu. Özellikle sahada hiç bir uluslararası dengeyi dinlemeyen bir Libya’nın oluşumu hem Körfez ülkeleri hem de Batılı devletler tarafından istenmezken, Türkiye’nin bu yönde bir yapı kurmaya katkı sağlaması, Libya’nın geleceğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Bu noktada Körfez ve Batılıların buyruğu ile hareket eden Mısır, Libya ve Türkiye’ye tehditler savururken, bölgede kendisi gibi cuntacı bir yönetim ve otoriter/totaliter devlet anlayışını inşa etmek istiyor.

“Mısır’ın arkasında mali olarak BAE ve Suudi Arabistan’ın olduğu kesin. Zaten Mısır darbesinde, cuntacıların iktidara gelmesinde bu iki ülke organizatör rolü oynadığını biliyoruz. Bölgede halkların taleplerini temsil eden, karar alma süreçlerinin toplumsal menfaatleri yansıttığı bir siyasal düzen kurulacak, ya da İsrail, BAE hattının istediği otoriter, totaliter rejimler kurulacak. Bu noktada Türkiye toplumsal taleplere karşılık veren, şeffaf, demokratik bir yönetim kurulsun isterken, BAE cephesi ise tam aksi yönde, bir hükümet oluşturmak istiyor.”

“Sisi’nin söylemleri blöftür”

Tarihçi ve Orta Doğu Uzmanı Zekeriya Kurşun da, Mısır’ın bu tutumunun gerçeklikten uzak bir blöf olduğunu ifade etti. Körfez ve Batılılardan aldığı desteğin sürdürülebilmesi açısından yüksek tondan konuşmaya başlayan Mısır’ın bu tutumunun, Sisi’nin destek arayışı nedeniyle olduğunu ifade etti.

“Sisi’nin bu söylemleri büyük ölçüde bir blöftür. Bu blöf, doğrudan Türkiye ve Libya’ya yapılıyor gibi görünse de bana kalırsa dışarıdan aldığı desteği sürdürebilmek için Sisi tarafından yapılıyor. Özellikle Körfez ülkelerinin kendisine sunduğu desteği sürdürebilmek için bunu yapıyor. Çünkü askeri yeterlilik anlamında çok askeri olabilir fakat ordusu böyle bir savaşı kaldırabilecek yeterliliğe sahip olması noktasında kuşkularım var. Mısır ordusu gerçekten içeride çok güçlü ancak sınırlarının dışında güçlü ve yeterli olmadığını, düzenlenen askeri harekatlarda açık ve net bir şekilde gördük. Bunu Sisi de gayet biliyor. Bu tehditlerini sürdüreceğe benziyor.”

“Libya Mısır’ın müdahalesini kabul etmez”

Sisi’nin olası bir libya müdahalesi ve askeri operasyon ihtimaline de değinen Kurşun, bu durumun Libya’nın dinamiklerine aykırı olduğunu, kesinlikle sosyolojik olarak da kabul görmeyeceğini ifade etti. Özellikle Hafter’e destek veren aşiretlerin bile Mısır’ın müdahalesine karşı çıkacağını belirtirken, olası bir müdahale durumunun da burada hoş karşılanmayacağını belirtti.

“Mısır ordusu sınır boylarında, askeri bir müdahale ve bir takım gösterilere baş vurabilir. Fakat bu durum kabul edilebilecek bir şey değildir. Uluslararası toplumların kabul etmeyeceği gibi buradaki bölgesel yapı da bunu kabul etmeyecektir. Mısır Libya sınırında bulunan kabileler Hafter’in etrafında yer alıyorlar, bunlar Mısır’ı kabul etmeyecektir. Hafter’i destekliyorlar ancak bunun sebebi başka aktörlerin Libya’da faaliyet göstermesini istemedikleri içindir.

Dolayısıyla yeni bir askeri güç ile Sisi buraya gelirse, bu kabileler karşı geleceklerdir. Dolayısıyla Sisi burada zor bir durum ile karşı karşıya. Hem Rusya, hem Fransa’nın hem de bölgesel aktörlerin desteğini almaya çalışıyorlar. ancak bu aktörlerin tamamı kendi aralarında iş birliği oluşturmaya çalışıyor. Sisi de bu iş birliğinden istifade etmeye çalışıyor. Genel olarak bakıldığında dış politikada bir sonuç elde etmeye ve kendilerine dönük bir çıkar elde etmeye çalışıyorlar.”

“Göz boyamaya çalışma”

“Mısır’ın kendi içinde de çok büyük problemleri var. Örneğin İsrail Batı Şeria’nı ilhak meselesi. Mısır burada kendi topraklarında hakimiyet kuramadığı için İsrail’İn bu işgalci yapısına ses çıkartamıyor. Bir taraftan Suudi Arabistan, İsrail, Mısır ekseninde bir iş birliği var gibi görünse de doğrudan Mısır için İsrail’in ilhak girişimi, Kahire’nin iç meselelerinde de aleyhte bir durum. Şu anda gelinen noktada Sina Yarımadasında etkin ve egemen olmadığı için Mısır bu durum yaşanıyor.

Bu kadar problemin yaşandığı bir durumda Mısır’ın doğrudan doğruya bir askeri harekat başlatabileceği kanaatini taşımıyorum. Tabi ufak tefek maceralar oluşabilir ancak bu durum Mısır’ın aleyhinde oluşabilir. Şuan Sisi’nin yapmak istediği Türkiye karşısında gösteri yapmak ve Körfez ülkelerinin desteğini sağlamlaştırarak göz boyama, aynı zamanda kendi gibi darbeci yapıdaki bir ortak devlet oluşturmak fikri üzerinde çalışıyor.”

“Mısır ile savaş yaşanmaz”

Kurşun tüm bu dengelerin ışığında Mısır ile Libya arasında bir savaşın yaşanmayacağını belirtirken Sisi yönetiminin, misilleme olarak Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye yönelik sondaj faaliyetleri için önleme, geciktirme faaliyetleri yapabileceğini belirtti:

“Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin arama ve sondaj faaliyetlerinin geciktirilip önlemeye çalışma faaliyetleri yaşanabilir, sıcak temas zaman zaman olabilir, ancak bu durumun savaş iklimine taşınacağını düşünmüyorum. Ortada yüksek gerilimli bir hava var, çatışma olabilir ancak savaş ön görmüyorum.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.