Kalp Coğrafyası!.

Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe !..

Türkiye, 624 yıl aralıksız dünya ülkelerine hükmeden, zulmün olduğu her toprağı feth edip, oralara huzuru ve adaleti götüren, şanlı Osmanlı imparatorluğunun membası, yedi düvelin korkulu rüyası, İstanbul’un öz vatanı, feth olunmayan kaleleri ve komutanlarıyla, batının dinmeyen kin ve ihtirasının kilit noktası olmuştur.

Türkiye, üç bir tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimin yaşandığı, ılıman ikliminin yanısıra, en çetin kış gecelerinin ayazına ninni okuyan, ilkbahar kadar renkli olabilirken, gerektiğinde düşmanına kara kışı yaşatacak kadar zalime buz olan, yiğit insanların vatanıdır.

Türkiye, mazlumun ümidi, fakirin duası, yardım seven, diğergâm, Hz. Muhammed aleyhisselâmın “komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi şerifinin vucut bulmuş hali, dünya halkına namzet nadide bir topluluktur.

Türkiye, yüzde 95 Allah’a onun indirdiği kitap olan Kur’an-a ve Rasülüne iman etmiş, değerlerine, örf ve ananelerine sıkı sıkıya bağlı, yürekli imanlı ve ahlaklıdır.

Türkiye, devlet politikası olarak toplama bir ana yasa ile yönetilip, Allah’a ve Kur’an-a değil de, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağına inandığı degerler üzerine yemin ederek işe başlayan vekil ve başkanlardan oluşan idareciler tarafından yönetilse de, islami kuralların ve ahlaki değerlerin ön planda olduğu bir yönetim şekliyle yönetilen, halkının gözbebeğidir.

Türkiye, coğrafi yapı olarak Allah’ın son derece cömert davranarak yarattığı bereketli topraklarının yanı sıra, kalp coğrafyası istikametini bozmayan, gerektiğinde tek yürek, tek bilek, tek tokat olabilen, göğsünde imanla, alınmaz denen zaferler alan, yıkılmaz denen kaleleri yıkan, güçlü bir millettir.

Dünyada sömürge ülkesi olmayan, esaret altında yaşayamayan, canını bu uğurda seve seve ortaya koyan, milli birlik ve beraberliğin en güzel örneği olan Türkiye’nin üzerine bin yıllık planlar kurup hakimiyeti altına almayı isteyen şer odakları, terör örgütü pkk yı bu ülkenin başına bela etmiş, çıkardığı fitne ve kaostan beslenen sahte ideoloji ortaya atıp, bu aziz milleti
bölmeye kalkışmıştır. Gelinen noktada ise, dağları terörist, ovaları düzenbaz, şehirleri ise hainlerle kuşatılmıştır.

Benim tarif ettiğim Türkiye halkı, ister laz, ister kürt, ister türk yada çerkez olsun, ne dağa evlat verir, ne de bağdakilerin ayağına toz olsun diye ırgat verir.

Benim tarif ettiğim Türkiye halkı, kızını namusunu dağa kaldırana dünyayı dar, ahireti zından eder.

Benim tarif ettiğim Türkiye halkı, her bir karış toprağını kutsal bilir, teröristin ayağını kırar, ayak izini öyle siler, şehidinin şühedasının kanını çiğnetmez.

Benim tarif ettiğim Türkiye halkını yenmenin yolunu öğrenen gavur, suya sabuna dokunmadan, bu asil ırkı böl parçala yok et sistemiyle haritadan silip birbirine kırdıracak, ve karşısına geçip göbeğini kaşiya kaşıya seyredecek oyle mi!?

Yok efendi…

Bu millet bu gaflet uykusunun geçici mahmurluğundan uyanacak…

Bu bayrağın altın da doğan her insan, bu aziz milletin bir parçası olarak ilelebet bu bayrak için savaşmaya hazırdır…
Biz her çocuk asker doğar nidalarıyla büyüttüğümüz evlatlarımıza, okçular tepesini her ne sebeple olursa olsun asla terketmemeleri gerektiğini öğrettik, öğretmeye de devam edeceğiz.

Aslından nesline ilham olacak. Tarih yine tekerrür edecek. Puslu ve karanlıktan beslenenler, şafak doğunca çırılçıplak ayazda kalacak.
Geri dönecekleri bir bataklıkları olmayacak.

Bu kalp coğrafyasına sefer yakındır.
Sabır bitmiştir.
Bıçak kemiktedir.
Gayrı bundan sonrasında ya devlet başa, ya kuzgun leşe.

Sevilay Koç Dursun