12 Eylül kanlı darbesinin 40. yılı!. Darbeci şerefsizler lanetlerle anılıyor!.
12 Eylül 1980 yılında ‘Bir sağdan bir soldan’ diyerek memleketin evlatlarını darağacına gönderen Kenan Evren cuntasının gerçekleştirdiği darbenin bugün 40. sene-i devriyesi!. Geçen zamana rağmen darbenin yüreklerde açtığı yaranın izleri ise halen taptaze!.
Türk siyasi tarihinin en kanlı cuntası 12 Eylül 1980 darbesinin üstünden tam 40 yıl geçti. ‘Evren Cuntası’nın yaptığı darbe bugün hâlâ nefret ve lanetle anılıyor. Evren’in “Adaletli olsun diye bir sağdan bir soldan astık” dediği darbe ile TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu. CIA Ankara Şefi Paul Henze’in Kenan Evren’in başını çektiği cuntacıları kastederek “Bizim çocuklar başardı” dediği 12 Eylül askerî darbesi, siyasetin yanı sıra millete de vurduğu darbe ile hatırlanıyor.
Faturası çok ağır oldu
TBMM kapatıldı, anayasa rafa kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu. 650 bin kişinin gözaltına alındığı süreçte 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 230 bin kişi yargılandığı süreçte 517 kişiye idam cezası verildi. 300 kişi kuşkulu şekilde öldü, 171 kişinin de ‘işkenceden öldüğü’ belgelendi. Cezaevlerinde de toplam 299 kişi hayatını kaybetti. 30 bin kişinin “sakıncalı” olduğu için işten atıldığı süreçte 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi de “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti. 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971 muhtıralarının ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren öncülüğünde Hükümete karşı gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 darbesi ülkenin en karanlık yılları olarak tarihe geçti.
Yaptıkları yanlarına kaldı
Darbeyi bizzat yaşamış siyasetçilerden MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Akit’e yaptığı açıklamada, “Cezaevinde yaşadıklarımı anlatsam roman olur” diyerek şunları anlattı: “6 yıl Mamak Askeri Cezaevinde hücre içerisinde kaldık. Darbe sonrası birçok insana zulüm uygulandı. O günkü şartlarda devlet adına devlet görevlileri insanlara işkenceler yapmıştır. Bundan dolayı devleti suçlamanın bir anlamı yok. Çünkü bu işi yapanlar ABD’nin kuklasıydı. O dönemin en büyük işkencecisi Ankara Kolordu Komutanlığı Askeri Savcısı Nurettin Soyer’di. Ülkücülerin hepsi onun elinden geçmiştir. Şimdi aradan 40 yıl geçti, Darbecilerin bir çoğu ölmüş gitmiş. İşkence yapanların hepsinin yaptıkları yanına kaldı.”
Bir kuru özür bile dilemediler
Darbecilere yeterli cezaların verilmediğini belirten İHH Mütevelli Üyesi Yazar Osman Atalay de, şunları dile getirdi: “12 Eylül döneminde herşeyden önce yargısız infazlar akıllara geliyor, 17 yaşındaki bir çocuğun yaşının büyütülerek asılması akıllara geliyor. Fakat, 12 Eylül’ün aktörleri maalesef zamanında yeterli bir ceza verilmedi. Darbeden sorumlu olanlar özellikle korundu. 12 Eylül mağdurları ile gerçekçi bir helalleşme olmadı. Hiç kimseden özür bile dilenmedi. Hiçbir mağdura hakları iade edilmedi.”
Kimsenin hakkı iade edilmedi
Mazlum-Der Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş ise, şunları ifade etti: “Türkiye’de 60 darbesi de, 71 muhtırası da, 80 darbesi de, 28 Şubat’ta, 15 Temmuz da ABD ve Batı destekli yapıldı. Ne yazık ki bu süreçler çok sancılı oldu. 80 darbesinde bin 208 vatandaşımız öldürüldü. Yıllarca haksız yere işkence gören, hapishanelerde yatan insanların suçsuz olduğu anlaşılınca sadece ‘pardon’ denildi. Baş aktör de öldüğünde kimse hakkını helal etmedi. Çünkü kimseden helallik alınmadı. Kimsenin hakkı iade edilmedi.”
Yattıkları yerden yargılandılar
12 Eylül mağduru Avukat Hasan İlter de şunları kaydetti: “Darbenin sorumluları ve onlara iştirak edenler hiç ceza almadılar. Hâlâ yaşayan işkenceciler var. Merkez Bankası’ndan 170 ton altın çalındı bu hırsızlardan bile hesap sorulmadı. Hala mağdur insanlar var. Bu mağdurlara sahip çıkılmadı. Sorumlular hakkında göstermelik bir mahkeme kuruldu darbenin aktörleri daha ceza almadan geberdi gitti. Yattıkları yerden ifade verdiler, mahkemede yargılandılar. Mağdurlar ise yıllarca işkence gördü, eziyet çekti..