Macron’u “Fransa İslamı” aşırılığına tepki olarak tokatlamışlar!.
Ülkesindeki müslüman topluluklara ve derneklere ‘Fransa İslam’ı’ projesi üzerinden baskı uygulanması nedeniyle Avrupa’da İslamofobi’yi kışkırtmakla suçlanan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik tokatlı saldırının da aşırı sağın eylemi olduğu ortaya çıktı. Macron’a tokatlı saldırının faili Damien Tarel’in sosyal medyada, kraliyet yönetim sistemini savunan aşırı sağcı hesapları takip ettiği ortaya çıktı.
Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a 8 Haziran Salı günü Tain-l’Hermitage kentini ziyareti sırasında tokat atarak gündem yaratan saldırgan Damien Tarel’in hangi siyasi akıma mensup olduğu tartışılıyor.
Attığı tokat nedeniyle 14’ü tecilli 18 ay hapis cezasına çarptırılan 28 yaşındaki Tarel ile olay sırasında yanında olan arkadaşı Arthur C’nin “anarşist mi yoksa aşırı sağcı mı” oldukları ve motivasyonları merak ediliyor.
İkilinin olay öncesi bir televizyon kanalına verdikleri röportajda, Macron’a Fransa’nın düşüşünden bahsetmek için geldiklerini söylemeleri ve “Fransa’nın kültürünün olmadığını belirten bir cumhurbaşkanımız olması üzücü” ifadeleri dikkati çekiyor.
Kendini sarı yelekliler gibi hisseden aşırı sağ takipçisi
Muhabirin, hangi partiden oldukları sorusuna Tarel ve arkadaşının verdiği “Ölmüş bir parti, anarşi” demeleri ise akıllarda soru işareti oluşturuyor.
Fransız basını, saldırının ardından Tarel’in arkadaşının evinde yapılan aramalarda silah ve Adolf Hitler tarafından yazılan “Kavgam” adlı kitabının bulunduğunu paylaşırken, sosyal medya hesapları Tarel’in Uzak Doğu kılıç kullanma sanatı olan “kendo” yaptığı ve Avrupa Tarihi Dövüş Sanatları (HEMA) ustası olduğunu gösteriyor.
Yaşadığı Saint-Vallier kentinde, iki HEMA derneği kuran Tarel, kent sakinleri tarafından “apolitik ve şiddete başvurmayan” bir kişi olarak tanımlanıyor.
Mahkemede, eyleminin sebebi sorulduğunda, “Bana doğru, beni potansiyel seçmeni yapmaya çalışan dostane ve sahte bir bakışla yürüdü, iğrendim.” ifadesini kullanan Tarel, Macron’un “Fransa’nın düşüşünü” simgelediğine inandığı görüşünü paylaştı.
“İçgüdüsel olarak davrandım.” ifadesini kullanan ve Macron’un politikalarına karşı çıkarak kendisini yönetim karşıtı Sarı Yeleklilere ait hissettiğini söyleyen Tarel’in, buna rağmen sosyal medyada “kraliyet sistemi taraftarı aşırı sağcı” grupları takip ettiği görülüyor.
Tarel’in video platformu YouTube’ta takip ettiği hesaplar arasında 2018’de nefret suçuna teşvik, insanlığa karşı suçları inkar etmekten hüküm giyen Henry de Lesquen, ırkçı, cinsiyetçi aşırı sağ aktivisti olan Papacito’ya ait “Media for All” kanalı ile kral taraftarı Cercle Richelieu gibi isimler bulunuyor.
Damien Tarel’in, Facebook’ta da ayrıca Action Française Lyon grubunu takip ettiği belirlendi.
Kralların savaş narası “Montjoie! Saint-Denis”
Tarel’in tokatı atarken haykırdığı, 11’inci veya 12’nci yüzyıllarda Fransız kralların askerlerinin savaşlarda kullandığı nara olarak bilinen ve Saint Denis Manastırı’nda tutulan Kral Charlemagne’nin efsanevi bayrağı Oriflamme’e atıfta bulunan “Montjoie Saint-Denis!” ifadesi, motivasyonu ve siyasi aidiyeti hakkındaki en net ipuçlarını veriyor.
“Montjoie! St Denis”, Tarel’in takip ettiği Action Française grubunun düsturu olarak bilinen güçlü bir ifade.
Fransa’da 1898’de ulusalcı aktivist Henri Vaugeouis ile gazeteci ve siyasetçi Maurice Pujo tarafından ulusalcılıkta entelektüel bir reform amacıyla kurulan “Action Française”, harekete katılan gazeteci Charles Maurras’ın etkisiyle kral taraftarlığını ve devrim karşıtlığını savunan bir doktrin benimsedi.
Ulusalcı bu hareket, Fransa’daki Yahudileri, Protestanları, yabancıları “anti-Fransa’nın somutlaşmış hali” olarak gördü ve onlardan kurtulması gerektiğini savundu.
Action Française’ye taraftar toplamak için kurulan Action Française Birliği’ne katılacak kişiler krala bağlılık ve Cumhuriyet rejimiyle mücadele yemini ediyor.
Tokat, Action Française tarafından daha önce de kullanıldı
Tokat, Action Française mensupları tarafından, Cumhuriyet’i aşağılamak için kullanılan siyasi bir hareket olarak daha önce de kullanılmıştı.
Kral taraftarı bir aktivist olan Lucien Lacour, 1910’da, kilise ve devletin ayrılmasını sağlayan 1905 laiklik yasasını geçiren Aristide Briand’ı tokatlamıştı ancak 1936’da sosyalist milletvekili Leon Blum’un kral taraftarlarınca sokakta neredeyse ölümüne yol açacak şekilde darbedilmesi, Action Française Birliği’nin feshedilmesiyle sonuçlanmıştı.
Hareketin beyni olan Maurras’ın ölümüyle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra etkisini yitirse de Action Française, düşünce akımı olarak varlığını sürdürdü ve 21. yüzyılın başlarıyla yükselen aşırı sağcı fikirlerle birlikte yeniden gün yüzüne çıktı.
Fransa’nın 60 kentinde şubesi bulunan ve her ay bir şube açmayı hedefleyen Action Française internet sitesinde amacını, “Krallığın geri getirilmesi için hazırlanmak, kralın dönüşünü gözlemek, ulusal çıkarların savunulması için çalışmak.” şeklinde tanımlıyor.