Mahkemenin serbest bıraktığı uyuşturucu baronları için yeniden yakalama kararı!.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliyelerden 5 gün sonra Abdullah Alp Üstün, Aziz Demir, Bahadır Mert Oğur, Efe Alp Üstün, Eric Schroeder, Selçuk Aydın ve Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in yeniden tutuklanmasına karar verdi!.
Türkiye’nin en büyük baronlar davasında tutuklu sanık kalmamıştı. Savcılığın itirazı üzerine tahliye edilen 7 sanığın yeniden tutuklanmasına karar verildi. İçişleri Bakanlığı koltuğuna Ali Yerlikaya’nın oturmasından sonra Türkiye’yi merkez haline getiren uluslararası uyuşturucu baronlarına seri operasyonlar başlamıştı. Avusturalyalı Komançero Çetesi’nden Hırvat suç örgütüne, Alman uyuşturucu baronlarından İsveç mafyasına kadar Türkiye’deki 14 uluslararası çeteye baskınlar düzenlendi. Bu operasyonlardan ilki ve en büyüklerinden biri Hollandalı Jos Leijdekkers’in çetesine yapılandı. Hollanda ve Avrupa polisi, mafyanın gizli haberleşme sistemi Sky ECC’ye sızmış ve milyonlarca mesajı ele geçirmişti. Bu mafya yazışmaları henüz 30 yaşındaki Jos Leijdekkers’in Hollanda ve Belçika’daki limanlara tonlarca kokain getirerek Avrupa’ya dağıttığını ortaya koymuştu. Onun Gana asıllı Hollandalı ortağı Isaac Bignan’ın da 5 tondan fazla kokainin sevkiyatını yaptığı belirlenmişti. Bu mesajlarda Jos Leijdekkers’in cinayetler işlettiğine dair bilgilerde vardı. 2021’den itibaren Hollanda ve Avrupa medyasında Jos Leijdekkers ve ‘Kara Mamba’ lakaplı Isaac Bignan’ın Türkiye’de bulundukları ve uyuşturucu trafiğini buradan yönettiklerine dair haberler yer aldı. Hatta ‘Tombul Jos’ lakaplı Leijdekkers’in Bodrum’dan Avrupa’daki uyuşturucu sevkiyatlarını yönettiğine dair mesajlar da ele geçirilmişti. Hollandalı yetkililer, defalarca başvuru yapmalarına karşın çeteye Türkiye’de operasyon yapılmadığını savunmuştu..
İLK BÜYÜK BARON OPERASYONU
Süleyman Soylu’dan İçişleri Bakanlığı koltuğunu devralan Ali Yerlikaya’nın ilk büyük operasyonu Hollandalı Jos Leijdekkers’in çetesine yönelik olmuştu. 13 Haziran 2023’te yapılan operasyonda ‘Tombul Jos’ yakalanmadı. Gözaltına alınan 24 kişiden sadece Abdullah Alp Üstün tutuklandı. Abdullah Alp Üstün, Avrupa ve Türkiye’de 2011 yılından beri uyuşturucu suçlamasıyla yargılanmış bir isimdi. 2017 yılında açılan bir davada yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Naci Yılmaz yani Siirtli Naci ile birlikte yargılanıyordu. Türkiye’den diplomatik plakalı araçlarla Avrupa’ya eroin gönderip kokain ile takas ettikleri öne sürülmüştü.
Hollandalı çeteye ikinci operasyon dalgasında yine ‘Tombul Jos’ yakalanmadı ancak onun ortağı Isaac Bignan Isparta’da yakalanıp tutuklandı. Onu Türkiye’den kaçırmak için Hollanda’dan gelen Türklerin de arasında olduğu isimler de cezaevine konuldu. Operasyonda Hollandalı çete ile bağlantılı Alman uyuşturucu kaçakçısı Eric Schroder de yakalandı. Onun Hamburg Limanı’na uyuşturucu sevkiyatları yaptığı, hatta kokain dolu konteynerleri soyduğu belirlenmişti. Sırp asıllı İsveç vatandaşı Christopher Mark Grogan ise Hollandalı çetenin uyuşturucu kaçakçılığının kilit isimlerindendi. Grogan, Türk vatandaşı olup ‘Can Yavuz’ adını almıştı. İspanyol uyuşturucu kaçakçısı Nadır Ait Tarint Cobo da bu çeteye yapılan operasyonun şüphelilerindendi.
BABA, MESSİ, ZLATAN, BENZAMA…
Sonuçta Türkiye tarihinin en büyük baronlar operasyonunda toplam 51 sanığa suç örgütü kurmak, üyesi olmak ve kara para aklamak suçlarından dava açıldı. İddianamede sanıkların Sky ECC yazışmalarına da yer verildi. Hatta bu iddianamede Avrupa’nın en büyük uyuşturucu baronlarından Jos Leijdekkers’in arkasındaki asıl ismin Türk Abdullah Alp Üstün olduğu iddia edildi. Sky ECC’deki yazışmalarda Abdullah Alp Üstün kod ismi; ‘Baba’ (The Godfather) filmdeki Don Vito Corleone’ydi. Kullandığı adreslerde The Godfather afişleri bulunmuştu. Oğlu Efe Alp Üstün ise aynı filmde Don Vito Corleone’nin oğlunu olan Michael Corleone kod ismini almıştı.
Sky ECC mesajlarında, kokainin Avrupa’daki adreslere teslimatları, uyuşturucu parasının transferlerine kadar çok sayıda bilgi vardı. Uyuşturucu parası nedeniyle konteynerde işkence yapılan insanların görüntülerine bile ulaşılmıştı. İddianameye göre; Abdullah Alp Üstün’ün adamı ve çetenin önemli ismi Fuat Aksoy ise ‘Messi’ kod adını kullanıyor ve üzerinde futbolcu Messi’nin fotoğrafları olan kokain paketlerini satıyordu. Edirne Kapıkule’de daha önce üzerlerinde Messi fotoğrafları olan kokain paketleri ele geçirilmişti. ‘Messi’ kod adlı Fuat Aksoy’un yazışmalarında Ronaldo, Maldini, Benzama, Icardi, Zlatan kod isimli kişilerle uyuşturucu pazarlıkları tespit edilmişti.
76 sayfalık iddianamede, yabancı ve Türk uyuşturucu baronlarının kara para aklama sistemleri de ayrıntılı anlatılmıştı. İddianameye göre; baronlar, gökdelenlerde daireler, Bodrum’da oteller, villalar alıp şirketler kurarak yüz milyonlarca dolar kirli paralarını akladı. Lüks otomobiller ise kara para aklamanın önemli yöntemlerinden biriydi. İstanbul’un göbeğindeki lüks otomobil galerisi Autobank’ın sahibi Hasan Lala, Abdullah Alp Üstün’e çok yakın bir isimdi. Kendisiyle bağlantılı 7 şirketin üzerinden sürekli lüks otomobilleri nakit karşılığı alıp satarak on milyonlarca doları çok kısa sürede aklıyordu. Christopher Mark Grogan (Can Yavuz), Isaac Bignan, Abdullah Alp Üstün ve İspanyol uyuşturucu kaçakçısı Nadır Aıt Tarım Cobo ile bağlantılı kişiler Hasan Lala’dan çok sayıda ultra lüks otomobil almış görünüyordu. Bu otomobiller şüpheli şirketler arasında birkaç gün, hatta aynı gün içinde defalarca alınıp satılmıştı. Mesela Mercedes bir otomobil aynı gün içinde 3 kez alınıp satılmıştı.
100 MİLYAR TL’YE EL KONULDU
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı döneminde suç örgütlerine yapılan operasyonlarda 100 milyar TL’den fazla değerde mal varlığına el konuldu. Aynı dönemde sosyal medya fenomenleri kara para aklama iddiasıyla tutuklanmış ve mal varlıklarına tedbir kararları alınmıştı. Çetelerin el konulan lüks otomobilleri, suç ile mücadelenin sembolüne dönüştürüldü.
Türkiye’nin suç örgütlerinden temizlendiği vurgusunu yapmak için Ferrari, Bentley, Porsche, Mercedes, Land Rover otomobiller, giydirme yapılarak trafik polisi aracına çevrildi. Bu araçlar İstanbul’da meydanlarda sergilendi ve sergilenmeye devam ediyor. Sadece Hollandalı çete soruşturması kapsamında 33 ultra lüks otomobile el konulmuştu. Bu otomobillerin beş tanesi Ferrari, on dört tanesi Rolls Royce, iki tanesi Fiat, üçü Audi, beş tanesi Mercedes Benz, biri BMW, biri Chevrolet, iki tanesi BRP ve Bombardier marka lüks ATV’ydi.
TAHLİYE OLMUŞLARDI
Tüm iddialara ve operasyonlara karşın geçen hafta Cuma günü şoke eden bir gelişme yaşanmıştı. İstanbul Çağlayan’daki 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma 6 Temmuz Cumartesi gece 02.30’a kadar sürmüştü. Mahkeme Abdullah Alp Üstün, Isaac Bignan, Eric Schroder, halen firari olan Jos Leijdekkers’in kardeşi Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in de arasında olduğu tüm sanıkların tahliyesine karar vermişti. Sanıklara sadece yurt dışına çıkış yasağı konulmuştu. Böylece Türkiye’nin en büyük baronlar operasyonundan bir yıl sonra tutuklu sanık kalmamıştı.
Başka bir uyuşturucu davasından tahliye edildikten sonra uyuşturucu kaçakçılığına devam ettiği öne sürülen Abdullah Alp Üstün ise cumartesi günü Çorlu Yüksek Güvenlik Cezaevi’nden serbest bırakıldı. Sanık avukatları, kara para davasında öncül suçun tespit edilemediğini ve tahliyelerin doğru olduğunu savunuyordu.
5 GÜN SONRA TUTUKLAMA KARARI
Mahkemenin bu kararına savcılık itiraz etmişti. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı 10 Temmuz 2024 günü inceledi. Mahkeme, tahliyelerden 5 gün sonra Abdullah Alp Üstün, Aziz Demir, Bahadır Mert Oğur, Efe Alp Üstün, Eric Schroeder, Selçuk Aydın ve Wilhelmus Adrianus Leijdekkers’in yeniden tutuklanmasına karar verdi.
Kararda 7 sanığın mal varlıklarına el konulmasına ilişkin deliller de şöyle sıralandı:
İletişim tespit ile dinleme evrakı, Kırmızı Bülten kararları, İnterpol ve Europol (Avrupa Polisi) veri tabanları, operasyonlar, yurt dışında ve yurt içinde görülen öncül suç evrakı, operasyon ve aramalarda ele geçirilen dijital materyaller ve suç delillerine ilişkin değerlendirmeler, kriptolu telefonlardan imaj alma, inceleme ve çözümlemesine ilişkin aşamaları gösterir, bilgi ve belgeler, uyuşturucu ticareti yapma ve aklama suçunu içerir fotoğraf, video ve yazışmaların tespit, kod işlemleri çözümleme ve kimliklendirme çalışmaları, 652 sayfadan oluşan görüntü analizlerinin özeti, aklama suçuna ilişkin kişi bazlı analizler, şirketler üzerinden gerçekleştirilen eylemler, lüks araç alma yöntemi ile yapılan aklama eylemlerinin tespit ve yöntem çalışmaları, sanık bazlı eylemlerin değerlendirilmeleri, örgüt değerlendirme ve konumlandırma çalışmaları…
Mahkeme bu deliller kapsamında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağına oy birliğiyle karar verdi. 8 sanık hakkındaki tahliye kararlarına itirazı ise reddetti..