İngilizlere “Beni Kurtarın” diye yalvarmaya başladı!.

İngiliz The Guardian’da bir yazısı yayınlanan İBB’nğn sözde CHP’nin Gölge Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Türkiye’de demokrasi en tehlikeli dönemine girmiş durumda” ifadeleriyle yine Türkiye’yi şikayet etti!.
İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmaları devam ediyor.
19 Mart’ta bu kapsamda tutuklanan Ekrem İmamoğlu, o günden itibaren sık sık Batı medyasına konuşarak Türkiye’yi şikayet ediyor.
İmamoğlu bu kez İngilizlere konuştu.
The Guardian için bir makale kaleme alan İmamoğlu, daha önceki şikayetlerine devam etti.
“DEMOKRASİ EN TEHLİKELİ DURUMDA”
“Türkiye’de demokrasi en tehlikeli dönemine girmiş durumda.” ifadesini kullanan İmamoğlu, şu ifadelere yer verdi:
“Altı aydır, kimliği açıklanmayan tanıkların ifadelerine dayalı siyasi davalarla cezaevindeyim. Türkiye’nin dört bir yanında muhalefet belediye başkanları hapse atılıyor.
İstanbul’da ilçelerin dörtte birinde seçilmiş başkanlar görevden alınarak susturuldu. Adana’dan Antalya’ya, İstanbul’daki belediye personeline kadar baskı her kademeye uzanıyor.
Gazeteciler, akademisyenler, iş insanları, öğrenciler hapiste. Avrupa Konseyi gençlik delegesi Enes Hocaoğulları, sadece konuştuğu için tutuklandı.”
“PARTİMİZE KAYYUM ATANDI”
CHP’nin şaibeli kurultay davaları sürecine de değinen İmamoğlu, “İstanbul il kongresi iptal edildi, il başkanı görevden alınarak yerine kayyum atandı. Bu, siyasi çoğulculuğun fiilen sona erdirilmesi demektir.” dedi.
“YOL HARİTAM HAZIR”
CHP’nin önümüzdeki dönem için ‘demokratik geçiş için bir yol haritası’ hazırladığını belirten İmamoğlu, “Seçimleri kazanmak, ekonomiyi istikrara kavuşturmak, yargı bağımsızlığını sağlamak, yolsuzlukla mücadele, sosyal hakların genişletilmesi, kurumlara güvenin yeniden inşası ve değişen jeopolitik manzarada Türkiye’nin rolünü yeniden tanımlamak.” maddelerini sıraladı.
“TÜRKİYE’NİN DEĞİL DÜNYANIN MÜCADELESİ”
Türkiye’nin demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi sadece Türkiye’nin değil, dünyanın mücadelesidir.
Halkın iradesi galip gelecek. Öfkemizi stratejiye dönüştürmek zorundayız.
Bunu başarabilirsek, sadece kendi demokrasimizi değil, dünyadaki demokratik değerleri de yeniden ayağa kaldıracağız.