AMCA 10 YIL BOYUNCA ÖZ YEĞENİNİ İSTİSMAR ETTİ, BABA MAHKEME DE ŞİKAYETÇİ OLMADI!.
İzmit‘te, saçlarını yolup, saatlerce kendisini banyoya kilitleyen, intihara teşebbüs eden E.A.’ya (14), 4 yaşından beri cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan amcası F.A.’nın yargılanmasına başlandı. E.A.’nın babası, mahkemede kardeşinden şikayetçi olmadığını belirtirken, anne F.A. ise eşinin ailesinin olayı kapatmak için çabaladığını ve şikayetçi olduğunu söyledi.
İzmit’te yaşayan F.A., kızı E.A.’nın sürekli banyoya girip, saatlerce suyun altında kaldığını, akrabaları geldiğinde kendisini odaya kilitlediğini ve sınıfında erkek arkadaşları ile yan yana oturmadığını fark etti. F.A., bunun üzerine kızını psikoloğa götürdü; ancak E.A. konuşmadı. Sürekli saçlarını yolan E.A., intihar girişiminde bulundu. Bu nedenle doktor kontrolüne alınan E.A., mart ayında ise sinir krizi geçirdi. E.A., bu sırada annesine, amcasının 4 yaşından beri kendisine cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine kızın annesi, amca F.A.’dan şikayetçi oldu. 10 yıldır yeğenine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen F.A., gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen F.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, hakkında ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, E.A.’nın Çocuk İzleme Merkezi’nde alınan ifadesine yer verildi.
‘İFTİRA ATILDI’
Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanık F.A., mağdur E.A., annesi F.A., ablası A.A., babası ve avukatları ile yakınları katıldı. Duruşmada ilk olarak söz verilen sanık F.A., şunları söyledi:
“E.A. benim yeğenim olur, ağabeyimin kızıdır. Aynı ağabeyimin 5 kız çocuğu daha vardır. Ablamların da çocukları vardır. İddianamede bahsi geçen mağdure yeğenimin anlatımları doğru değildir. Mesela sinemaya gittiğimizde E.’nin iki ablası ve yeğenim B. de vardı. Hepimiz yan yana oturduk, ön sıralardaydık. Film komedi filmi olduğu için gülüşüyorlardı. İddia edildiği gibi benim kendisine cinsel amaçlı davranışım olmamıştır. Ben 7 gün çalışan biriyim. E.’nin dediği gibi her gün kendisini görüp cinsel istismarda bulunmam söz konusu değildir. Benim E.’den başkaca yeğenlerim de vardır. Onları sevgi amaçlı başlarını okşadığım ve sevmişliğim de vardır. Cinsel herhangi bir amacım olmamıştır. E.’yi de aynı şekilde sevmek amaçlı saçını ellediğim olmuştur. Diğer yeğenlerimden bu şekilde bir iddia gelmemiştir. E. en son mart ayında cinsel istismar eylemini yaptığımı söylemektedir. Mart ayında ağabeyim ev eşyasını taşımak için beni çağırdı, ben de kabul ettim. Ben baza ve koltukları taşıdım. Bu koltuk ve bazayı C. ve C. ağabeyim ile birlikte taşıdık sonrasında evde durmadan ayrıldım. O güne ait iddiaları da kabul etmiyorum. Ağabeyim ile yengem ile arasında geçimsizlik de vardır. Ben tutuklandıktan sonra yengem boşanma davası açmıştır. Çocukların velayetine ilişkin çekişme de vardır. Yengem boşanma karşılığı bir marketin yeri ile 4 daire istemiştir. Yengem ve yeğenim ailenin en zayıfı ben olduğum için beni seçtiler. Bu üzerime atılan bir iftiradır.”
BABA: OLAYI DOKTORLARDAN ÖĞRENDİM
E.A.’nın babası C.A. ise kızının olayı annesine anlattığını, kendisinin ise kızının tedavi gördüğü hastanedeki doktorlardan öğrendiğini öne sürdü. C.A., “Kızıma sorduğumda ‘Amcam F. bana cinsel istismarda bulundu’ dedi. Yalnızca bu şekilde söyledi, ayrıntı anlatmadı. Kızımın agresif bir yapısı vardır, ara sıra yalan da söyler. Kızımın rehber öğretmeni ile görüştüm. Kızımın iyi bir öğrenci olduğunu ama yanlış arkadaş sebebi ile 1 yıldır değiştiğini söyledi. Hatta kızımın okuldan kaçıp 3 arkadaşı ile alkol aldığını söyledi. Kızım E., kendisini savunur; haksız bir davranışa tepki gösterip, karşı çıkardı” dedi.
C.A., kızının intihar girişiminde bulunmasıyla ilgili ise “Kızımım intihar girişimi ben olayı duymadan önceydi. Bunun sebebi, bir gün evden kaçıp psikolojisinin bozulmasından dolayıdır. Kızım 2018 yılında Derince Eğitim Araştırma Hastanesi’nde psikolojik tedavi gördü. 2019 yılında Kocaeli Üniversitesi’nde ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nde 1 hafta yatılı tedavi gördü. Kızım E. İstanbul’a taşındığımız sırada siyah defterine ‘Bütün çocuklardan nefret ediyorum, bütün insanlardan nefret ediyorum’ gibi yazılar gördüm. Bu durumu annesine söyledim” diye konuştu
ŞİKAYETÇİ OLMADI
C.A., kardeşinden de şikayetçi olmayarak, “Kardeşim olan sanıktan herhangi bir şikayetim yoktur. Kızımın iftira atmasını gerektirir bir durum da yoktur” dedi. C.A., başka kızlarının da olduğunu belirterek, “Sanık, kız çocuklarını seven biridir. Ben cinsel amaçlı sevdiğini görmedim. Olaya ilişkin görgüm yoktur” diye konuştu.
ANNESİNİN ISRARIYLA ANLATMIŞ
E.A.’nın annesi F.A. ise duruşmada şunları söyledi:
“Şüphelenmeme rağmen kızım, bana olayı anlatmadı. Olayı anlatmadan 1,5 yıl önce kızımın davranışlarında değişiklik olmuştu. Ben ergenliğe giriyor, diye düşündüm. Davranış değişikliği 6’ncı sınıfta başladı. Bu davranışları anlamlandıramadım. Her hafta sınıf öğretmeni ile görüşen bir anneyim. Kızımı örnek gösterirlerdi. Sınıf öğretmeni beni çağırıp, ‘E.’ye ne oldu’ diye sordu. Sınıf öretmeni ‘E. kimseye yaklaşmıyor. Kimsenin dokunmasına izin vermiyor, tepki gösteriyor’ diye bana söyledi. Öncesinde kızım sevgi dolu biriydi. Bu durumu sorguladım, çözüm bulamadım. Kızım saçlarını yolmaya, banyoda 2,5 saat kalmaya başlayıp, kendine zarar vermeye başlayınca doktora götürdüm. Testler yapıldı. Durumun alerjik değil psikolojik olduğu söylendi. E. bizimle irtibatı kesip odaya kapanmaya başladı. E. sorgulamama rağmen bana cevap vermedi, aşırı ağlamaya başladı. E.’nin başına gelenleri anlatması için babasının baskı yapmasını istedim. Anlatması için ısrar ettim. Sonunda kızım ‘Yıllarca sizin gözünüzün önünde tacize uğradım’ dedi, bu sırada saçlarını da yoldu. Kendisine sarıldım, anlatmasını istedim. Devamında ‘Amcam’ diye söyledikten sonra F.’nin ismini verdi. Ben ilk başta inanmak istemedim, davranışlarının yanlış olabileceğini kızıma sordum. ‘Hayır ikisi arasındaki farkı biliyorum, ben çocuk değilim’ dedi. ‘Ne zaman başladı?’ diye sorduğumda, anaokulundan beri olduğunu söyledi. Bu dönem, kızımın 4 yaşında olduğuna tekabül eder. Özel bölgelerini ellediğini söyledi. Ayrıca sinemadaki olayda da kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. Kızım kendi evimizde, kayınpederimin evinde, sinemada olmak üzere birden fazla kez cinsel istismara maruz kaldığını anlattı.”
‘AİLE İÇİNDE KONUYU KAPATALIM’ DEMİŞLER
Eşinin ailesinin olayı kapatmaya çalıştığını iddia eden F.A., “Olay açığa çıktıktan sonra kızımın dedesi T.A., amcaları F.A., R.A., Y.A. ve M.A. eve gelip baskın yaptılar. F.A. o dönem daha tutuklanmamıştı. O dönem aile içinde kapatalım, diye çabalar oldu. Ben F. tutuklandıktan sonra eşim hakkında boşanma davası açtım. Eşim ailesi tarafından baskı yapıldıktan sonra bize ve çocuklarımıza kötü davranmaya başladı. Ben sanıktan şikayetçiyim” dedi.
ABLA, TANIKLIK YAPTI
Davada tanık olarak dinlenen E.A.’nın ablası A.A. ise “Amcamın bana karşı bir cinsel davranışı olmadı; ancak bir kere bana sert bir şekilde vurması oldu. E. ile tartıştığımız dönemde E.’yi korurdu. Amcam F., kardeşim E.’nin odasına giderdi, bizim odamıza gelmezdi. Bu olaya kadar annem ve babam arasında pek tartışma olmazdı. Bu olaydan sonra aralarında tartışma çıktı. Evimize F.A. gelince kardeşim E.’ye hakaretlerde bulundu. Ben kendisine, ‘Senin kızına böyle bir şey olsa ne yapardın?’ diye sorunca bana bağırıp küfretti. Babama, ‘Sen bunlarla baş edemezsin’ dedi. Gidince babam da bize bağırdı” diye konuştu.
Sinemaya gittiklerini anlatan A.A., “Biz oturduğumuzda E. benimle yer değiştirmek istedi. Yanında amcam F. oturuyordu. Film arasında yer değiştirdik. Bir şey söylemedi; ancak yüzü mutsuzdu” dedi.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti, sanık F.A.’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 11 Şubat 2020’ye erteledi. Heyet ayrıca E.A.’nın sınıf öğretmenin tanık olarak dilenmesini istedi.
AVUKAT: ADALET MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ
E.A.’nın avukatı Ceren Acer, duruşma sonunda yaptığı açıklamada, “Mağdurun babası ile sanığın akrabası olan tanığın ifadeleri, görgü ve bilgiye dayalı değil tamamen aile üyesi olan sanığı koruma ve suçu kapatma amaçlıdır. Bugün duruşmada sanık müdafilerince sanık kürsüsündeki şahıs yerine mağdur çocuk ve müşteki anne yargılanmaya çalışılmış, sanığın fiilleri yerine çocuğun özel hayatı sorgulanmıştır. Bunun adı mağdur suçlayıcılıktır. Toplum vicdanını sarsan ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasından uzak bir savunma yapılmıştır. Çocuğun yaşadığı travma dosyada bulunan adli tıp ve adli görüş raporu ile sabit olmasına rağmen, neden- sonuç ilişkisi çarpıtılarak sanık yakınlarının kişisel kanaatleri ile çocuğun psikolojisi değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte mağdur çocuğun tanık olarak dinlenen ablası ve müşteki olan annesi, tüm tehdit ve baskılara, duruşma esnasındaki tahriklere karşı mahkeme huzurunda da cesaretle dik duruşlarını sürdürmüşlerdir. Bizler de avukatları olarak cinsel istismara maruz bırakılan çocuğun ve annesinin hukuk ve adalet mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.