Muharrem İnce’nin CNN TÜRK’te ki açıklamalarından satır başları…
CHP 2018 Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CNN TÜRK ekranlarında Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulunuyor.
Muharrem İnce’nin açıklamalarından satır başları:
Bir arkadaşım sabah 7.30-08.00 arasında adımın geçtiği her yeri ulusal basın ve yerel basın da dahil bana gönderiyor. Onları okuyorum, güne onlarla başlıyorum.
Hazırlanıyorum. Türkiye’nin sorunlarını öğrenmeye ve çözüm üretmeye. Ders çalışıyorum bir Yüksek Lisans öğrencisi gibi. Gündemden kopmuyorum.
Beştepe’ye giden CHP’li iddiası
(Talat Atilla’yı tanıyor musunuz?) Hiçbir diyaloğum yoktur kendisiyle. Sokakta görsem fotoğrafına benzetir miyim bilmiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı ortaya çıktı ‘Böyle bir görüşme yoktur’ dedi. Ben çıktım meydan okudum, dava açtım. Saray’a giden bir kişi varsa bile o ben değilim. Benim olmadığım ortaya çıkmışsa daha fazla uzatmadım.
(CHP içinde ‘çete’ iddiası) Çete arkadan iş çeviren, pusu kuran, komplolar kuran insanlara denir. Bana karşı da bir komplo kurulmuştur. Lafımın arkasındayım. Komplo açığa çıktı, ben aklandım. Cumhurbaşkanı Saray’a çağırsa gider miyim? Sohbet ederim, giderim konuşurum. Ama bunu gizli yapmam. Tweet atarım, şu saatte görüşeceğim diyerek. Sonra Genel Başkan’dan izin alırım, öyle görüşürüm.
(Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü?) Kendisini aradım. Görüşelim bakın bu partiye zarar verir. Ben İzmir’e gidiyorum demiştim. Sonra da görüşmedik. Beraber basın karşısına çıksaydık, konuyu kapatırdık. Zamana yayılmazdı, büyümezdi. Görüşmek isterse görüşürüm.
Ömrümü verdim bu partiye. Tüzel kişiliğe bir zarar gelecekse susarsınız. Ben vekil olmak için gelmedim ki partiye.
“Aday olmak için ne gerekiyorsa yapacağım”
İddiam hâlâ sürüyor. O bir komplodur, kurgudur. Ben Kanal İstanbul’u yerli otomobili, asgari ücreti konuşmak istiyorum. Baştan söyleyeyim. Tüm gece bu iddiayı konuşmam. CHP’nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmaya mecburdur. Genel Başkan derse ki ben ‘Cumhurbaşkanı adayıyım.’ kendisini desteklerim. Ne istiyorsa orada olurum. Ben sağında, solunda dururum. Al arabayı gez, katkı sağla… Sağlarım. CHP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmaya mecburdur. Yoksa iddiası ortadan kalkar. Kendisi aday olursa ben yanındayım. Aday olmadığı tüm durumlarda ben aday olmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
(CHP, İmamoğlu ya da Gül’ü aday gösterse destek verir misiniz?) Ekrem İmamoğlu ayrı Abdullah Gül ayrı. Partimin milletvekilleri ‘Ekrem İmamoğlu aday’ demişse bana düşen görev ona yardımcı olmaktır. (‘Gül’ dendiğinde…) Bakacağız ona. Sayın Genel Başkan aday olduğunda ben yokum.
Partiden 8.5 puan fazla almışsam, 41 yıl sonra CHP 30 barajını aşmışsa, herhalde hakkımı teslim edersinizdir diye düşünüyorum. Megaloman değilim ama katkım var.
Belediyelerimizde başarılı olmak zorundayız. Seçim başarımız ortadadır, başta adaylarımız olmak koşuluyla. Şimdi belediyecilik başarısı konuşulacak. Bu kadar sürede başarılı-başarısız denemez kimseye. Uyarı yapıyorum, ‘olmasın’ diyorum. ‘Aman 89’da yaşadığımızı yaşamayalım.’ diyorum.
Ankara ile ilgili bir şey söylerim. Ankara’da yaşıyorum. 81 ille ilgili bir şey söylemem. Ankara’nın kesin oyu artmıştır.
(Çete iddiası) Benim ‘çete’ dediklerim beni aday göstermedi. Partinin gerçeklerini söyleyeyim. Sayın Kılıçdaroğlu istemeyip, onlar isteseydi olur muydu? Sayın Kılıçdaroğlu ‘CHP üyeleri arasında anket yaptırdım. Yüzde 85 sen çıkıyorsun.’ dedi. Doğrusunu yaptı Genel Başkan. Minnet mi edeceğim? Minnet falan etmeyeceğim. Dava açacaklar. ‘CHP’li vekilden aldım bilgiyi’ diyor. Neden dava açmıyorsun kardeşim. Duyumlarım da var bildiklerim de. Tahminlerim var.
Sinan Aygün’ün istifa etmesi
Ne yazık ki CHP yönetimi krizleri iyi yönetemiyor, nokta. Sinan Aygün-Belediye Başkanımız tartışması benim ilgi alanım dışında, nokta. Siz sorun ben Kanal İstanbul’u anlatacağım. Bütün gece CHP’yi tartışmam, Türkiye’nin sorunlarını tartışacağım.
Yerli otomobil konusu
Çok iyi araştırdım bu konuyu. Belki 50 kez başarısız olup, 51’de başarılı olacağız. 175 bin araç üretilecek. Birisi ‘Bu çok az. Sistem yürümez.’ diyor. Acaba öyle mi dedim. Münih’te bir Alman otomobil fabrikasında saniyede 58 saniyede bir otomobil çıkıyor. İki vidayı sıkıyor, diğeri geliyor. Bir saat 3600 saniye. Bir gün 86400 saniye. Çarpı 365 derseniz… 550 bin civarında araç üretiyor bir fabrika. Demek ki 175 bin sayısıyla ilgili çelişkiler doğru. Biz yerli üretim yapıyoruz zaten. Yerli marka sorunumuz var bizim. 13 yıl teşvik veriyoruz artı 6.5 yıl daha. 300 nitelikli işçi olacak. Brüt asgari ücretin 20 katı maaş vereceğiz, 60 bin TL civarı… Hiç itirazım yok. Sevindiğim kısmı benzinli ya da dizel yapılmıyor. 1.5 yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde meydanlarda şunu söyledim; Pil, aküler… Binlerce öğrenciyi yurt dışına göndereceğim, doktora yaptıracağım dedim. 1.5 yıl sonra dediğim noktaya geldik. 24 Haziran’da Cumhurbaşkanı olsaydım en az 5000 öğrenci pil konusunda, akü konusunda doktora yapmış olacaktı.
Sıkıntılar neler… Bir bataryanın ağırlığı 300 kilogram. Sanıldığı kadar çevreci değil. Elektrik üretmek için de çevreye zarar veriyorsunuz. Biz yıllarca, otomobilde neden başarılı olamadık? Motorda dışa bağımlı olduğumuz için. Şimdi de pilde dışa bağımlı olabiliriz. Çok iyi araştırdığımı söylüyorum.
Tabi ki destekliyorum. Geç bile kalınmış. Kesinlikle destekliyorum ancak iyi olsun istiyorum. Kafama pek yatmadı. Niğde Üniversitesi şuan hidrojen pillerle uğraşıyor. Hidrojen pillerine yatırım yapılmış olsaydı, hepsini ver derdim. Pil 50 bin dolar. Yüzde 18’e 17’e düşerseniz pilin ömrü tükeniyor. Evde şarj ederseniz 10 saatte şarj edersiniz. Ben diyorum ki, geç kaldık bu işe, keşke daha önce yapsaydık ama bu hidrojen pillerini unutmayalım. Tartışmamız gereken yapay zeka, iletişim teknolojileri. Dünya şuanda endüstri 5.0’ı tartışıyor. Japonya akıllı fabrikalarla, akıllı insanların buluşması… Destekliyorum bu yatırımı diyorum ve eksik taraflarını söylüyorum. Türkiye’nin bunları tartışması gerekiyor. Hükümet olmakla devlet olmak ayrı şeyler. Bu AK Parti’nin otomobili olursa hepimize yazık olur. Sonuna kadar yanındayım ama hidrojen pillerini unutmayın diyorum. Çevreci olduğunu kimse bana anlatmasın. Bir pil 50 bin dolar… 300 kilogram.
Pile elektrik enerjisini yüklüyorsunuz, elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştürüyor.
LİBYA KONUSU
Burada yaşanan tam bir kardeş kavgası.
Türkiye BM’yi destekleyen gücü destekliyor. Fransa Hafter’i destekliyor. ABD, Rusya ortada oynuyor.
Biz Libya’ya asker göndereceğiz… Biz nereye gidiyoruz? Kardeş kavgasına… Davet olursa gideceğiz ve Libya’nın diğer yarısına düşman olacağız. Libya’da meşru hükümeti tanıyoruz, Suriye’de meşru hükümeti tanımıyoruz.
Ben olsam tezkereyi Meclis’e getirip bekletirdim. O tezkereyi orada tutarsınız ve bir adam es-Serrac’a bir adam da Hafter’e gönderirsiniz. Ağabey rolü oynarsınız. Biz bu topraklarda eski devletimizin topraklarıydı. ‘Ben sizi uzlaştırmak istiyorum.’ dersiniz.
(Doğu Akdeniz anlaşması) Çok doğru bir anlaşma. Biz kazançlıyız. Biz karlıyız ama Libya da karlı bu işte. Hafter kazanırsa ne olacak? Tanıyacak mı? Gerek yok bu riske. Biz burada kardeşlerden birini tutmak yerine, daha üst perdeden bakmalıyız. Cezayir, Tunus, Mısır karşı çıkıyor.
Libya’ya şu an asker gönderilmemeli. ‘Ne işimiz var Arap toprağında’ yaklaşımını doğru bulmuyorum. Gerekirse kutuplara da gönderirsiniz. 5 milyon Suriyelimiz var 1 milyon da Libyalımız olur.