ABD Başkanı Joe Biden ve çetesinin sabıka kaydı!.
Hüseyin Vodinalı yazdı..
Joe Biden bugün işe başlıyor.
İçeride zorlanacak, bu kesin.
Amerikan siyaseti hiç bir dönem bu kadar kutuplaşmış ve bölünmüş bir halde olmamıştı.
Cumhuriyetçilerden dışlanan Trump, muhtemelen üçüncü bir parti kuracak. Adı bile belli. Patriot Party, yani vatansever partisi.
Biden ve ekibi küresel oligarşinin adamları.
Neocon, Siyonist ve Evanjelist sentezi.
Klasik olarak…
Ağzından düzgün laf çıkmayan Trump’ın istisnai biçimde yapmadığını, onlar bir sürü süslü kelimelerle donatıp yapacaklar.
İçerideki kargaşalığı örtmek için dışarıda yeni savaşlar peşinde koşacaklar.
Nereden mi biliyorum?
Sabıka kayıtlarından.
Bu kabineyi biraz yakından tanıyalım isterseniz.
HER SAVAŞA EVET DİYEN DEMOKRAT: JOE BIDEN
30 yaşında Delaware’den senatör olarak seçilen Biden’ın Demokrat Parti’deki siyaset hayatı hep savaş destekçiliğiyle geçti.
Ronald Reagan’ın 1983’te Grenada’yı işgalini ve 1986’da Libya’yı bombalamasını destekleyen Biden, George H.W. Bush’un 1991’de Panama’yı işgali ve Bill Clinton’ın 1999’da Kosova’yı bombalamasını da alkışladı.
Tek istisnası 1991’deydi ama o da yine savaş yandaşlığıyla noktalandı.
Irak lideri Saddam Hüseyin 1991’de Kuveyt’i işgal ettiğinde Biden, Saddam’ın uluslararası bir ambargo ile kontrol altına alınabileceğine inanarak Irak’ı işgal etmeye karşı oy kullandı.
Ancak, (Baba) Bush savaşa girdiğinde Biden, ona tam desteğini verdiğini açıkladı ve Bush’u gerçek “liderlik” sergilediği için övdü.
Ölen 110.000 sivilden hiç bahsetmedi.
Biden, 1991’de Irak’ın Kitle İmha Silahları’nı denetleme ekibindeki askeri uzman Scot Ritter’a, özel görüşmede, Irak’ta kitle imha silahı olmadığını bildiğini ve buna rağmen Saddam’ı devirmek için ne lazımsa yapılması gerektiğini söyledi.
Yani sahte rapor hazırlamasını istedi.
Ritter’dan o sözleri aktarıyorum:
“Yüzleşmemiz gereken bir şey var ki, Saddam Hüseyin’den kurtulmamızın tek yolu, bunu ABD olarak tek başına yapacak olmamız. Sonunda bu olacak. Sen ve senin gibi üniformalı adamlarımız çöle ayak basacak ve bu or.sp. çocuğunu devirecek. Bunu sen ve ben iyi biliyoruz!”
11 Eylül saldırılarının ardından Biden, Afganistan’ın işgalini alkışladı.
Biden, Bush-Cheney Cuntası’nın sahte bayrak saldırılarıyla kurguladığı “Teröre Karşı Savaş” edebiyatını hararetle onayladı.
Bunu, çağdaş medeniyet ile kaotik ulus ötesi İslamcı teröristler arasındaki “kıyamet savaşı” olarak niteledi.
Bush, 17 Mart 2003’te Saddam’a bir ültimatom verdiğinde – görevden ayrıl ya da işgal edil – Biden tahmin edilebileceği gibi onu destekledi.
Biden 4 ay sonra, Brookings Enstitüsü’ndeki bir toplantıda “[savaşta] doğru oyu verdiğini ve bugün de bunun arkasında olduğunu” söyledi.
Obama döneminde Başkan Yardımcısı olan Biden, Irak’tan sorumlu oldu.
Tabii ki Irak’ta kurulan IŞİD de onun sorumluluk alanındaydı. Musul’un IŞİD tarafından işgalinde onun parmağı vardı. Tüm rejim muhaliflerinin silahlandırılmasında ve Suriye’de kullanılmasında da Biden bizzat görev aldı.
Ukrayna’daki yalancı devrim işleri de Biden’ın sorumluluk sahasındaydı.
Torpilli oğlunun Ukrayna’daki kukla hükümetten yağlı ihaleler alması skandalı patladığında her şeyi inkar etti. Tıpkı daha önceki savaş yanlısı tavırlarını inkar ettiği gibi.
Joe Biden, Türkiye’yi yakından tanıyor. Ama sevmiyor. Sadece AKP rejimini değil, tüm ülkeyi sevmiyor.
Aksine Yunanistan’a ve antik Helen kültürüne özel bir takıntısı var.
Yenilerde yaptığı bir konuşmasında aynen şunları söyledi: “Beyaz Saray’da hiç Yunan asıllı Başkan olmadı. Ama şimdi artık Joe Bidenopulos var!”
Unutmadan; Biden’ın Yunanistan aşkının yanı sıra kız çocuklarına olan aşırı düşkünlüğü de basında tartışma konusu!
BIDEN’IN ÇETESİNDE KİMLER VAR?
Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Irak’ın işgaline Biden ile birlikte hararetli destek verenlerden.
Holokost’tan kurtulmuş bir üvey babanın çocuğu olarak İsrail yanlısı, sıkı bir Rusya, İran ve Türkiye düşmanı.
Trump’ın tek taraflı çıktığı İran nükleer anlaşmasına geri dönmeme yanlısı.
Blinken, selefi Pompeo’nun aksine daha uzlaşmacı. Ama fitne ve fücur işlerinde tabii.
Financial Times haberine göre, Blinken yakın tarihli bir podcast sırasında bir röportaj yapan kişiye, “Rusya ve Çin gibi otokrasilerin, ülkemizdeki siyasi kargaşayı daha fazla suistimal etmesine izin vermemeliyiz. Bunun için ittifakları yeniden inşa etmeliyiz” dedi.
Bunun için ekonomik, siyasi, askeri ve istihbari her türlü aracı kullanacağından emin olabiliriz.
Biden’ın Savunma Bakanı emekli general Lloyd Austin, siyahi ama tam bir şahin. Eski CENTCOM Komutanı olarak Irak ve Suriye’de IŞİD’i kullanan ekipten.
Savaşlardan kazanan dev silah şirketi Raytheon’un da yönetim kurulu üyesi.
Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Hillary Clinton’un yanından geldi. İsrail yanlısı ve Trump’ın pek de sallamadığı Kuzey Atlantik (NATO ve AB) bağlarının yeniden kurulması için çalışıyor.
CIA ve NSA dahil 18 ulusal istihbarat ajansının bağlı olduğu çatı istihbarat kuruluşunun başına gelecek olan Avril Heines de, tam bir şahin. Heines eski CIA Başkan Yardımcısı. Obama’nın dron savaşlarının planlayıcılarından. İşkenceci geçmişiyle bilinen CIA Başkanı Gina Haspel’e yakın bir isim.
Obama döneminde, senatörlerin bilgisayarlarına giren CIA ajanlarını koruyan bir kişi.
Yani kadın veya siyahi olmak insanları melek ya da güvercin yapmıyor.
Bu özellikler daha çok bir tür kamuflaj olarak kullanılıyor.
Obama ve Hillary’de bunu gördük.
Çin’e karşı sürülen mücadelede önemli piyon olan Hindistan’a selam çakarcasına, Hint kökenli Kamala Harris başkan yardımcısı yapıldı. Harris zamanında zengin bir iş adamı avukatın metresi olarak politikada yükseldi. Kaliforniya Eyalet Başsavcısı iken Kaliforniya Senatörü olarak seçildi. Hızlı yükselişi pek çok gözlemcide kuşku yaratıyor. Genç Hint-Siyahi kökenli kadın politikacı Biden ölürse ABD Başkanı olacak.
Suriye ve Libya’nın bombalanmasını savunan eski Obama elemanı faşist Susan Rice, Dış Politika Konseyi Başkanı olacak. ABD’nin eski Almanya Büyükelçisi Ric Grenell, Rice’ın etkinliğinin çok yüksek olacağını tanımlamak için, “Biden yönetiminin ‘Gölge Başkanı’ olacak” ifadelerini kullandı.
Biden’ın Savunma Bakan Yardımcısı olarak seçtiği Colin Kahl, Suudi Arabistan lideri Muhammed Bin Selman’dan ve BAE’den haz etmeyenlerden. Zaten Selman’ın en büyük endişesi Trump’ın seçimi kaybetmesiydi.
Biden’ın CIA Başkanı William Burns, eski bir diplomat. Bir dönemler Büyükelçilik yaptığı Moskova’dan sorumlu olacak gibi görünüyor.
Burns, Rusya ile sorunlu ilişkiyi çok dikkatli yönetilmesi gereken bir şey olarak tanımlıyor. Putin iktidarda olduğu sürece herhangi bir iyileşme olasılığı görmüyor. Önümüzdeki dönem ABD – Rusya ilişkilerini iyice gerildiği bir süreç yaşanacak. Bu kesin. Burns, diplomasiden çok emrindeki casus teşkilatını kullanacak. Rusya’yı istikrarsızlaştırmaya yönelik gizli operasyonlara hız verecek. Navalni örneği bunun bir başlangıcı gibi. Hedef Rusya’da rejim değişikliği. Bu metindeki Rusya kelimelerinin yerine Türkiye ve İran’ı da koyabiliriz..