Ahmet Necdet Sezer’in “ışık” yorumuna dikkat çeken sözler! “Sezer’in ilk kararı ışıkları kapatmak oldu!.”

Türkiye ile ilgili çok önemli meselelerde gizemini koruyan eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AYM üyesinin ‘ışık’ tweeti ile ilgili yorumda bulunarak sessizliğini bozdu. Sezer’in yorumunu değerlendiren Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök, dikkat çeken sözlerde bulundular.
AYM üyesi Engin Yıldırım’ın sosyal medyadan yaptığı ‘ışıklar yanıyor’ paylaşımının yankıları devam ediyor. Birçok kesimin tepki gösterdiği ‘darbe imalı’ paylaşıma ilginç bir açıklama getiren eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yorumuyla ilgili Hürriyet gazetesi yazarları Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök, dikkat çeken ifadeler kullandı.
Ahmet Necdet Sezer’den ‘ışık’ tweetine ilginç yorum
Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım’ın sosyal medya hesabından yaptığı ‘Işıklar yanıyor’ paylaşımına tepkiler gelmeye devam ediyor. Yıldırım’ın paylaşımıyla aynı zamanlarda sosyal medyadan eski Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer güzellemeleri yapan bazı hesaplar da dikkat çekti. Türkiye’nin atlattığı kritik olaylarda hep suskunluğu seçen Sezer, ilk kez ‘ışıklar yanıyor’ paylaşımı için konuştu. Sezer, “12 Ekim Ankara’nın başkent oluşunun 97’nci yılıydı. Bu yüzden Ankara’da tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ışıkları açıktı” dedi.
Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök’den dikkat çeken sözler
Hürriyet gazetesi yazarları Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök, AYM üyesi Yıldırım ve eski Cumhurbaşkanı Sezer hakkında dikkat çeken ifadeler kullandı. Sezer’in açıklamasına tepki gösteren Ahmet Hakan köşesinden, “Keşke susmaya devam etseydiniz Ahmet Necdet Sezer! Hiç değilse o efsunkâr gizem havasını sürdürmüş olurdunuz. Hiç değilse manidar bir küslük içinde olduğunuzu düşünürdük. Keşke” diye yazmıştı.
Yazısı yüzünden eleştiri alan Ahmet Hakan, bugün yeniden Ahmet Necdet Sezer’le ilgili bir yazı kaleme aldı.
Ahmet Hakan’ın, “Aranan aday niye Ahmet Necdet Sezer olmasın ki?” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Sustu, sustu, sustu… Işık olayında konuştu” diye bir eleştiri yazdım dün Ahmet Necdet Sezer için.
Ağır bir eleştiri değildi ha!
İmbat rüzgârı gibi hafif bir eleştiriydi.
*
Hatta eleştiri bile sayılmazdı yazdıklarım.
Minnacık bir yadırgama denilip geçilecek cinstendi.
*
Öyle bir tepki aldım ki…
Kıyamet gibi.
“Sen kimsin ki Ahmet Necdet Sezer ağamıza laf ediyorsun” tonunda tepkiler bile geldi.
*
Tepkileri görünce…
Aklıma “Millet ittifakının olası cumhurbaşkanı adayları” listesi geldi.
*
O listede…
Abdullah Gül var, Ali Babacan var, Ekrem İmamoğlu var, İlhan Kesici var, Mansur Yavaş var, Muharrem İnce var.
*
Peki ama niye Ahmet Necdet Sezer yok?
*
Madem Ahmet Necdet Sezer…
Bu denli seviliyor, bu denli takdir ediliyor, bu denli benimseniyor, bu denli korunuyor…
Niye millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak adı bile geçmiyor?
*
Denilebilir ki…
“Ahmet Necdet Sezer’in böyle bir arzusu, emeli, hedefi yok. O nedenle adı geçmiyor”.
*
Sezer’in böyle bir kararı varsa…
Tabii ki saygı duyulur.
*
Ama hiç değilse kapısı çalınamaz mı? “Bahtı kara mader” olayına girerek ikna edilmeye çaba gösterilemez mi? Hiç değilse denenemez mi?
‘Sezer’in ilk kararı ışıkları kapatmak oldu’
Ertuğrul Özkök ise, Ahmet Necdet Sezer ve Çankaya’nın ışıklarına ilişkin ilginç bir olayı hatırlattı. Özkök’ün bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:
Dün Türkiye’nin “ışık” ve “aydınlatma” konularındaki siyasi psikolojisini yazmıştım ya… Çok önemli bir şeyi unutmuşum. Bir arkadaşım hatırlattı… Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı olduğunda aldığı ilk karar Çankaya Köşkü’nün ışıklarını kapattırmak oldu. Gerekçesi de “tasarruf yapmak”tı…
Ben ülkemin Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün ışıklarının yanmasından değil sönmesinden korkarım…
Nitekim onun Cumhurbaşkanlığı dönemi, benim gözümde Çankaya’nın kayıp yıllarıdır…