Aşık Veysel 126 yaşında..

Anadolu aşık geleneğinin en büyük temsilcilerinden olan halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu doğumunun 126’ncı yılında sevenleri tarafından anılıyor..
“Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lal olsun dillerin söyleme ya da
Garip bülbül gibi ah-u zar etme”
25 Ekim 1894’te Sivas’ın bugün Şarkışla ilçesine bağlı olan Sivrialan köyünde dünyaya geldi.
Annesi Gülizar, babası Ahmet adında bir çiftçiydi. Asıl adı Veysel Şatıroğlu olan Aşık Veysel, çocukluğunu ve gençlik yıllarını köyünde geçirdi. Bölgede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanmasıyla 7 yaşında iki gözünü de kaybeden Aşık Veysel, babasının teşvikiyle 10 yaşındayken saz çalıp şiir söylemeye başladı. Büyük ozan, o dönemde saz ustaları Çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyin’den ders aldı.
İlk evliliğini 1919’da Esma Hanım ile yapan, annesini ve babasını bundan bir yıl sonra kaybeden Veysel Şatıroğlu, eşinin kendisini terk etmesi üzerine 1928’de ikinci evliliğini Gülizar Hanım ile yaptı. Veysel’in bu evlilikten Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye adlarında 7 çocuğu dünyaya geldi ancak çocuklarından Hüseyin birkaç aylıkken hayatını kaybetti.
Sivas’ta 1930’lu yıllarda öğretmenlik ve milli eğitim müdürlüğü görevlerinde bulunan şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer’in, tanınmasına büyük katkı sağladığı ozanın adı, ilk defa 5 Ocak 1931’de Tecer tarafından düzenlenen “Sivas Aşıklar Bayramı”nda duyuldu.
SAZIYLA ANADOLU’YU DOLAŞTI
Tecer’in davetiyle köy enstitüsünde saz hocalığı da yapan ve Cumhuriyet’in 10’uncu yıl dönümünde Ankara’ya getirilen ozan, daha sonra halkevlerinde, kahvehanelerde ve radyoda şiirlerini saz eşliğinde okudu. Eski gezginci aşıklar gibi elinde sazıyla hemen hemen bütün yurdu defalarca dolaşan Aşık Veysel’in, ilk şiir kitabı “Deyişler” 1944’te yayımlandı.
Ömrü yoksulluk ve zorluklarla geçen Aşık Veysel, Cumhuriyet’in 10’uncu yılı için yazdığı destanın yayınlanmasıyla da dikkati çekerken, Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler köy enstitülerinde halk türküsü öğretmeni olarak 5 yıl görev yaptı. Yurt çapında tanınması 1950’lerde gerçekleşen Aşık Veysel, aynı yıl senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazdığı, Metin Erksan’ın yönetmenliğini üstlendiği “Karanlık Dünya” adlı bir filmde, yaşadığı Sivrialan köyü çevresiyle birlikte konu edildi.
Şiirleri konu bakımından zengin çeşitlilik gösteren Veysel, Yunus Emre’nin etkisindeki şiirlerinde halk kültürünün mayasına karışan yönleriyle tasavvuftan izler sunarken, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak, kendisinden sonra gelenleri etkiledi.
AŞIK GELENEĞİNİN BÜYÜK TEMSİLCİLERİNDEN OLDU
Duru ve arı bir dille yazdığı şiirleriyle halkla aydınlar arasında köprü kuran Aşık Veysel’e TBMM tarafından, “Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü” 1965’te özel bir kanunla 500 lira aylık bağlandı.
Yaşama sevinciyle hüznün, iyimserlikle umutsuzluğun iç içe olduğu şiirleriyle, aşık geleneğinin son büyük temsilcileri arasında yer alan ünlü halk ozanı, 1971’de Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde son konserini verdi.
Ozan, ölümünden birkaç saat öncesinde bile, ”Birbirinizle, konu komşuyla iyi geçinin, dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın” diyerek, ”Kürt’ü Türk’ü ne Çerkezi/Hep Adem’in oğlu, kızı/Beraberce şehit, gazi/Yanlış var mı ve neresi” dizelerini söyledi.
SENLİK BENLİK NEDİR BIRAK
Allah birdir Peygamber Hâk
Rabbil alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i
Hep Adem’in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi?
Kuran’a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de Hâk
Hakir görüp ırk ayırmak
Hâkikâtte yüz karası
Bin bir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir gardaş
Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hâkikat bunun burası
Şu âlemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuşuz emir Hâkk’tan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir belâ
Dava insanlık davası?
Aşık Veysel, 21 Mart 1973 günü sabaha karşı 03.30’da doğduğu köy olan Sivrialan’da, şimdi adına müze olarak düzenlenen evde hayata gözlerini yumdu.
ESERLERİ İLE GÖNÜLLERE TAHT KURDU
Çocukken iki gözünü de kaybetmesine rağmen şiirlerine yansıttığı vatanseverlik, hoşgörü, yaşama sevinci ve sevgi mesajlarıyla hem kendi dünyasını aydınlatan hem de bugünlere ışık tutan halk ozanı, hafızalara kazınan çok sayıda eser bıraktı.
“Dostlar Beni Hatırlasın”, “Güzelliğin On Para Etmez”, “Kahpe Felek”, “Kara Toprak”, “Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Atatürk’e Ağıt”, “Beni Hor Görme”, “Beş Günlük Dünya”, “Derdimi Dökersem Derin Dereye” gibi eserleri hafızalara kazınan ve Türkçeyi en yalın ve güçlü şekilde kullanan Aşık Veysel, şiirlerinde verdiği mesajlarla Türk milletine her zaman birlik ve beraberliği öğütledi..