AYM’den “Trafik Sigortası” ile ilgili iptal kararı..
Anayasa Mahkemesi (AYM), zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortasında, tazminat borcu ile ilgili genel şartları belirleme yetkisini, yürütmeye yetki veren bazı kuralları Anayasa’ya aykırı bulduğu için iptal etti.
AYM, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu mali sorumluluk sigortasını konu alan maddelerdeki ‘genel şartlar’ ibaresiyle ilgili kuralları Anayasa’ya aykırı bularak iptaline karar verdi. Mahkemenin gerekçeli kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) ile, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararda doğacak tazminatın sigorta teminat limiti dahilinde ödenmesinin teminat altına aldığını hatırlatan AYM, itiraz konusu kuralların sigorta şirketinin bu borcunun kapsamının ne şekilde belirleneceğini düzenlediğine dikkat çekti.
‘Kanunilik ölçütü yönünden anayasaya aykırı’
İtiraz konusu kurallarda sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamının düzenlenmediği ve bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan ‘genel şartlar’ ile belirlendiği vurgulanırken, gerekçeli kararda “Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir. Borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kurallar kanunilik ölçütü yönünden Anayasa’nın 13 ve 48’inci maddelerine aykırıdır” denildi.
‘Menfaat dengesinin bozulmasına yol açabilir’
Mahkeme, itiraz konusu kuralların, sözleşmenin tarafları olarak motorlu taşıt işleten ile sigorta şirketinin yanında motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle zarara uğrama riskine maruz kalan üçüncü kişilerin menfaatleri arasındaki dengenin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Sigorta şirketinin borcunun kapsamının, itiraz konusu kurallarda atıf yapılan genel şartlarda belirlendiğini vurgulayan AYM, “Bu da zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, buna karşılık sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açabileceği gibi aksi durum da söz konusu olabilecektir” tespitinde bulundu.
‘Gerçek zararın karşılanmamasına yol açacaktır’
Gerekçeli kararda, 6098 sayılı kanuna göre zarar olarak nitelendirilen hususların genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmemiş olması halinde, işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması gereken tazminat sorumluluğunun kapsamının farklı olacağının altı çizilerek “Bu durumun ise geçek zararın karşılanmamasına yol açacağı, dolayısıyla işleten ile zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı açıktır. İşleten, sorumluluk sigortası yaptırmış olmasına rağmen, sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile gerçek zarara karşılık gelen tazminat arasındaki farktan, zarar görene karşı sorumlu olmaya devam edecektir. Zarar görenin sigorta şirketi tarafından tazmin edilmeyen zararı ise, ancak işletenin ekonomik durumunun bu zararın karşılanması için yeterli olması halinde tazmin edilebilecektir. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 5, 13, 17, 35 ve 48’inci maddelerine aykırıdır” denildi.