Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak canlı yayında gündeme ilişikin önemli açıklamalarda bulundu. Her fırsatta liyakattan dem vuran CHP’lilerin skandal iftiralarına cevap veren Bakan Albayrak Öztrak’a eleştirerek, “Kendi imkanlarıyla iki oğlunu da yetiştirmiş köyden çıkıp gelen bir adamın oğlu olarak ben sosyete olacağım, 7 sülalesi, dedesi, abası, amcası bütün akrabai tâlukatı bakanlıklardan vekilliklere kadar devletin tüm imkanlarını kullanacak, ben devletten bir kuruş olmadım.” dedi.
İşte Bakan Albayrak’ın o açıklamaları;
Benim bu hayatta onur duyduğum iki unvan var. Birincisi Sadık Albayrak’ın oğlu olmak, ikincisi Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmak. Birincisi ömrü hayatını davası uğruna vakfetmiş, mücadele namına evlatlarını her türlü fedakarlık yaparak yetiştirmiş.
BENİM İÇİN ŞEREFTİR
İkincisi Türk İslam tarihinin en önemli liderlerinden bir tanesinin damadı olmak bir şeref. Birilerinin ilişkisi siyasettir. Siyasi bir ilişkim yok. Benimkisi gönül ve dava ilişkisi. Bugün çok sevdiğini iddia edenler yarın menfaati uyuşmayınca giderler. Bizimki ölümüne. Dava noktasında ölümüne bir ilişki. Böyle bir ilişkide damat olmak benim için gurur duyulacak bir husus. Birilerinin küçümsemek için söyledikleri benim için gurur.
BEN Mİ SOSYETEYİM 7 SÜLALESİ DEVLETTEN GEÇİNEN Mİ SOSYETE?
Berat Albayrak kim? Berat Albayrak, 1942’de Trabzon’un bir köyünde doğmuş, 1960’larda üniversite okumak için İstanbul’a gelmiş kıt kanaat geçinmiş, yıllarca kirada oturmuş, maddi imkanları olmamış, 12 Eylül’de davası ve şuuru için kitap yazdığı için hapis yatmış, yüzlerce yıl hapisle yargılanmış bir insanın oğlu. Ve o evlatlarını, 2 oğlunu okutmak için kütüphanesindeki Osmanlıca eserleri satmak zorunda kalan bir babanın oğlu olarak, 2 oğlu da kimseye hiç kimseye bir kuruş müdana etmeden devletin en iyi okullarını kazanarak okumuş. Kendi imkanlarıyla iki oğlunu da yetiştirmiş köyden çıkıp gelen bir adamın oğlu olarak ben sosyete olacağım, 7 sülalesi, dedesi, abası, amcası bütün akrabai tâlukatı bakanlıklardan vekilliklere kadar devletin tüm imkanlarını kullanacak, ben devletten bir kuruş olmadım. Burs bile almadan okudum ben. Siyasetin çukur seviyesi diyoruz ya, ben o çukur seviyeye inmeyi zul addediyorum.
HALA 2000 YILINDA DOLARLA ALINAN BORÇLARIN FAİZLERİNİ ÖDÜYORUZ
Şimdi ben IMF’nin hazinecisi diyorum. Hazine müsteşarlığı dönemde 2000 yılında yüzde 12 faizden 30 yıl vadeli dolarla kredi almış bir yapıdan bahsediyoruz. Hala onun faizlerini ödüyoruz. 10 senemiz daha var. 2030’a kadar ödenecek. Milyarlarca borçlanmış bir yapıdan, Hazine müsteşarlığı yapmış bir kişiden bahsediyoruz. Kim tefeci! Benim bakanlığım döneminde, dünya ekonomik krizinin çıktığı bu yıl hazine olarak yüzde 2’lerden borçlandık. Yüzde 12 dolar ile 2000’de borçlandılar. Yüzde 50’lerden 55, 60’lardan TL borçlanmaları var. Biz bu yıl yüzde 8’lerden. Mayıs ortalaması yüzde 8,5’lardan. Kim paraları nereye vermiş? Biz hala sizin borçlarınızı ödüyoruz.