Bilim Kurulu’nun aşı kararı öncesi flaş 3. doz Biontech’te yan etki uyarısı..
Koronavirüs Bilim Kurulu’nun, 2 doz Biontech aşısı olanlar için 3. doz aşı kararı merakla bekleniyor. Virüs uzmanı Semih Tareen, 3. doz Biontech aşısı ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. 6 ay sonra aşının koruması tamamen bitiyor algısının doğru olmadığını söyleyen Tareen, aşı işlemi sonrası görülebilecek yan etkilere de dikkat çekti.
6 AY SONRA AŞININ KORUMASI TAMAMEN BİTMİYOR
Bu konuda açıklama yapan Virolog Semih Tareen, üçüncü doz Biontech aşısının gerekli olup olmadığıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi: “Üçüncü doz şart değil ama bilimsel veriler şunu gösteriyor; oluşan antikorların nötralize kabiliyeti 6 ay sonra daha az oluyor. Bu oldukça normal, şaşılacak bir şey yok. Ancak nötralize kabiliyetinin azalması antikorun tamamen yok olduğu anlamına gelmiyor. Yani ‘Aşılar 6 ay sonra korumuyor’ diyemeyiz.”
“Ancak nötralize seviyesi azaldığı için o seviyeyi 3’üncü bir dozla artırabiliyorsunuz” diyen Tareen’e göre 3’üncü dozu olmak mantıklı. Virolog, “Söylediklerimiz Biontech Pzifer aşısı için geçerli. Biliyorsunuz Sinovac aşısı için durum farklı. Sinovac aşısının zaten etkinliği Biontech’e kıyasla daha düşük ve bu yüzden de Sinovac aşısında üçüncü doz daha önemli” vurgusunu yaptı.
‘ÜÇÜNCÜ DOZDA DA YAN ETKİ GÖRÜLEBİLİR, BU ÇOK NORMAL’
İkinci doz Biontech aşısından sonra ağır yan etkiler yaşadığını söyleyerek aşı olmaktan çekinenler için Taaren, şu bilgileri verdi: “Bütün bu yan etkiler yayınlandı. Mesela ben de ikinci dozdan sonra ateş, titreme, halsizlik, yorgunluk gibi semptomlar yaşadığım için 1-2 gün yattım. Bu yan etkiler, bağışıklık sistemimizin çalıştığını, harekete geçtiğini gösteriyor. Dolayısıyla üçüncü dozda da bu tür yan etkilerin görülme ihtimali var ve bunlar tamamen normal yan etkiler.”
‘ŞİMDİLİK GÜNCELLEMEYE GEREK YOK’
Üçüncü doz Biontech aşısının içeriğiyle ilgili bir güncelleme olup olmayacağıyla ilgili “Şimdilik bu aşının içeriğinin güncellenmesi gerektiğine dair bir veri yok” diyen virolog Semih Taaren sözlerine şöyle devam etti: “Hatta Güney Afrika Beta varyantına karşı güncellenmiş bir aşı çalışması yapıldı. Ancak görüldü ki bu varyanta karşı güncelleme yapmanın herhangi bir avantajı yok. O nedenle şimdilik elimizdeki aşıların gayet etkin olduğunu söyleyebiliriz. Herhangi bir güncelleme şimdilik gerekmiyor. Tabii gelecekte ne olur bilemeyiz” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Denver Hayvanat Bahçesi’nde en az 11 tane aslan koronavirüs olduğu açıklandı. Kedi koronasının çok uzun yıllardır bilindiğini belirten Virolog Semih Tareen aslanların geçirdiği koronavirüsün kedi koronasıyla karıştırılmaması gerektiği kanaatinde. Kedi koronasının kedilerde, akciğerden ziyade bağırsağa zarar verdiğini ve ishale neden olduğunu söyleyen Tareen, “Koronavirüs ailesine aitler ama koronavirüs ailesi altında zaten binlerce tür koronavirüs var. Kedilerin, yarasaların, farelein hatta balinaların bile enfekte eden koronavirüsler var. Bunların hepsi birbirinden farklı” dedi.
‘İNSANLARA NASIL BULAŞIYORSA…’
Semih Tareen kedi koronasının insanlara geçmediğini fakat insanların koronavirüslerinin kedilere geçebildiğini de belirtti. “Kovid-19’a sebep olan SARS-CoV-2 zaten sürekli mutasyona uğruyor” diyen Tareen, bütün canlıların her gün mutasyon geçirdiğini ve virüsün mutasyona uğradığı için kedileri ve aslanları enfekte etmediğini belirtti. Aslanlara bulaşan virüsün insandan insana nasıl geçiyorsa, insandan hayvana da o şekilde geçebileceğini belirten Tareen, “Koronavirüs nasıl ki insanlarda solunum hastalığına sebep olabiliyorsa, bazı hayvanlarda da buna neden olabilir. Kediler, aslanlar da bunlar arasında” diye konuştu.
‘HAYVANLAR İÇİN AŞI ÇALIŞMASI YOK’
Virolog Semih Tareen, laboratuvar deneylerinde bilim insanlarının dağ gelinciği veya hamster gibi hayvanları model olarak kullanıp koronavirüs üzerine çalıştıklarını da belirtti. Bütün bu çalışmalara rağmen hayvanlar için henüz bir korona aşısı geliştirilmediğini söyleyen Tareen, hayvanlar için aşı geliştirilmemesinin sebebini Kovid-19’un hayvanlarda risk oluşturacağı yönünde bir kaygı olmamasına bağladı. Veterinerlik çalışmalarında diğer koronavirüsler türleri için de aşı çalışmaları olduğunu söyleyen Tareen, “Örneğin, kedilerdeki kedi koronavirüsünden korunmak için belli bir tür aşı var, o zaten veterinerlikte de kullanılan bir şey” ifadelerini kullandı.
DAHA ÖLÜMCÜL MÜ OLUYOR?
Hayvanlarla ilgili yapılan diğer bir araştırma ise hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların gittikçe daha ölümcül olacağı yönünde. Bilim insanları en az 8 kuş gribi türünün dünyada dolaştığını ve yeni salgının koronavirüsten daha tehlikeli olabileceğini söyledi. Virolog Semih Tareen ise bu gelişmeleri ‘sansasyon’ olarak nitelendirdi. Semih Tareen, “Zaten hayatın başından beri salgınlar vardı. Dünyanın her yerinde yeni salgınlar sürekli oluyor. Biz virologlar bunları sürekli takip ediyoruz” dedi.
RİSK ÖNCEDEN DE VARDI, ŞİMDİ DE VAR’
Özellikle kuş gribi gibi hayvanlardan insanlara geçen viral salgınların her zaman insan sağlığını tehdit edebilecek olduğunu söyleyen Tareen, “Burada yeni olağanüstü bir şey yok. Sadece Kovid-19’dan dolayı insanlar daha bunu bilir hale geldiler ve Kovid-19’dan dolayı da haber kanalları sansasyonel bir şekilde bu haberleri paylaşıyorlar. Halbuki değişen bir şey yok. Risk önceden de vardı, şimdi de var” diyerek konuya açıklık getirdi.
‘BİZ ŞU AN ŞANSLIYIZ’
Semih Tareen hayvanlardan insanlara geçen bir virüsle ikinci bir pandeminin olabileceğini ekleyerek, “Yani biz şu an şanslıyız. Çünkü kovid-19 üzerine ilaveten ikinci bir gribal enfeksiyon pandemisi çıkmadı. Belki de yaşanmamasının sebebi alınan tedbirlerden dolayı” dedi.
‘SATIŞI VE AVLANMASI YASAK OLAN HAYVANLAR YÜZÜNDEN…’
“Hayvanlardan insanlara geçebilecek virüslerden nasıl korunabiliriz?” sorusuna Semih Tareen, “Bu durum evcil hayvanlar için değil de daha çok yabani hayvanlar için geçerli” cevabını verdi. Tareen, koronavirüsün de avlanması yasak olan hayvanların avlanılması ve etlerinin satılmasından kaynaklı yayıldığını ifade etti ve bu durumu, “Mesela koronavirüsler yarasalardan yayılıyorlar ve mağaralara giren insanlar, mağaralardaki yarasaların dışkısının kurumuş tozunu soluyarak oradan virüsleri kapabiliyorlar” diyerek örnekledi. Bu gibi virüslerin önüne geçmek için ise bilinçli hayvancılığın önemli olduğunu belirten Tareen, çok farklı hayvan türlerinin bir araya gelmemesi gerektiğinin de altını çizdi.
‘5’İNCİ PANDEMİK KORONAVİRÜSÜ YAŞIYORUZ’
Semih Tareen virüslerin laboratuvardan geldiğine dair olan söylemlere ise “Gerek sosyal medya gerekse bazı haber kaynakları olsun ortada bir delil olmadan hâlâ bu haberin peşinden gidiyorlar” diyerek tepki gösterdi. Yaşadığımız pandeminin ilk olmadığını ve 5’inci pandemik virüsü yaşadığımızı belirten Semih Tareen, “Bu virüslerin laboratuvardan geldiğine dair hiçbir delil yok. Bütün deliller, bu virüsün de doğadaki yarasalardan direkt ya da dolaylı olarak insanlara geçtiğini gösteriyor” diye konuştu.
‘LABORATUVARDAN ÇIKMASI ÇOK ZOR’
“Virüslerin laboratuvardan sızma ihtimali var ama bu ihtimal çok çok düşük” diyen Tareen, aynı zamanda bu durumun çok zor bir ihtimal olduğu da belirtti. Semih Tareen, “İnsanlara bulaşması tehlikeli olabilecek virüslerin çalışmalarının yapıldığı yerlerde çok iyi korumalar var. Hani öyle korumalar var ki kaza olsa bile engelleyecek ya da o insanın virüsü kapıp başkalarına yaymasını engelleyecek önlemler mevcut. Dolayısıyla bu risk çok az, tabii sıfır değil ama böyle bir risk çok az” diyerek ölümcül ve bulaşıcı virüslerden doğada çok olduğunu ve bilim insanlarının bu virüslerle çalıştığını belirtti.
‘HADİ BEN VİRÜS YAPAYIM GİBİ BİR ŞEY YOK’
Virüsleri daha iyi tanımaya gerek olduğunu ve salgınlara böylelikle daha iyi hazırlanılabileceğini belirten Tareen, “Ancak böyle yoktan ‘Hadi işte ben ölümcül bir virüs yapayım’ gibi bir şey olma ihtimali pek yok. Çünkü virüs yaratmanın bir tarifi yok. Zaten insanlar böyle şeyler yapmayı çok iyi bilmiyor çünkü en iyi laboratuvar, doğadaki laboratuvar. Yani doğanın kendisi bu tür deneyleri zaten her gün yapıyor ve bunu biz doğada sürekli görüyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
(milliyet)