Biraz da terörist Demirtaş’ın Kızılay Bombacısı PKK’lıyı öven “Seher” isimli kitabından bahsetsene Bilo!.
Bülent Arınç, “Devran” isimli kitabını överek elinde yüzlerce insanımızın kanı olan terörist Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiğini söylemişti!. Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, baş kahramanı Kızılay bombacısı olan terörist Demirtaş’ın “Seher” adlı kitabını hatırlattı!.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi Bülent Arınç, Selahattin Demirtaş’ın ‘Devran’ isimli kitabını önerirken şunları söyledi: “Bu kitabı okuduktan sonra siz Selahattin Demirtaş hakkındaki kanaatinizi belki değiştirmeyeceksiniz. Ama Kürtler ve Kürtlerin yaşadığı travma üzerinden kafanızda çok şeyler değişecek.”
Arınç’ın Demirtaş ve Osman Kavala için tahliye istediği açıklamaları siyasetin gündemi oldu.
Tartışma sürerken Hürriyet yazarı Nedim Şener, Arınç’a Selahattin Demirtaş’ın terörsitleri övdüğü ve “özerklik” mesajları verdiği Seher isimli kitabını hatırlattı.
Seher karakterinin 2016’da Ankara’da 38 kişinin hayatını kaybettiği Kızılay saldırısının canlı bombacısı olduğu basına yansımıştı.
Şener’in yazısının satır başları şöyle:
“Arınç travma görmek istiyorsa, 1978’de kurulan ve ilk önce bölgedeki köyleri basarak hamile kadınları, çocukları hatta bebekleri kurşunlayarak, diri diri yakarak öldüren PKK’nın terör tarihine bir baksın. O kadar geçmişe gitmek istemiyorsa, daha yakın zamana bizzat Demirtaş’ın içinde olduğu, Kobani ayaklanması ya da PKK’nın çukur eylemleri hatta sözde özerklik ilan ederlerken ki hallerine, PKK’lıların katlettiği Yasin Börü’ye, Eren Bülbül’e, 11 aylık Bedirhan bebeğe baksın.
Ama Arınç o vicdan noktasından oldukça uzak, havayı koklayan bir siyasetçi. En iyisi ben ona Selahattin Demirtaş’ın neyin arkasında olduğunu ve nasıl bir gelecek hayal ettiğini anlaması için ‘Seher’ isimli diğer kitabını önereceğim.
KİTABIN KAHRAMANI BOMBACI
Hikâyesi farklı anlatılsa da Demirtaş’ın kitabına ‘Seher’ adını, 13 Mart 2016 günü Ankara Kızılay’da toplam 38 kişinin hayatını kaybettiği, 19’u ağır 125 kişinin yaralandığı saldırıda PKK’nın canlı bomba olarak kullandığı terörist Seher Çağla Demir’e atıfla verdiği basına yansıdı.
Kitabın adının nereden geldiği de önemli değil, içinde ne yazdığı önemli. O yüzden Bülent Arınç’a, özellikle ‘Seher’ kitabının sonunda yer alan ‘Sonu Muhteşem Olacak’ bölümünü dikkatli okumasını öneriyorum. Demirtaş’ın orada hâlâ PKK’nın “özerklik” hayalinin sözcülüğünü sürdürdüğünü görecektir.
Demirtaş o bölümde, babası PKK’nın çukur eylemleri sırasında öldürüldükten hemen sonra dünyaya gelen Bekes isimli bir çocuğun 28 yaşına gelmiş ve doktor olmuş oğlunu anlatıyor.
İlk okuyuşta isimler ve olaylar kurgu gibi gelebilir ama küçük isim değişiklikleri ya da üstü örtülü geçen olaylarla anlatılanlar gerçek hayatla son derece uyumlu.
Şimdi Demirtaş’ın kitabındaki o bölümden alıntılar aktaracağım.
AMERİKA’DAN GELEN DAVET
Şimdi gelelim Demirtaş’ın satırlarına:
“Kent Konseyi’nin uzun süren toplantısından çıkıp eve geldiğinde heyecanı her halinden okunuyordu…
‘Sana bir sürprizim var anne, konferans için Amerika’ya gidiyorum. Kent Konseyi toplantıda beni görevlendirdi bunun için’ dedi.
Annesi gururla baktı oğluna…
O’na hamileyken öldürmüşlerdi kocasını…
Oğlu okul çağına geldiğinde artık kendi anadillerinde eğitim yapan okulları vardı.
Mahalle Meclisleri ve Kent Konseyi’nin aldığı kararla açılan okullarda kendisi bile geç de olsa okuma yazma öğrenmişti.
Oğlu da doktor olup kasabaya döndükten sonra Kent Konseyi’nin görevlendirmesiyle Halk Sağlığı Merkezi’nde çalışmaya başlamıştı.
Her yıl yapılan Kent Konseyi seçimlerinde önce meclis üyesi ardından da Meclis Eşbaşkan Sözcüsü seçilmişti.
Hiç görmediği babası ve amcasına layık olma bilinciyle büyümüştü.
Kasabanın bu başarılı yerinden yönetim deneyimini anlatması için Harward Üniversitesi’nde bir konferans vermek üzere kasabanın Kent Meclisi’nden bir kişi Amerika’ya, Boston’a davet edilmişti.
Konferans daha bir ay sonraydı ama doktor şimdiden yerinde duramıyordu. 28 yıllık hayatında ilk defa Amerika’ya gidecekti…
Önce İstanbul’a, oradan da Amerika’ya gidecekti. Sabah kasabanın dışındaki havaalanına gitmeden önce babasının mezarını ziyaret edecekti. O’nu havaalanına bırakacak arkadaşı Bawer’le birlikte mezarlığa gittiler. Bahçeden topladığı çiçekleri tüm mezarların üzerine bıraktıktan sonra en son babasının ve bitişiğindeki amcasının mezarının üzerine bıraktılar…
Mezar taşlarının birisinde babası Ahmet Tunç, diğerinde ise amcası Mehmet Tunç’un isimleri yazıyordu…”
DEMİRTAŞ’IN HAYALİNDEKİ ‘ÖZERKLİK’
“Ne var bunda, hayali bir olay ve hayali kahramanların olduğu bir hikâye bu” diyebilirsiniz.
Evet, geleceğe yönelik, “kent konseyi, mahalle meclisi, yerinden yönetim” gibi kelimeler Demirtaş tarafından dillendirilen terör örgütü PKK’nın hayalleri.
Elbette onlar PKK ve Demirtaş’ın hayalleri olarak tarihin çöp tenekesinde yer alacak.
Ama yazdıkları, Arınç tarafından örnek gösterilen Demirtaş’ın kitabında yer verdiği olay ve terörist isimleri bize kafasında ne olduğunu gösteriyor.
Kitaptaki Bekes isimli 28 yaşındaki gencin mezarlıkta ziyaret ettiği babası ve amcasının mezar taşlarındaki isimleri hatırlıyor musunuz? Birisi babası “Ahmet Tunç”, diğeri amcası “Mehmet Tunç”.
Mehmet Tunç, HDP’lilerin 2016’de sözde özerlik ilan ettiği Cizre’de PKK/KCK Demokratik Halk Meclisleri Başkanı Mehmet Tunç’un bizzat kendisi. PKK’nın çukur eylemleri sırasında 9 Şubat 2016 günü ölü ele geçirildi.
Ölü ele geçirilen Mehmet Tunç, çukur eylemleri ile ilgili PKK’lıların örgüt yönetimine gönderdikleri 2017 tarihli raporlarda şöyle övülüyor:
“Bodrumlarda direne direne şehadete ulaşacaklarını ama teslim olmayıp diz çökmeyeceklerini haykıran Mehmet Tunç yoldaşların bizden isteği, talimatı onlardan alınan direniş bayrağının zaferle buluşturulmasıdır.”
9 Ağustos 2017 tarihli bir başka raporda ise özerklik ilanı ile çukur eylemlerinde neden başarılı olamadıkları ve Mehmet Tunç’un rolü söyle anlatılıyor: “Özyönetimlerin ilanı ve şehir direnişlerinin başlamasından önce (…) halkımızın Botan alanında örgütlü olduğu, yönetimlerin kararlı bir şekilde devrim havasına hazır olduğunu biliyorduk. Fakat bu hamle başladığında halk yönetiminde bulunan kadro ve legal yönetimler adeta ortadan kayboldular. Cizre’de bu durum Pakize ve Mehmet Tunç yoldaşlar şahsında bazı arkadaşlar tarafından sonuna kadar direnişte ısrar etme, örgüt perspektifini hayata geçirme tutumu açığa çıktı. Fakat genel için aynı şey söylenemez.”
ÇUKUR OLAYLARINDAKİ TERÖRİSTLER
İŞTE Demirtaş’ın kitabında adını geçirdiği Bekes’in amcası Mehmet Tunç böyle birisi.
Kitapta Bekes’in babası olarak geçen “Ahmet Tunç” ise gerçekte Cizre Demokratik Halk Meclisi Başkanı Mehmet Tunç ile yan yana mezarları olan kardeşi “Orhan Tunç”. Her ikisi de aynı eylemde ölü ele geçirildi. Demirtaş, kitapta Bekes’in babasını “Ahmet Tunç” diye yazmış. Peki “Bekes” kim, gerçekte böyle biri var mı?
Bekes, amcası Mehmet Tunç ve babası Orhan Tunç PKK’nın çukur eylemlerinde ölü ele geçirildikten hemen sonra, yani 2016’da dünyaya gelen bir bebek.
Ve maalesef Demirtaş, aklı sıra PKK’nın Türkiye’yi bölme hayalini kurarken o bebeğin gerçek adını kullanmaktan rahatsız olmamış.
HENDEK-ÇUKUR TERÖRÜ
Demirtaş, çukur kazan PKK’lılara desteğini, PKK/KCK yönetiminin talimatıyla 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan ederken de göstermişti.
PKK’nın çukur eylemlerine karşı başlatılan operasyonlarda 278 kamu görevlisi şehit olmuş, 2 bin kişi yaralanmıştı. 2 Aralık 2015 ile 9 Mart arasında başlatılan operasyonlarda ise 3 bin çukur ve hendek kapatılmış, 767 PKK’lı ölü, 189’u da yaralı ele geçirildi. 1343 PKK’lı da yakalanmıştı. İşte Demirtaş’ın kitabında ismini geçirdiği Mehmet Tunç, kardeşi Orhan Tunç (kitapta Ahmet Tunç yazılmış) o teröristler arasında yer alıyordu.
Demirtaş’ın yazdıklarından boş hayalleri, bir isim değişikliğini çıkarınca ortada şöyle bir gerçek kalıyor: “2016’da PKK’nın çukur eylemleri sırasında PKK’lı amcası ve babasının ölü ele geçirilmesinden sonra doğan ve ‘onlara layık olma bilinciyle büyüyen’ Bekes, 28 yaşına geldiğinde (yıl 2044) Cizre’de yerinden yönetim, kent konseyi ve mahalle meclisleri vardır, okullarda anadilde eğitim yapılmaktadır.”
ARINÇ’A İYİ OKUMALAR
Yani Türkiye bölünmesi hâlâ Demirtaş’ın hayallerini süslüyor. Dedim ya: Hayalleri, bir isim değişikliğini çıkarın ortaya çıkan gerçek tam olarak budur.
Demirtaş, buna öyle inanmaktadır ki ‘Seher’ isimli kitabının gelirini babası PKK’nın çukur eylemleri sonrasında dünyaya gelen Bekes dahil çocukların eğitimi için bağışladığını bile açıkladı.
Demirtaş, kimi gerçek kimi hayali isimlerle kitap yazıyor ama hayali olan kent meclisini içeren, adına ‘yerinden yönetim’ dediği özerlik hayalini ise hiç gizlemiyor.
İşte Arınç, Türk-Kürt ayırmadan güvenlik güçlerini şehit eden sivilleri katleden PKK’ya terör örgütü diyemeyen, “PKK elebaşının heykelini dikeceğiz” diyen bu kafadaki Demirtaş’ın kitabını öneriyor. Benim Bekes için dileğim, Demirtaş gibilerin “Türkiye’yi bölmeye yönelik” hayallerinden uzak ülkesine yararlı bir doktor olması.
Demirtaş’a iyi hayaller, Arınç’a iyi okumalar…