Çağrı merkezi çetesi müşterilerin bilgilerini ele geçirmiş!.
Üyelik esnasında ise kimlik verilerimizi paylaşırız. Peki bu kimlik bilgileri dolandırıcıların eline geçerse neler olabilir?
Dolandırıcılık için çağrı merkezi kurdular. Bir telekomünikasyon şirketinin müşterilerinin bilgilerini ele geçirdiler. Milyonlarca liralık vurgun yaptılar. Ancak İstanbul Siber Polisinin yaptığı operasyonla yakayı ele verdiler.
Çetenin yasadışı faaliyetleri oldukça dikkat çekici. Vurgun sisteminin içerisinde 4 farklı grup var.
İlk grup, söz konusu telekominikasyon şirketinden alt bayilik alıp, vatandaşlara üyelik paketi satmaya çalışanlar olarak biliniyor. İkinci grup, işin koordinasyon bölümünde yer alan aracı ya da komisyoncular. Üçüncü grup ise dolandırıcılık çetesi ve dördüncü grup da kiralık hesap sahipleri.
İki farklı yöntem izlediler
Vatandaşları dolandırmak için 2 farklı yöntem uygulanıyor. Önce alt bayilerdeki şüpheliler telekominikasyon şirketinden üyelik satmak için kişisel bilgileri alıyor.
Daha sonra da şirketin haberi olmadan bu bilgileri para karşılığı komisyonculara satıyor. Eğer kredi kartı bilgileri de istenirse, bu kez komisyonculardan alınan ücret daha da artıyor.
Söz konusu şüpheliler daha sonra üyelik satabilmek için müşterileri aramaya devam ediyorlar. Bu görüşmelerdeki asıl maksat ise vatandaşların çalıştığı bankayı öğrenip, komisyonculara bildirmek. İşte bu bilginin de ele geçirilmesinin ardından sıra çete üyelerine geliyor.
“Hesabınız ele geçirildi” diyerek vatandaşların hesaplarını boşalttılar
Çete üyeleri komisyoncuların kendilerine getirdiği kişisel bilgilerle, bir banka çalışanı gibi vatandaşları aramaya başlıyor.
Bu aramalarda vatandaşlara, ‘Hesabınızda şüpheli bir işlem tespit ettik, biz bankanız olarak hesabınızdaki paraya bloke koyarak, güvenlik departmanına aktardı. Parayı kurtarmak için Merkez Bankası’nın güvenlik birimine ait IBAN hesabına EFT ya da havale yapmanız gerekiyor’ diyorlar. Buna inanan mağdurlar da hesabında kendisine ait olan tüm parayı, çeteye göndermiş oluyordu.
Aslında Merkez Bankası’na ait olduğu söylenen hesap başkasına ait. Yani çete üyeleri kendi kimleri deşifre olmasın diye, başkalarından kiraladıkları paravan banka hesaplarına bu paraların gönderilmesini sağlıyorlardı.
Çetenin bir diğer yöntemi ise bu mağdurların mobil bankacılık bilgilerini ele geçirmek. Önce ellerindeki kişisel bilgilerle, hedefteki vatandaşın adına gizlice banka sistemine girmeye çalışıyorlar.
Şifreyi bilmedikleri için, şifremi unuttum kısmına basıp, mağdurun cep telefonuna yeni şifre mesajı gitmesini sağlıyorlar. Yine şüpheli işlem bahanesiyle vatandaşı arayıp, gelen mesajdaki şifreyi öğrenip, mobil bankacılık hesabını ele geçiriyorlar.
Eğer hesapta yüklü miktarda para varsa hepsi çekiliyor. Hesabı boş olanlar adına da kredi çekiyorlar.
İşletmelere ortak oldular
Tüm bu işlemlerin ardından devreye yeniden komisyoncular giriyor. Paraların aktarıldığı kiralık hesap sahipleriyle, banka önünde buluşuluyor. Para nakit çekildikten sonra, her iki grup yüzde 5’lik komisyonunu ana paradan alıyorlar.
Ana para daha sonra komisyoncular aracılığıyla yurt dışındaki kripto para borsalarında dolaştırılıp, çete üyelerine aktarılıyor. Çete üyeleri ise turistik yerlerde yatırımlar yaparak, bu paraları aklamaya çalıştı. Çeteye yapılan operasyon sonucu 30 kişi gözaltına alındı.
Operasyonda zanlıların bir adresi resmi bir çağrı merkezine dönüştürdüğü ortaya çıktı. Sistemin ilk sırasında yer alan alt bayi çalışanlarının hedef vatandaşları aramadan önce kendi aralarında yaptıkları konuşmalar dikkat çekiyor. Operasyonda tamamı çete üyesi 17 kişi tutuklandı.
Son bir yıl içerisinde kendi hesabında 20 milyon liralık bir para döndüğü belirlenen çete lideri ise kendini şu şekilde savundu:
‘’Bu işlerler bağlantım yok. Ben ticaret yaptım. Bir kaç firmaya ortak oldum. Onların karıyla paramı yükselttim.”
Şüpheli alt bayi çalışanları ise, yasal görevlerini yerine getirdiklerini, müşterileri arayıp üyelik satabileceklerini belirttiler. Kimseye kişisel bilgilerin yer aldığı bir data satmadıklarını da öne sürdüler.
50 bilgisayarın ele geçirildiği operasyonda, şimdiye kadar dijital materyallerin yalnızca 4’te biri incelenebildi. Bu incelemeler sonrasında bile zanlıların en az 1 milyon liralık vurgun yaptıkları iddia ediliyor.