Söz konusu karara daha önce bir araya gelerek yayınladıkları bildirilerle kamuoyunun gündemine gelen CHP’li 11 belediyeden konuyla ilgili yeni bir bildiri geldi.
Enflasyonla giriş
CHP’li 11 belediyeden; Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Tunç Soyer, Muhittin Böcek , Zeydan Karalar, Yılmaz Büyükerşen, Özlem Çerçioğlu, Osman Gürün, Vahap Seçer, Kadir Albayrak ve Lütfi Savaş’ın imzasıyla yayınlan ortak bildiride ilk olarak enflasyona dikkat çekildi.
“Sonuçları tahribata neden olacak”
Enflasyonun son 20 yılın en yüksek seviyesine çıktığı kaydedilen açıklamada, “Belediyelerimiz tüm imkanlarını kullanarak, karşı konulmaz bu artışlara karşı dursa da bu ekonomik gidişatın yarattığı tahribatın kaçınılmaz sonuçları ne yazık ki olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada ekonomik krizin getirdiği yüke değinildi ve artış kalemlerinde başta ulaşım ikinci olarak da gıda ürünlerine vurgu yapıldı. Belediyelerin maliyet kalemlerinin arttığı belirtilirken buna rağmen dar gelirli vatandaşların yanında olunmaya devam edileceği vurgulandı.
“İptal için girişimlerde bulunacağız”
Dışişleri Bakanlığı’nın izni doğrultusunda yabancı misyonlarla yapılacak görüşmeye ilişkin genelgenin de değerlendirildiği belirtilen açıklamada “Bu genelgenin hukuka ve demokrasiye uygun bir genelge olmadığının altını çizeriz ve genelgenin iptali konusunda hukuki girişimlerde bulunacağımızı beyan ederiz.” ifadeleri kullanıldı.
Ülkemizin boynunu uluslararası arenada bükecek bir ayıp”
Bu yasaklama kararıyla birlikte kamoyuna bir hususun daha bildirilmesi gerektiği belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Böyle bir kararın 2 tarafı vardır. Yabancı misyonlar ile iletişimde kısıtlama getirilen kişi ve kurumlar. Böyle bir tebliğin tek taraflı yapılması, yani yabancı misyonlara yapılmaması dikkat çekicidir ve teamüllere aykırıdır. Özellikle belediye başkanları nezdinde, bu yasağın “şehir diplomasisi”, “kardeş kent ilişkileri”, “yatırım arayışları” ve “uluslararası iş birlikleri oluşturulmasına” dair olumsuzlukları doğacaktır. Demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde bile akla gelmeyen bu uygulamanın 2022 yılında hayata geçirilmesi, ülkemizin boynunu uluslararası arenada bükecek bir ayıptır. Kıymetli ve köklü bir geleneğe sahip Türk Dışişleri’nin bu kararı yeniden gözden geçirmesi önem arz etmektedir.”