CHP’nin Deniz Gezmiş riyakarlığı…
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını överek methiyeler düzen, hatta iade-i itibar için yasa teklifi hazırlayan CHP’nin geçmişte bu isimlerin idamının önünü açması nedeniyle “samimiyetsiz” olarak yorumlanıyor.
48 yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın ölüm yıldönümünde istismar yarışına giren CHP, samimiyetsiz siyasetin en büyük örneği olarak gösteriliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun virüs salgınına rağmen 3 eşkıyanın mezarını ziyaret etmesi, CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün gezmiş ve 2 arkadaşı için iade-i itibar yasa teklifi hazırlaması, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un Gezmiş’i öven paylaşımlar yapması tepkiyle karşılandı.
Solu istismar partisi
Akit’e konuşan 26. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yazar Mehmet Metiner, CHP’nin sol-sosyalist isimleri istismar ettiğini söyledi. Aynı ikiyüzlülüğün Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Dersim ve Kürt meselesinde gösterildiğine vurgu yapan Metiner, şunları anlattı: “CHP solcu, sosyal demokrat bir parti değildir. Kılıçdaroğlu CHP’si Atatürkçü bir parti de değildir. CHP’nin devr-i iktidarında Nazım Hikmet yıllarca cezaevlerinde çürütülmüştür. S. Ali siyasi komployla öldürülmüştür. Bütün sol-sosyalist aydınlar en fazla CHP’nin iktidarında zulme, baskıya uğramışlardır. Ya sürgüne gönderilmişlerdir ya da işkence edilmiştir yada uzun süre cezaevlerine atılmışlardır. Deniz Gezmiş olayında CHP vekillerinin TBMM’de oy verdiği biliniyor. Meclis zabıtları ortadadır.”
Gezmiş, nazım, dersim hepsi CHP’nin günahı!
1937’deki Dersim Harekatı’nı hatırlatan Metiner, şöyle devam etti: “Kılıçdaroğlu kendisi Tuncelilidir. CHP iktidarında Tunceli’de çıkan isyanın nasıl zalimce bastırıldığını en iyi kendisi bilir. Yine CHP iktidarında, Kürtlerin yoğun olarak yaşamış olduğu coğrafyada masum halkın Zilan derelerinde nasıl acımasızca katledildiğini herkes biliyor. Bugün Deniz Gezmiş, hatta Che Guavera edebiyatı yapmaları CHP’nin ne kadar istismarcı olduğunu gösteriyor. Sol-sosyalist kesimler başta olmak üzere Türkiye toplumunun üzerindeki tüm baskıları kaldıran, ülkeyi eski Türkiye ile mukayese edilemeyecek ölçüde özgürleştiren bir Erdoğan gerçeği var. Ve bu Erdoğan’a düşmanlık yapan sol-sosyalist çevrelerin CHP’nin statükocu faşist zihniyetinin arkasında durması, bunların Erdoğan’ın şahsında dinle ne kadar sorunlu olduklarını göstermektedir. Sol sosyalist çevrelerin CHP’yi yeniden değerlendirmeleri gerektiğine inanıyorum.”
CHP entrika partisi
Araştırmacı Yazar İsmail Nacar da, entrikacı damarın CHP’de İttihat Terakki döneminden beri devam ettiğini belirterek şunları dile getirdi: “Deniz Gezmiş konusunda hiçbir özeleştiri yapmamalarına rağmen bugün hiçbir şey olmamış gibi onlarla ilgili söylemde bulunabiliyorlar. Bu tür kurumlar içerisine yerleşen karanlık oluşumların 70’li yıllarda CHP’nin içerisinde devam ediyordu. 1972’deki idam hadisesinde TBMM’de Deniz Gezmiş’in idamına 28 CHP’li vekil ‘evet’ oyu verirken 2 vekil çekimser kaldı. 67 vekil ise oturuma katılmayarak idamın önünü açtı. O günden bugüne ne değişti? O gün yapılan yanlış idiyse o yanlışa alet olan CHP idi. Entrikalar aynen devam ediyor. Darbe tartışmalarının da, Deniz Gezmiş tartışmalarının da göbeğinde olan bu parti çıkıp Gezmiş’in idamına karşı açıklama yapıp, darbeleri de kınarken, öte yandan da Gezmiş’in idamında rol oynayıp darbelere de aktif destek vermişti. Bu entrikaları biz İttihat Terakki döneminden bu yana CHP’de görmekteyiz.”
Faruk Arslan/Yeni Akit