“Altılı masayı millet olarak devirmeye hazır mısınız?”
Bu altılı masayı gerektiği şekilde millet olarak devirmeye hazır mısınız? diye kalabalığa soran Erdoğan, “Bunu meydan söylüyor. Türkiye’yi yeniden siyasetiyle ekonomisiyle her şeyiyle malum güç odaklarına bağımlı hale getirmek. Bunların rahatsızlığı Türkiye’nin özgürce kendi politikasını uyguluyor olmasındandır. Gezi Olaylarından 17-25 Aralık girişimine, çukur eylemlerinden sınır tacizine, 15 Temmuz’dan ekonomimizi mahvetme eylemlerine kadar.“ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya’daki konuşmasından satır başları ise şöyle:
“Nereye gidersen git, Türkiye var”
“Bu milletin evladı olmaktan daha büyük bahtiyarlık olabilir mi? Bu coşkuyla yürüdük. Ülkeme sevgiler var. Afrika’da Türkiye var. Asya’da, Myammar’da, Arakan’da Türkiye var. Nereye gidersen git, Türkiye var.
“Bay Kemal Sakarya’nın nerede olduğunu bilmiyor”
Ezelden beri Sakarya bizi bilir. Sakarya’yı bilmeyenler Sakarya Meydan Savaşı’nın burada yapıldığını sanır. Bay Kemal Sakarya’nın nerede olduğunu bilmiyor. Belediye başkanı olmuştu, Kağıthane’ye Kağıttepe diyordu. Ülkemiz bunların eline kalırsa halimiz nice olur. Sakarya’yı bilmeyenler meydanın altındaki otoparkı seçim vaadi olarak söyler. 40 yıldır Sakarya’nın her karışında izimiz var.
“Dünya bizi konuşuyor”
Rusya ve Ukrayna arasında savaş var. Tarım tahıl koridorundan tahılı Karadeniz’den dünyaya dağıtan hangi ülke? Esir takasını Türkiye yaptı. Takası yapıp ülkelerine gönderdik. Ve şu anda Rusya, Ukrayna, BM Genel Sekreteri ve dünya bizleri konuşuyor. Ülkenin ve milletin her meselesiyle dertleneceksiniz.
Buradan 85 milyon vatandaşın her birine sesleniyorum. Türkiye’ye 20 yılda bunca eseri bunlar kazandırabilir miydi? Sıkıntıları bunlar çözebilir miydi? Küresel krizlerin üst üste geldiği süreçten Türkiye’yi bunlar sağsalim çıkarabilir miydi? Dış politikanın tırmandığı en son yer BM’de dünyaya hitap ettik.
“BM karşısına Türkevi’ni diktik mi? Hamdolsun”
BM karşısına Türkevi’ni diktik mi? Hamdolsun. BM binasının karşısında bizim binamız var. Çalışmalarımızı oradan yönetiyoruz. Bunların ülkenin sıkıntısının çözümüne dair vaadini duyamazsınız. Çünkü öyle bir dertleri hazırlıkları yok. Umutlarını krizin ekonomideki etkilerine iftira kampanyalarına bağlamış durumdalar.“