“Filistin davasına desteğimizi hiçbir şekilde azaltmayacaktır”
Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın statüsüne değiştirilmesine matuf eylemleri hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu hususta hassasiyet ve beklentilerimizi İsrailli muhataplarımıza en açık şekilde doğrudan aktardık, aktarıyoruz.
İsrail ile ilişkilerimizde atılan adımlar Filistin davasına desteğimizi hiçbir şekilde azaltmayacaktır.
Aksine Filistin meselesinin çözülmesine katkı sağlayacağını Filistinli kardeşlerimiz de ifade ediyorlar.” dedi.
“Türkiye Filistin’e yardıma devam ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuışmasından satır başları şu şekilde:
“Filistin Başbakanı Konya’da düzenlenen İslami Dayanışma Oyunları’na katılmıştı. 1 gümüş ve 2 bronz madalya kazanan Filistinli kardeşlerimizi tebrik ediyorum.
Bugün sayın Başkan ve heyetiyle Türkiye-Filistin ilişkilerini daha da güçlendirmesi için atabilecek adımları ele aldık.
Önemli belgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde daima müstesna yeri vardır.
TİKA, Türk Kızılay ve Türk sivil toplum kuruluşlarının insani ve kalkınma yardımları devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gıda güvenliğimiz için uygulamaya koyduğumuz bazı kısıtlamalara Filistin’i dahil etmedik.
“Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz”
Cenin Serbest Sanayi Bölgesi projesi TOBB tarafından yürütülüyor. Haziran ayında TOBB heyetimiz Filistin’i ziyaret ederek gerekli incelemelerde bulundu. Kudüs Üniversitesi Kız Yurdu inşaatı da bu yaz TİKA’nın destekleriyle tamamlanıp Maarif Vakfımızca devralındı.Bu yurda merhum annemin adının verilmesinden son derece mütehassıs oldum.
Türkiye olarak bu yöndeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sanat ve kültür alanında Filistin kurumlarını desteklemeye devam edeceğiz. Filistin Gençlik Orkestrası temmuz ayında eşimin himayesinde bir konser verdi.
Filistinli kardeşlerimizin yurt dışı seyahatlerinde Türkiye’yi tercih etmesinden memnuniyet duyuyorum. Biz de Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz.
1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulmasının bölgemizin barış ve istikrarı için zaruret olduğunun altını bir kez daha çiziyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından sözü alan Filistin lideri Abbas, şu ifadeleri kullandı:
“Teşekkür ediyorum sayın Cumhurbaşkanı. Kardeşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Allah sizleri korusun. Sizlerle tekrardan bir araya gelmiş olmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. İş birliği ve kardeşlik ilişkilerimizi ele alma fırsatını buldum.
Bizler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya geldiğimizde, bir deneyim ve hikmet sahibi şahsiyetle bir araya geldiğimizde, dostane ve kardeşane şekilde meseleleri ele alma fırsatı bulmaktayız.
“Türkiye Filistin’in yanında”
Türkiye’nin de dünya gıda güvenliği bağlamındaki rolünü görüşme fırsatı bulmakta, dünyanın zor şartlardan geçtiği dönemde Türkiye’nin istikrar sağlama çabalarını müşahede etme fırsatı bulmaktayız. İki kardeş ülke arasında ilişkilerimizin geleceğini konuşma fırsatını bulduk.
Burada sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Filistin halkının yanında durması ve değişmez tutumundan dolayı en içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarının her alanda Filistin halkının ve devletinin yanında yer aldığını ve uluslararası arenada desteklediğini bilmekteyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Filistin’in karşı karşıya kalmış olduğu son dönemdeki zorluklarla ilgili bilgileri aktardım. Halkımıza, topraklarımıza, kutsallarımıza karşı devam eden İsrail işgal devleti saldırıları karşısında kayıtsız kalmayacağımızı vurguladım. Uluslararası hukuka ve imzalanan anlaşmalara bağlı kalarak mücadele edeceğimizin altını çizdim. Filistin’de evlerin, okulların yıkılmasına karşı olduğumuzu vurguladım.
Tutsaklarımızın serbest bırakılması, şehitlerimizin cenazelerinin teslim edilmesi beklentilerimiz arasındadır. İsrail şehitlerimizi vermeyerek kimi cezalandırıyor? Şehitleri mi, ailelerini mi? Doğu Kudüs’e yapılan saldırılar, müslüman ve hristiyanlara ait kutsal yerlere yapılan saldırılar. Okullara da saldırılar var, bunu kabul etmek mümkün değildir.
“Filistin’in daha fazla dayanacak gücü kalmadı”
İsrail işgal yönetimi yerleşim yerleri, şehirler, köyler ve Filistin kamplarına düzenli şekilde her tür saldırıyı yapmaktadır. Dernekler, insan hakları kuruluşlarına dahi saldırıda bulunmakta ve buraların terör yuvası olduğunu iddia etmektedirler.
Burada zaman daha fazla geçmeden bu saldırılar durmalıdır. Artık daha fazla dayanacak gücümüz yok diyebilirim. Güvenlik ve barış tamamiyle iki devletli çözümün baltalanması yönündeki gayret ve çabaların durdurulmasıyla mümkündür.
“Durumun daha da kötüye gitmemesi için…”
Böylelikle 1967 sınırları içerisinde iki devletli çözüm mümkündür. Ama de facto uygulanarak tek devlet çabası bu girişim güvenlik ve istikrara hizmet etmeyecek, gelecek için büyük tehditler oluşturacaktır.
Durumun daha da kötüye gitmemesi için İsrail ile aramızda bu sorunun daha büyük problemlere sebep olmaması adına bizler uluslararası güvenlik güvenlik konseyi ve BM kuruluşlarına rücu ederek iki devletli çözümü desteklemeleri talebinde bulunmaktayız.
“Barışçıl direniş yolu”
İki devletli çözüm önemli. Burada önemli olan ülkelerle temasa geçeceğiz. “İki devletli çözümü destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz” meselesini gündeme getirmek.
Amacımız başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini kurulmasını sağlamak olacaktır. BM Genel Kurulu’nun 149.sayılı kararının uygulanarak Filistinli mülteciler konusunun da sonuca ulaştırılmasını arzulamaktayız.
Her türlü yol kapanırsa bizler yine meşru barışçıl direniş hakkımıza bağlı kalacağız, her türlü terör ve şiddete bölgemizde ve dünyada karşı çıkmaktayız. Bizler suçlu ve terörist olmayacağız. Bizler her iki devletli çözüm seçeneğine bağlı kalacağız, bütün ülkelerinde aynı şekilde Filistin devletini tanıması konusunda çabalarımızı yoğunlaştıracağız. BM’de tam üyeliği elde etmek arzusu içerisindeyiz.
“Kilit role sahip olan tek ülke Türkiye”
Geçtiğimiz yıllarda gözlemci üyelik statüsüne sahip oldu Filistin. Burada kilit role sahip olan tek ülke Türkiye idi. Bundan dolayıdır ki bizler bu bağlamda geniş çerçeveli istişarelerimize devam etmekteyiz, güvenlik konseyi ve genel kurulda temaslarımız yoğun şekilde devam edecek.
BM Genel Sekreteri’nin kongrenin tertip edilmesi için bir çağrıda bulunur diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı yakın ilgi ve misafirperverlikten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Türkiye ve Türkiye hükümetinin Filistin’e desteğinden dolayı mutluluğumu vurgulamak isterim.”