Ermenistan işgalinden 28 yıl sonra kurtarılan Şuşa, Azerbaycan için bir şehirden fazlası..
Ermenistan işgalinden 28 yıl sonra kurtarılan Şuşa, Azerbaycanlılar için sadece bir şehir olmaktan çok daha fazla anlam taşıyor.
Şuşa, Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra hem bölgeye hakim coğrafi konumu hem de Dağlık Karabağ’ın en büyük şehri Hankendi’ne giden yolun üzerinde bulunduğu için stratejik önem de taşıyor.
Azerbaycan ordusunun topraklarını kurtarmak için başlattığı operasyonda Şuşa şehrinde de kontrolü sağlamasıyla 28 yıl önce o kentten çıkmak zorunda kalan Şuşalıların ve Azerbaycanlıların büyük özlemi sona erdi.
Karabağ Hanı Penahali tarafından 1752’de kurulan Şuşa, hem çok sayıda tarihi anıta sahip olması hem de çok sayıda seçkin bilim ve kültür adamının burada doğması dolayısıyla sadece Şuşalılar için değil, tüm Azerbaycanlılar için önemli bir kent.
Tarihi ve kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri nedeniyle Karabağ’ın sembol şehri olarak kabul edilen Şuşa, ünlü besteci ve müzisyenleri nedeniyle “Azerbaycan müziğinin beşiği” diye de nitelendiriliyor.
Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Şuşa’yı “Bu, Azerbaycan halkının, atalarımızın yarattığı büyük bir anıttır. Şuşa, sadece Şuşa halkı için değil, tüm Azerbaycanlılar için aziz şehir, aziz kale, aziz anıttır.” sözleriyle anlatmıştı.
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde yıllardır planladıkları Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını hayata geçirmek için saldırıya geçen Ermenilerin başlıca hedeflerinden biri de Şuşa oldu.
Ermeniler, 1991’de başlattıkları saldırılarla önce Hankendi şehrini işgal etti. Ardından 26 Şubat 1992’de Hocalı kasabası Ermenistan ordusunun eline geçti. Hocalı’da aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 613 sivili katlederek yüzyılın en büyük katliamlarından birine imza atan Ermenistan güçleri 8 Mayıs 1992’de de Şuşa’yı işgal etti.
Şuşa’nın savunmasında yüzlerce Azerbaycanlı hayatını kaybetti, çok sayıda Azerbaycanlı esir düştü veya kendilerinden haber alınamadı.
İşgal, Azerbaycan ekonomisini büyük kayba uğrattı. Binlerce kişi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycanlılara ait 300’den fazla tarihi anıt tahrip edildi. İşgalden önce 20 binden fazla Azerbaycanlının yaşadığı Şuşa’ya işgal sonrasında Ermeniler yerleştirildi.
Yüzyıllardır Şuşa’nın gerçek sahibi olan Azerbaycanlılar ise 28 yıl boyunca Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde yaşamak zorunda kaldı. 8 Mayıs tarihi Ermenistan’da bayram olarak kutlandı, Azerbaycan’da ise bu tarih 28 yıl hüzünlü bir gün olarak hatırlandı.
– Kültür ve turizm şehri Şuşa
Deniz seviyesinden 1300 ila 1600 metre yükseklikte bulunan Şuşa, doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor.
Sovyetler döneminde bölgenin en fazla turist ağırlayan şehirlerinden biri olan, şifalı pınarlarıyla da ünlü Şuşa, üç tarafı kayalık olması nedeniyle adeta doğal bir kaleyi andırıyor.
Çevresi ormanlarla kaplı, çok sayıda mesire alanına sahip şehrin güney kesiminde yer alan Cıdır Ovası, yıllarca Azerbaycanlıların at yarışı oyunlarına, festival ve spor etkinliklerine ev sahipliği yaptı.
Cabbar Karyağdıoğlu, Kurban Pirimov, Bülbül, Seyit Şuşinski, Han Şuşinksi, Üzeyir Hacıbeyov, Reşit Behbudov, Niyazi, Fikret Emirov gibi ünlü Azerbaycanlı müzisyenlerin vatanı Şuşa, Hurşudbanu Natavan, Kasım Bey Zakir, Süleyman Sani Ahundov, Abdurrahim Hakverdiyev, Necef Bey Vezirov gibi ünlü yazar ve düşünürlerin doğup büyüdüğü bir kent.
Türk düşünce tarihinin önemli şahsiyetlerinden, hem Azerbaycan’da hem de yaşamının bir bölümünü geçirdiği Türkiye’de derin iz bırakan siyaset adamı, hukukçu, yazar ve gazeteci Ahmet Ağaoğlu da Şuşa’da doğdu.
Tüm bu özellikleri dolayısıyla Şuşa, Azerbaycanlılar için sadece bir şehir olmanın çok ötesinde. Azerbaycan ordusunun operasyona başladığı 27 Eylül’den bu yana Şuşa’nın kurtarılacağı günü bekleyen Azerbaycanlılar, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Şuşa işgalden azad edilmiştir.” sözleriyle sokaklara döküldü.