“İktidara gelince LGBTİ derneklerini kapatacağız”
CHP’ye de tepki var ama LGBT dernekleri de AK Parti zamanında açıldı. LGBT bireylere haklarını vereceğiz diyor CHP ama şu anda yetki sahibi olanlar da bunların açılmasına izin vermişler. 2015’te 25 tane LGBT derneği olduğunu görüyoruz. İktidara gelince LGBTİ derneklerini kapatacağız.
Tüm dinlerde yasaklanmış bir sapkınlıktır. İstanbul sözleşmesi de bunlarla ilgili. 6284 onun uzantısı ve uygulanması devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi ailenin temeline konulmuş bir dinamit gibi.
Erbakan hocamız hiçbir zaman İstanbul Sözleşmesinin geri getirilmesini istemezdi. Ecdadımıza dil uzatan birinin eleştireni görevden almazdı. İYİ Parti CHP’yi eleştiriyor ama Saadet Partisi CHP’ye tam entegre olmuş durumda.
“Üye sayımız 280 bini buldu”
Üye sayımız 280 bini buldu. Ayda 20-30 bin üye sayısını buluyoruz ama son ay istediğimiz sayıya ulaşamadık, kongre hazırlıklarından dolayı. Seçimlere kadar 500 bin üyeye ulaşmak için gayret edeceğiz.
Anketlerde manipülasyon yapıyorlar. En son Artvin İl Başkanımıza telefon eden bir anket firması. Seçime girme hakkı olan bütün partiler sorulmalı. Bizim partimizin neden olmadığı sorulduğunda da bize verilen bu diyorlar.
Anketler kendi aralarında çelişkili. Hangi ittifaka yakınsa o partileri yüksek gösteriyor bir de anket firmaları. Bizim baraj problemimiz yok. Milli Görüşün 40. yılında bize anketlerde yazdıkları rakamın önüne 2 koyun diyoruz. Oyumuz, yüzde 21,22,23’ü inşallah bulur.
AK Parti seçmeni, Refah Partisi seçmeni aslında. Onlardan çok yoğun bir dönüş olduğunu görüyoruz. İktidar gücü olmayan bir partinin böyle büyük bir kongre yapması çok önemli bir olay.
Metal yorgunluk da aşıldı, metalin paslanmasına geldi. Türkiye Yüzyılı vizyon programı tamamen edebiyat tamamen soyut bir vizyon. Millete verecekleri hiçbir şey kalmamış. 94 ruhuna duyulan özlemden bahsediyorlar.
Asıl milli görüş ruhuna özlem duyuyorsanız bu ruh sizde yok demektir. Hz. Ömer demek millet demektir, demek ki sizin Ömerleriniz yok. En çok sahada olan siyasi partiyiz. Halkın gösterdiği tepkiler, bu iktidarın emeklilik zamanının geldiğini ortaya koyuyor.
Bir esnaf, bir cep telefonu kabı olsa, bu kap olsa aday karşısında da AK Parti’nin adayı olsa yine de AK Parti’nin adayına oy vermem, dedi. Halk kendisi zaten bu iktidarın emeklilik zamanı gelmiş, diyor.
“Faiz haksız bir kazanç”
Faiz haksız bir kazanç. Külfete katlanmadan para kazanmak. Enflasyona neden olan bir şey ve bir zulüm. Zaten dinen de bunun için yasak. Kimse oturduğu yerden parayla para kazanmamalı zaten, insani olan da bu.
Milletin yararına olacak bir konuysa gayet doğal. Başörtüsü teminatı için yapıldıysa makul ve doğal. Çünkü HDP mecliste grubu olan bir parti ve onun da oyuna ihtiyaç var.
6’lı masa destek talebinde bulundu. Gelecek ve Saadet Partisiyle görüşmelerimiz oldu milli görüş etrafında toplanmak için ama onlar şu anda masada kalmayı tercih ettiler. O masada birçok yanlış var. Gelmek isterse DEVA Partisi de olabilir ama böyle bir şeye pek yanaşmazlar.
“Birbirine uzak partilerle bir sinerji oluşmuyor”
Gelecek, Saadet ve DEVA toplanalım dediler ama istemediler, o yüzden böyle bir ittifakın içinde olacaklarını düşünmüyoruz. İyi ki diyor halk, hiçbir ittifaka girmediniz. Biz böyle yürümenizi istiyoruz, diyorlar. Biz milletimizle ittifak yapacağız, siyaset sürprizlerle dolu, seçime yakın bir zamanda yeni bir atmosfer olabilir. Prensiplerde uzlaşmak şartıyla bir adım atabiliriz.
İYİ Parti de olabilir. Seçmenin 70 yıllık bir algısı var, sağ ve sol partiler var. Birbirine uzak görülen partilerle bir sinerji oluşmuyor. Millet İttifakı’yla ilgili CHP ve İYİ Parti ile ilgili çok fazla ayrılıklar var. İstanbul Sözleşmesi var, hepsi biz düşük faizle borç alacağız diyorlar. Biz denk bütçe, diyoruz. Ama Kılıçdaroğlu, İngiltere ziyaretinde borç getireceğim diye müjde gibi bunu sunuyor.
“Tam seçim arifesinde sinek küçük ama mide bulandıran durumlar”
AB’ye AK Parti tam entegre olamıyor diyorlar, biz milli görüş olarak D8 organizasyonu ve D60 hedefimiz var. Biz Anadolu’dan iktidara istiyoruz. İYİ Parti’nin ABD derin devletin en tehlikeli kuruluşuyla görüşmesi. Randevu istediler, yetkili bunu açıkça ifade etti. Bunlar bizim için olumlu adımlar değil. Biz, yolu ABD’den geçmeden iktidar olmuş bir partiyiz.
Tam seçim arifesinde bu görüşmeler neden yapılıyor? Kendilerinin açıklaması lazım. Hamburger yemeye gittik diyorlar ama buraya gazetecilerle gidilir. Tam seçim arifesinde sinek küçük ama mide bulandıran durumlar. Kamuoyu burada bir icazet alınmaya mı gidiyor, diye. AK Parti de bunu yaptı. ABD tarihinde ilk kez bir parti başkanı başkanla görüşme yapabildi. Şimdiki partiler de bunu yapıyor bunu tasvip etmiyoruz.
“D8’in canlandırılması hiçbir şey olmadıysa demek ki 28 Şubat devam ediyor”
Sayın Erdoğan da bir şiirden dolayı yasaklı olmuştu ve hapse girmişti. Burada dosyanın içeriğini hukukçular değerlendirmeli ama hukuki olmasından ziyade siyasi olduğuyla ilgili endişeler var.
Herhangi bir siyasetçinin yasaklanmasına gönlümüz razı değil. Erbakan hocamız da Kürt kardeşlerimizin hakkını savunurken yasaklı olmuştu ama siyasi olarak yapılıyorsa bunu tasvip etmemiz mümkün değil. HDP’nin kapatılması çözüm değil doğru da değil, siyasi arenada yenmemiz gerekir.
ABD neden Erbakan hocayla uğraşıyor? Dış borç ödemeyeceğim demek faiz ödemeyeceğim demek, denk bütçe yapmak, D8’in kurulması.. Bu hususlardan bakınca 28 Şubat’ın intikamı alındı mı, yok.
AK Parti iktidarı BOP’a destek oldu. NATO’ya destek oldu. Türkiye’nin bağımsız bir siyaset izlemesi, D8’in canlandırılması hiçbir şey olmadıysa demek ki 28 Şubat devam ediyor. Başörtüsüyle İmam Hatiplilerle ilgili değildi 28 Şubat.
“6’lı masa, eleştiri ve teşhis konusunda argümanları var ama çözüm konusunda eksik görüyoruz”
Bu masanın problemi ama şu ana kadar bir aday açıklamamaları da bir zafiyet olarak görünüyor. Adayın kendisini tanıtması da gerekiyor. Bu bir anlaşmazlık görüntüsü de veriyor. Masadaki üyelerin yaşadıkları problemler de eklenince… İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında bir rekabet olduğu görülüyor. CHP’den biri HDP’ye Bakanlık verilebilir diyor İYİ Parti de tepki gösteriyor.
Şimdiye kadar adaylarını açıklamamaları olumsuz bir görüntü oluşturuyor. Meral Hanım özelinde Kemal Beyin yerine başka bir aday olmasını istiyor. Kemal Beyin, Tayyip Beyin karşısında şansı daha düşük olur. Sağ ve sol kategorizasyonu var ve sol kökenli bir adayın seçilmesi zor olur, Akşener’in endişelerine katılıyorum.
Hedefimiz ülkeyi ekonomik sıkıntıdan kurtarmak. Hedefimiz iktidar olmak ve milletin, insanlığın derdine derman olmaktır. Bizim derdimiz, bu iktidar gitsin de kim olursa olsun, değil. İktidara çözüm önerileri sunduk. Bazı noktalarda etkili de oldu. Biz iktidar olmadan da faydalı hizmet yapılsın diye uğraştık.
AK Parti ile birkaç görüşmemiz oldu. Erdoğan ile siyasi olarak hiç görüşmedik. Geçen yıl nezaketen bir görüşme oldu. Ayasofya açılınca tebrik edip teşekkür etmiştik ama seçime yönelik herhangi bir görüşme yapmadık.
6’lı masa, eleştiri ve teşhis konusunda argümanları var ama çözüm konusunda eksik görüyoruz. Sürekli eleştiri ve karşı görüş bildirme var ama yapıcı bir muhalefet tarzı görmüyoruz.
“HDP’ye giden muhafazakar oyların yeniden alınması bakımından…”
TV5, herkese açık ama sadece Yeniden Refah Partisi’ne kapalı. Milli görüşün desteğiyle kurulmuş bir kanal ama şu an bu çizgiden çok uzak. Diyecek bir şey yok, hepimizin katkısı var kurulmasında ama geldikleri noktada tasvip etmiyoruz.
HDP ile gayri resmi bir ortaklık olması gerektiği ortada. HDP’nin bir serzenişi olduğu da seziliyor. HDP’nin Kürt halkının temsilcisi olması mümkün değildir. HDP’nin çekirdeği Marksist ve Leninist bir ideolojiye sahip, bunun Kürt halkını temsil etmesini kabul edemeyiz. Bölge halkını kucaklamak ve HDP’ye giden oylarımızı geri almak için bir çalışma ortaya koyacağız.
Erbakan hocamız bölgeye duyduğu sevgiden dolayı yasaklı oldu ve o bölgede sayısız hizmet yapıldı. Bu nedenle de o bölgede Refah Partisi her zaman çok büyük bir potansiyele sahip oldu. HDP seçmeni dahi eskiden Erbakan’a oy vermiş, HDP’ye giden muhafazakar oyların yeniden alınması bakımından Yeniden Refah Partisi’nin büyük bir işlev göreceğinden eminim.
“Yarın öbür gün pedofili de insan hakkıdır, derlerse zoofili de insan hakkıdır derlerse…”
Z kuşağının sorunlarının başında eğitimle ilgili sorunlar geliyor. Kaliteli bir eğitim sağlanması çok önemli. Sağlansa dahi gerçek hayata yönelik bir eğitim olması konusunda sıkıntıları var. Diğer konu, o mesleğini icra edeceği istihdam imkanı da büyük bir problem. İşsiz kalacağım diye düşünüyorlar. Bunu da çözeceğiz.
İş buldum girdim, İngiltere’de benim iki mislim elde ediliyor diyor. Tayyip Bey kızıyor ama gitmeleri için önemli gerekçeleri var. Bir diğeri de liyakat. Torpilden dolayı da bir ümitsizlik ve neresi olursa olsun yurt dışına gidelim düşüncesindeler ve şu anda haklılar. En temel vaatlerimiz bunlar. Dayısı olanın değil hakkı olanın göreve geleceğini söylüyoruz.
En son bir KPSS skandalı yaşandı, 90 almış ama mülakatta 40 ile kalmış. Mahkeme açılıyor ve sonra mülakatın dökümü istiyorlar, biz böyle bir döküm tutmuyoruz diyorlar. Bu ülkede diploman olacağını Ankara’da iktidara yakın bir tanıdığın olması daha önemli. Böyle olunca vatanını gözden çıkarmış gitmek isteyen gençler oluyor. Doktorların Türkiye’yi terk etmesi de böyle.
LGBT için özgürlük diyorlar, temel hak diyorlar. Yarın öbür gün pedofili de insan hakkıdır, derlerse zoofili de insan hakkıdır derlerse, bunun tasvip edilecek bir tarafı yok. Manevi bakımdan bir erozyon yaşandı.
Gençler, cep telefonuna vatanını terk ediyor diyorlar, bunlar AK Parti iktidarında yetişti. İmam Hatip mezunu deist olmuş, ateist olmuş, bunları neden taşıdıkları manaya neden uygun hale getiremediniz? Bu da gençleri eleştirmek yerine iktidar sahiplerinin oturup düşünmesi gereken bir durum.
“Maddi ve manevi kalkınmayı aynı anda vadediyoruz”
Uyuşturucu birçok yerde ciddi problem. Boşanmalar çok artıyor, deizm ve ateizm gibi felaketler yaygınlaşıyor, LGBTİ empoze edilmeye çalışılıyor. Bunlar öncelikle eğitim sistemiyle düzeltilebilir. Ekonomik krizin de çözülmesi lazım.
Boşanmanın sebebi de ekonomik sıkıntılar. Ahlaki yönden kalkınma olmazsa maddi kalkınma tek başına işe yaramıyor. Bir ülkenin gençliğini kaybederseniz bir daha geri döndürmek mümkün olmaz. Maddi ve manevi kalkınmayı aynı anda vadediyoruz.
Dış politikada söylemlerle eylemler uyumlu değil, Batıya karşı dik duruş varmış gibi bir görüntü verilmeye çalışıyor. Ama bir yandan da dayatmalarını yerine getirmek, planlarına destek olunması…
Aslında dış güçlere aykırı değiller. Biz, dünyanın tahıl ambarı olabilecek bir ülke olmamız gerekirken, şimdi oradan tahıl gelmezse ne yaparız diye korkacak hale gelmişiz.