Fenerbahçe’de hayal kırıklığı: “Çöpe gitti!.”
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Uğur Meleke, Fenerbahçe‘nin şampiyonluk şansını değerlendirdi..
Fenerbahçe, Süper Lig’de ilk devrenin istatistik devi: Yüzde 59,2 ortalamayla topla oynadılar, toplam 296 şut attılar, savunmayı sıkça öne çıkardıkları için rakiplerini de en fazla ofsayta düşüren takım oldular. Ancak bu verilerdeki liderlik, sarı lacivertli takıma puan tablosunda zirveyi getirmedi. Daha da önemlisi, sezonun herhangi bir noktasında skor istikrarı da yakalayamadılar.
Fenerbahçe’nin ilk devre son derece olumlu istatistikler yakalamasına rağmen, hiç 3 maç üst üste kazanamamasında bir ofansif, bir de defansif zafiyet gizli. Defansif olarak Harun Tekin ve Altay Bayındır’daki düşüşün altını çizmek şart. Ofansta da Vedat Muriç’in varlığı Fenerbahçe’nin hem en büyük artısı, hem de en büyük eksisi olarak ön plana çıktı.
YANAL, İKİ KENAR ADAMINDAN SKOR VE ASİST KATKISI ALMALI
Muriç, doğuştan lider karakterli bir futbolcu. Herhangi bir kulüpte uzun süre kalırsa kaptanlık bandı takması da çok doğal olacaktır. Olağanüstü çalışkan ve yürekli. Hem Fenerbahçe’nin, hem milli takımının her hücumunda önce orta yuvarlak çevresine gelip hücum başlatıyor; sonra koşuya devam edip gol ve asist katkısı yapıyor. Onunla oynamak takım arkadaşları açısından bir şans, çünkü sıkıştığınızda topu onun bölgesine atıp devam etme lüksüne sahipsiniz.
BAZEN DEZAVANTAJ OLDU
Ancak bu lüks, Fenerbahçe’nin ilk devredeki ana dezavantajına da dönüştü zaman zaman. Rakipleri Muriç’i durduğunda Fenerbahçe hücumda tıkanmış göründü. En taze iki örneğini Sivasspor ve Rizespor maçlarında gördük: Appindangoye ve Abarhoun’un Muriç’i yormasıyla sarı lacivertliler 3 gün oynasalar gol atamayacakmış hissi verdiler o maçlarda.
LİGDE 10 GOL, 3 ASİSTİ VAR
Vedat Muriç, ilk yarıda forma giydiği 16 Süper Lig maçında 10 gol, 3 asist üretti. Kosovalı futbolcu, skora yaptığı katkının yanı sıra sık sık orta sahaya gelerek oyun kurucu rolünü üstleniyor ve takımın ataklarını yönlendiren isim oluyor.
FERDİ İYİ KULLANILAMADI
Fenerbahçe aslında merkezden iki büyük silahıyla hücum opsiyonları yaratabiliyor. Emre oyunun yönünü değiştirme ustası. Ozan da ceza alanına driplinglerle çok büyük silah. Ancak Ersun Yanal’ın ikinci yarıda iki kenar adamından da skor ve asist katkısı alması gerek. Ferdi opsiyonu, bu anlamda ilk devrede olması gerekenden az kullanıldı gibi geliyor bana.
Fenerbahçe’nin ilk devrede savunma göbeğinde bir istikrar sağlayamadığı malum. Rami’nin İstanbul kariyeri adeta 45 dakikada bitti. Zanka sakatlık sonrası isteksiz ve yavaş bir dönüş yaptı. Sadık sakatlandı. Ancak savunma göbeğindeki bu sorunlara rağmen Fenerbahçe’nin ilk yarıda rakiplerine verdiği şut fırsatı sayısı 151. Bu da Alanyaspor’dan sonra ligin en düşük sayısı.
Fenerbahçe’nin kaybettiği topları geri kazanma bölgesi de hiç fena değil. Sarı lacivertliler kaybettikleri topları ortalama 37’nci metrede kazanıyorlar ki bu veride de liderler. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin defansif sorunlarının sebeplerini başka yerde aramak lazım.
Benim Fenerbahçe’de gördüğüm en temel problem, geriden oyun kurma konusundaki sarsaklık. Geriden pasla çıkmaya bir moda olarak değil, bir strateji olarak bakmak lazım. Altay Bayındır, kale atışlarını zaman zaman o kadar yakına ve o kadar dezavantajlı bölgeye pas olarak kullanıyor ki inanamıyorum doğrusu. Pasın uzunu-kısası yok, doğrusu-yanlışı var. Altay’ın bu konuda muhakkak gelişmesi gerek.
DARBELERİ YUMUŞAK KALIYOR
Sarı-lacivertlilerin 1 numarasının eksik olduğu bir başka alan da, yüksek topları uzaklaştıramaması. 3-4 metre yakınına düşen her topa çift yumrukla çıkması ve darbesinin sıkça yumuşak kalması. Bu veriler ışığında Fenerbahçe’nin kaleci antrenörü değişikliği, olumlu bir hamle gibi gözüktü bana.
İLK YARININ HAYAL KIRIKLIĞI: ADİL RAMİ
Gittiği her takımda direkt oynadı; Valencia, Milan, Sevilla, Marsilya’da hepsinde ilk 11 oyuncusuydu. Bir yıl önce Dünya şampiyonu olan Fransa Milli Takımı’ndaydı. Ankaragücü maçında bir 45 dakikada Fenerbahçe hikayesi çöpe gitti.
YORUMLAR