Site Rengi

HABER ÖZETİ
Fenerbahçe seçime gidiyor..
Osmangazi Köprüsü’nden yek geçiş ücreti 995 TL!.
2026 zamlı IMEI kayıt ücretleri açıklandı..
İkinci el araç piyasasında ekspertiz krizi!.
Türkiye’ye dönen Şeyma Subaşı havalimanında gözaltına aldındı..
İtirafçı olan Mehmet Akif Ersoy 3 saat ifade verip tekrar cezaevine gönderildi!.
Mehmet Akif Ersoy itirafçı olmak için adliyeye geliyor!.
Maaş alamayan işçiler grevde, CHP’li Başkan Tayland tatilinde!.
Mehmet Akif Ersoy hakkında skandal Grup Seks iddiaları!.
Teröristbaşı Öcalan’dan yeni çağrı..
Suriye’nin Esed’siz yeni banknotları tedavüle alınıyor..
Saadettin Saran “Tamam mı-Devam mı” kongresine gidiyor..
Erden Timur şike ve bahis soruşturmasında tutuklandı!.
RTÜK’ten Yalova’daki DEİAŞ çatışması için yayın yasağı!.
Veyis Ateş uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklandı!.
Fatih Altaylı tahliye edildi..
Sözcü TV’de Yılmaz Özdil fırtınası devam ediyor!. Serap Belovacıklı’da kovuldu!.
“AK Parti’yi Kim Savunsun” kavgasında yandaş yazarlar birbirlerine girdi!.
Yalova’daki çatışmada 3 polisimiz şehit oldu..
AK Partili Özlem Zengin’i durdurabilene aşkolsun!.
Yalova’daki DEİAŞ operasyonunda 7 polis yaralandı!.
İsrailli şerefsiz kahpeden “Ezan Sesi Yasaklansın” önerisi!.
Özgür Özel’in İHA palavrasına Cumhurbaşkanlığı’ndan yalanlama!.
Market poşetleri 1 TL oldu..
MHP Lideri Bahçeli’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Günümüzün Süleyman’ı” övgüsü..
Para transferlerinde zorunlu açıklama dönemi başlıyor..
İkinci el araçlarda 6 ay ve 6 bin kilometre düzenlemesi 1 Temmuz 2026’ya uzatıldı..
Jeffrey Epstein’in kardeşi: Abimi Trump öldürttü!.
Türkiye Suriye’ye radar yerleştiriyor..
CHP’li Şile Belediyesi’ne yolsuzluk operasyonu!.
DOLAR
EURO
ALTIN
BIST

Fransa’dan “Ruanda soykırımı” açıklaması: “Arşivler açılacak!.”

Fransa’dan “Ruanda soykırımı” açıklaması: “Arşivler açılacak!.”
12.06.2020
A+
A-

Fransa’da Ruanda soykırımıyla ilgili olarak, eski Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın arşivlerinin açılacağı duyuruldu.

Fransa’dan Ruanda katliamına ilişkin son dakika açıklaması geldi. Fransa, eski Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın Ruanda Soykırımı ile ilgili arşivlerini açacağını duyurdu.

RUANDA SOYKIRIMI NEDİR?
Ruanda Soykırımı, Ruanda’da 1994 yılında yaklaşık yüz gün içinde 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu’nun, aşırı uç Hutular (Interahamwe) tarafından öldürülmesi olayıdır. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame’ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükümetin düşürülmesi ile son buldu. Ardından yönetimden güç alan Tutsilerin öç bahanesiyle saldırması sonucu yüzbinlerce Hutu, komşu Zaire’ye (Kongo Cumhuriyetine) sığındı. Fransa, soykırımı gerçekleştiren Hutu hükümetinin o dönem içerisinde en yakın dostu ve destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı’ndan en fazla sorumlu tutulan ülkedir.

RUANDA SOYKIRIMININ TARİHİ
1890 Brüksel Konferansı’nda, bölgede neredeyse hiç Alman olmamasına rağmen, egemen devletlerce Ruanda, Almanya idaresine verildi. Doğal kaynaklar açısından zengin diğer devletler varken, kendi payına bu fakir ve karasal devletin düşmesinde yarar görmeyen Almanya, 1907’ye kadar ülkeye bir idareci bile göndermedi. I. Dünya Savaşı’nın ardından Ruanda yönetimi Belçika’ya verildi. Belçikalılar Almanların aksine yönetimle daha fazla ilgilendiler. Doğal yaşam ihtiyaçlarını karşılamak dışında çalışmayan Ruandalılara kahve tarlalarında çalışma zorunluluğu ve çalışmayanlar için kırbaçla cezalandırma gibi yeni kurallar getirildi.

Ülkede o zaman yaşayanların %90’ı Hutu, %9’u Tutsi, %1’i ise Pigmeydi. Pigmeler yaşam alanı ve kültür olarak diğerlerinden farklı olsa da, o güne kadar bir arada yaşayan Tutsi ve Hutular birbirlerinden çok farklı görülmüyordu. Afrika siyasetinde yönetici ve yöneten unsurların birbirinden ayrılması prensibini uygulayan Belçikalılar bu politikayı Ruanda için kontrolün elde tutulmasının garantisi olarak gördüler ve bölgede bulunan azınlıktaki Tutsileri, Hutulara karşı desteklemek amacıyla ırka dayalı bazı ayrıcalıklar verdiler. Koloni güçlerine kolaylık olması amacıyla, herkese ırkını gösteren kimlikler dağıtıldı. Tutsi ve Hutuların aslında ortak olan dil-gelenek-etik geçmişleri ve kültürleri yok sayılarak, bir tür yapay ırksal ayrımcılığa başlandı. Belçikalı yöneticiler ayrımcılığı körüklemek amacıyla, işe alımlardan hastane kabullerine kadar bütün kararları ırksal farklılıklara göre almaya başladılar. Bu dönemde Tutsiler, Hutulara göre çok daha iyi yaşam şartlarına ve daha iyi işlere kavuştu. İnsanların hangi ırktan olduğuna karar verilirken bazı objektiflikten uzak ve akıl dışı kriterler kullanılmıştır. Etiyopya kökenli olduğuna inanılan Nuh’un soyuna dayandırılan Tutsilerin daha ince yapılı ve narin bir görünüşe sahip olduğu iddia edilmiş ve uzun boy, güzel görünüm gibi fiziki özellikleri olanlar Tutsi sayılmıştır. Bunun yanında zengin olanlar, örneğin, 10 inekten daha fazlasına sahip olanlar da Tutsi olarak kaydedilmiştir.

Daha sonra üniversiteler, eğitim ve sosyal olanaklar Hutulara neredeyse tamamen kapanmıştır. 1950’lere kadar Tutsileri Hutulardan üstün tutma siyaseti güden Belçika, bu tarihten sonra savaşın ardından özgürlükçü akımların güç kazanması üzerine, Hutuların üzerindeki baskıyı hafifletmiş, hatta zamanla, sayıca üstünlüklerinden ötürü Hutuları desteklemeye yönelmiştir. Bunun bir sebebi de, uzun vadede ülkedeki yönetimin seçimler aracılığı ile sayıca üstün Hutulara geçme olasılığının artmasıdır. Belçika, Ruanda ve Burundi’yi, 1962 yılında her iki devlet bağımsızlıklarını kazanana kadar yönetti. Bu dönemdeki Belçika yönetimi tıpkı İngilizlerin Güney Afrika Cumhuriyeti’nde uyguladıkları gibi, yerli halk üzerinde acımasız ve adaletsiz olmakla suçlanmıştır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.