İzzedin el-Kassam Tugayları: “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine sabrımız taşmak üzere…”
Hamas’ın silahlı kanadı İzzedin el-Kassam Tugayları, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya karşı saldırılarına gösterdikleri sabrın uzun sürmeyeceğini açıkladı.
Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Telegram hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Mescid-i Aksa’daki son saldırılar, provokasyonlar, ibadet edenlere ve cami cemaatine yönelik tehlikeli uygulamalar, ateşe benzin dökmektir. Bu adımlar, işgale (İsrail) karşı bir öfke patlamasının ayak sesleri ve sebebidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Ebu Ubeyde, “Saldırıların devamında tamamen siyonist düşman sorumludur. Ancak bizim sabrımız taşmak üzeredir.” ifadelerine yer verdi.
Siyonist Haliba Hareketi lideri Haham Yehuda Glick’in de bulunduğu 62 fanatik Yahudi, 3 Aralık’ta, 60 fanatik Yahudi de 4 Aralık’ta işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’ya İsrail polisi korumasında baskın düzenlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki vakıflar; İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa’da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.