Site Rengi

HABER ÖZETİ
İsrail’in kuduz köpekleri Netenyahu ve Galant hakkında yakalama kararı!.
Merkez Bankası faizi sabit tuttu!.
Bir zam da plastik poşet fiyatlarına geliyor!.
Karabağ mağlubiyeti Montella’nın sonu oldu!.
Gözler Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz kararında..
MHP’de “Apo’ya Özgürlük” çıkışı 3 istifa getirdi!.
Sevgilisinin eski sevgililerini gözaltına aldıran savcıya yeni görev!.
Donalt Trump Türk doktor Mehmet Öz’ü aday gösterdi..
Mansur Yavaş konser skandalı ile ilgili 2 müdürü görevden aldı!.
Bitcoin 93 bin doları geçti..
ABD’nin kadrolu iti Zekensky ülkeyi felâkete sürüklüyor!.
Öcalan çağrısı sonrası AKP ve MHP’nin oyları tepetaklak!.
İmamoğlu davasının savcısı duruşma öncesi rapor alıp izne ayrıldı!.
İzmir’de akmayan suya yüzde 30 zam!.
CHP’nin Hacıvat ile Karagözü arasında adaylık polrmiği!.
Rakip Karadağ karşısındaki muhtemel kadro belli oldu..
Kış lastiği fiyatları adeta uçuşa geçti!.
Kılıçdaroğlu’nun “Safları Sıklaştırın” çağrısına İmamoğlu’ndan jet yanıt!.
Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü sapıklıktan açığa alındı!.
TSK’dan kılıç çeken teğmenlerle ilgili açıklama!.
Eski tip sürücü belgelerini yenileme süresi uzatıldı..
“Başörtüsünü Sümerlerli Fahişeler Takardı” diyen Şey için hesap vakti!.
Elektriğe gizli zam Resmi Gazete’de!.
2025 yılı resmi tatil takvimi belli oldu..
Yetkisiz çakarlı araç kullanmanın cezası 5 katına çıkıyor!.
Akp’li Zeybekçi Atatürk’ün kendi partilerinden olacağını iddia etti!.
Milli Takım Galler engelini aşamadı!. 0-0
Erdoğan’dan kurmaylarına “MHP’lilere Gık Bile Demeyin” talimatı!.
İçişleri Bakanlığı 12 bin polis alacak..
Fiyatları şişirip ardından “Kasım İndirimleri” diyerek vatandaşı kandırıyorlar!.
DOLAR 34,4889
EURO 36,2166
ALTIN 2.951,99
BIST 9.367,77

KANSERİN ŞİFRELERİ ÇÖZÜLMEYE BAŞLADI!.

KANSERİN ŞİFRELERİ ÇÖZÜLMEYE BAŞLADI!.
29.09.2019
A+
A-

İnsanlık tabiat içerisinde iki temel alanda savaş vermekte. Birisi kendi yaşam alanını genişletmek üzere diğerlerini öldürmek; ikincisi de yenilmeyen bitkileri öldürerek yenilebilir olanları çoğaltmak üzere. İnsanlık daha bol ürün almak için tabiatta bir katliam yapıyor ve yaban otlarını, bakteriyi, küfü, virüsü ve elbette başta arılar olmak üzere böcekleri öldürüyor. Neyle öldürüyor? Adı GLİFOSFAT olan pestisitlerle..

Pestisitler bir anlamda Hiroşima’ya atılan atom bombaları gibiler. İnsanlık ölürken kalan beton binalar gibi, pestisitler de yaban otlarını, bakteriyi, mantarı, virüsü ve arıları öldürürken geriye hastalıklı, kanserojen, mineral ve vitaminlerini kaybetmiş buğday başakları, meyve ağaçları, bitki kökleri ve sebzeler kalıyor. Her şey tabiata karşı yürütülen bir savaşın, korku ögeleri barındıran bir sahnesi gibi..

İşte bu aşamada tabiat meşru savunma haklarını kullanarak insanlığa karşı bir savaş yürütmeye başladı. Karşı savaşın yarattığı mağduriyet bizlere KANSER olarak öğretilse de aslında bu tabiatın kontrollü ve meşru karşı hamleleri. Öyle ya tabiatın da insanlığa savaş açması için bundan daha sağlam gerekçeler olabilir mi?

Bilgelikte üstat tabiat ana, insanlığı kendi silahıyla vurmakta ustalaştı. Toprağa bıraktığımız pestisitler anne sütünden başlayarak insanı zehirliyor ve öldürüyor. Bunun adı bazen kanser, bazen otizm, bazen ülser olsa da gerçekte tabiat her aşamada bilinçli. Halen insanlıktan umudunu kesmeden onurluca bir savaş yürütüyor. Günün birinde anlaşılmak üzere kanser kurgusunun içerisine gizlenmiş şifreli mesajlar, kısa mektuplar yerleştiriyor; bazen de insanlığın omuzlarından tutup yüzüne iki şamar indiriyor.

Kurguyu doğal yaşam boyutundan tabiatla savaş boyutuna çeken insanlık uğradığı kanser zilletine karşı yaralarını sarmak üzere türlü çeşit yöntemler denese de bozulmuş doğal hayatın kurbanları olmaktan kaçamıyor. Yediğimiz ekmek, içtiğimiz su, soluduğumuz hava ve sarıldığımız sevgideki bozulma, yaşamı sadece süre yönünden değil kalite bakımından da geriletiyor.

İnsanlığın bu ağır evrimsel sürecinin bir aşamasında bazı ülkeler tabiatın verdiği bu mesajları aldılar ve tarımda pestisit kullanımıyla mücadele başladı. İşte örnekler:

  1. Avusturya tarımda glifosfat kullanımın Ocak 2020’de yasaklıyor.
  2. Bahreyn glifosfatı yasakladı.
  3. Brüksel, Belçika glifosfat kullanımını büyük oranda engelledi; bireysel kullanımı yasakladı.
  4. Vankouver, Kanada toplumsal ve bireysel glifosfat kullanımını yasakladı; devlet eliyle invasif otları temizlemek dışında yasak çok yaygın.
  5. Çek Cumhuriyeti ot öldürmek ve kurutmak amaçlı glifosfat kullanımını yasakladı.
  6. Danimarka, gıdalarda kimyasal kalıntılarla mücadele için acil durumlar dışında glifosfat kullanımını yasakladı.
  7. Malta, toplumsal yerleşim bölgelerinde, yol kenarlarında, okul yakınlarında glifosfat kullanımını yasakladı.
  8. Hollanda ticari olmayan dahil glifosfat kullanımını yasakladı.
  9. Avustralya’da ise glifosfat üreticisi Bayer-Monsanto’ya karşı ilk yaptırımlar başladı. DeWayne Johnson isimli bir vatandaş, glifosfat üreticisi Monsanto’nun Roundup isimli pestisitini kullanması nedeniyle kansere yakalandığını savlayarak açtığı davada 289 milyon dolar tazminat kazandı. Tazminat daha sonra 78 milyon dolara düşürülse de bu Glifosfat üreticisi firmaya karşı kazanılan ilk davaydı. Johnson, ilacı kullanırken koruyucu elbiseler giydiğini ancak koruyucu elbiselerin kapsamadığı alanlardan ve koruyucu elbiselerdeki çatlaklardan ilacın dokularıyla temas ettiğini savlamıştı. Kazanılan bu davanın ardından Monsanto’ya karşı aynı nedenlerle halihazırda 18.400 dava bulunmakta. Aynen Johnson gibi Glifosfat kullanımı sonrası Non-Hodgkin lenfoma tanısı alan Michael Ogarlio’nun açtığı davada kullandığı ithamlar şöyle:

“ Glifosfat’ın insan hücrelerinde DNA ve kromozom hasarı yaratarak kanser, böbrek hastalıkları, infertilite, başta sinir hasarı olmak üzere birçok beyin hastalığı yarattığı bilinmekte. Roundup ürünleri insan sağlığını yıktığı bilinmesine rağmen ticari amaçlı bireysel kullanım için satılması uygun değildir”.

  1. Almanya, zehir olduğu mutlak olan Glifosfat’a karşı açılmış dava sağanağı sonuçlarına beklemeden harekete geçmiş durumda. AB, 2023’te glifosfat kullanımını terk etme kararından önce Almanya kimyasalın kullanımını yasaklıyor. İlk aşamada şehir parklarında ve özel mülklerde glifosfat kullanımı yasaklandı. Ayrıca biyolojik çeşitliliğin olduğu özel bölgelerde kesinlikle glifosfat kullanılmıyor.

Türkiye’de devlet eliyle glifosfat kullanımına dair ne bir sınırlama ne bir kontrol ne de bir mücadele mevcut. Bireysel kullanımın önü sonsuz boyutta açılmış. Yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz zehir oğlu zehir. Ölüyoruz da neden ölüyoruz; hastalanıyoruz da neden hastalanıyoruz bilmeden yaşıyoruz. Akut zehirlenme belirtileri ile gelen tarım işçilerine acil servislerde serum takıp evlerinde yoğurt yedirilerek rehabilitasyon sağlayacak kadar acz içindeyiz. İnsanımızın sağlığı glifosfat torbalarının altında kalmış durumda. Hükümetler kanserin şifrelerini kırmak yerine konuyu eşeleyenlerin kafasını kırmaya çalışıyor.  İçerisinde korku, dram, cehalet ve kalleşlik ögeleri barındıran bir savaş sahnesinde gibiyiz. Ne diyebilirim ki? Yazıktır, günahtır. Yeter artık kıymayın Türk Milleti’ne…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.