Küçük ortağın iftiralarına tepkiler devam ediyor! Haluk Bayraktar: “180 derece tersinde gösterme çabası..”
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, katıldığı bir televizyon programında altılı masanın küçük ortağı Ali Babacan’ın çirkin iftarlarına cevap verdi. Baykar’ın kurulmasından bu yana çok ince oyunlarla karşı karıya geldiğini belirleten Haluk Bayraktar, ‘Konuyu 180 derece tersinde gösterme çabası. Biz Baykar’ın tarihi boyunca çok ince oyunlarla karşılaştık. Bu işleri durdurmak kolay, yapmak zor. Şu an öyle büyük iftiralarla karşıyayız ki.’ dedi.
“KONUYU 180 DERECE TERSİNDE GÖSTERME ÇABASI”
İHA’ların Türkiye için bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Haluk Bayraktar, “Konuyu 180 derece tersinde gösterme çabası. 2004 yılında biz ufacık bir firmaydık. Sonra savunma sanayi başkanlığı dedi ki bizim mini insansız hava aracına ihtiyacımız var. 4 firma katıldı, bir tanesi de üniversiteydi. Biz o işi aldık teslim ettik. En ufak bir AR – GE desteği yoktu. Türkiye için insansız hava aracı bir kıvılcımdır. İHA Türkiye için dönüm noktası diye 20 yıl önce söyledik. Siz sıfırdan bir teknolojik yapı geliştiriyorsanız belli aksaklıklar yaşanabilir. Biz Baykar’ın tarihi boyunca çok ince oyunlarla karşılaştık. Bu işleri durdurmak kolay, yapmak zor. Şu an öyle büyük iftiralarla karşıyayız ki… ” ifadelerini kullandı.
BAYKAR KENDİ ÖZ KAYNAKLARIYLA 6 TONLUK UÇAK PLATFORMUYLA UĞRAŞIR HALE GELDİ
Yaptıkları ihracat ve yurt içi satışlarla 6 tonluk uçak platformuyla uğraşır hale geldiklerini belirten Bayraktar, ” Bize bir talep olmadı, dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olması dolayısıyla ülkemizin geleceği açısından bunun ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için kendi imkanlarımızla adım attık. Devletle herhangi bir otorite ile anlaşmadan. Hedefimizin Cumhuriyet’in 100. yılında bu uçuşu gerçekleştirmekti. Biz Baykar olarak her zaman beyan ettiğimiz tarihten daha evvel, 2022’in Aralık ayında ilk uçuşu gerçekleştirmiş olduk. Akıncı’yı 2019 yılında İstanbul’daki TEKNOFEST’te buluşturmuştuk. Bu Cumhuriyetimizin 100. yılında böylesine önemli stratejik kazanım, Baykar ve tedarikçi eko sistemiyle. 20 yıl önce Baykar 5 kişilik ekipti. 5 kiloluk uçakla uğraşıyordu. Baykar ihracat ve yurt içi satışlarla, kendi öz kaynaklarıyla yatırım yaparak 6 tonluk uçak platformuyla uğraşır hale geldi. 5 kişi 3 bin 500 oldu. Baykar bine yakın tedarikçi ile bu noktada.” şeklinde konuştu.
“TEK KURUŞ KREDİ KULLANMADIK”
Devletten tek bir kuruş destek almadıklarını söyleyen Bayraktar, “Biz 2016 zaten Bayraktar TB2’yi geliştirmiş ve teslim etmiş bir firmaydık. Baykar, bütün yaptığı işler boyunca tek kuruş kredi kullanmamış firma. Biz iş yaptığımız devlet kurumlarından bir kuruş AR – GE desteği almadık. Nakit hibe kullanmadık. Bugün 2022 yılında Baykar’ın imzaladığı sözleşmelerin yüzde 99.3’ü ihracattan. Baykar’ın varlığı zaten rekabet ortamı oluşturuyor. En temel bu alandaki vizyonumuz bu işlerin rekabete açılması.” dedi.
KIZILELMA TÜRKİYE’Yİ BÖLGESEL VE KÜRESEL ANLAMDA SÜPER GÜÇ SEVİYESİNE ÇIKARACAK
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:
Şu anda Kızılelma kategorisinde dünyada insansız hava uçağı anlamında envantere girmiş hiçbir ülke yok. Kızılelma aslında havacılık anlamında Türkiye’yi bölgesel ve küresel anlamda süper güç seviyesine çıkaracak teknoloji. Şu anda gencecik ekiple, dünyanın en ileri teknolojik seviyesine emek veren bir ekip. Türkiye’ye bambaşka kapıları açan bir alan. Kızılelma çok uzun soluklu bir proje. Çok daha farklı kategoriler, ses üstü hızlara çıkan, çift motorlara varan, çok farklı firmaların geliştirdiği akıllı mühimmatlar, Aselsan’ın radar teknolojileri, elektro optik gibi teknolojilerle entegre edildi. Kızılelma 20-30 yıl boyunca hayatımızda olacak. Mini sınıf, taktik, taarruzi sınıfı İHA’lar ve en son Kızılelma. Hedefimiz bundan sonra uzay teknoloji alanlarında yatırımlar yapmak. Bugün ülkemizde tüm vatandaşlarımızı korumak için onlarca İHA var. Tüm bu eko sistemi, hava araçlarının altyapısını desteklemek için uzayda da bir hakimiyet oluşturmamız gerekiyor. Bu alanda ilerliyoruz.
17 FİRMA VARDI, BUGÜN 2 BİNDEN FAZLA FİRMA VAR
Türkiye’de özellikle savunma sanayinde son 20 yılda çok kritik atılımlar atıldı. 20 yıl önce savunma sanayinde faaliyet gösteren 17 firma vardı, bugün 2 binden fazla firma var. Çoğunluğu özel sektörde. Bugün Saha İstanbul’un 900’dan fazla üyesi var. Yüzde 95’i özel sektör bu kümelenmenin içerisinde. Özellikle savunma sanayinde yerlileşme vizyonu ve yerlileşme iradesi. Türkiye çok önemli bir karara imza atıldı. Tank, İHA, Atak helikopterlerinin alım kararı vardı. Bir toplantıda ‘Biz bu projeleri iptal ediyoruz, tamamını yerli yapacağız, yurt dışı bağımlısı olmayacağız’ dendi. İşin ekonomik anlamda katma değer boyutu var. Bir de işin parasını verseniz dahi, satın almak isteseniz dahi size bunu vermiyor. 2009 yılında Türkiye, ABD’nin SİHA talebinde bulundu, Amerika bunu reddetti. Türkiye yerli İHA’larından önce İsrail’den Heron ithal ediyordu. Ama ne oluyordu/ İsrail en ufak yedek parça ihtiyacı olduğu zaman, en ufak bir politik anlaşmazlık olduğu zaman destek vermiyordu. Türkiye 90’lı yıllarda ABD’de Gınat dediğimiz insansız hava araçlarını satın aldı. Milyonlarca dolar para ödendi. 100 saati dahi doldurmadan envanter dışı bırakıldı. Çünkü destek gelmiyordu. Bugün Bayraktar SİHA’ları 600 bin saati buldu. Müthiş bir gelişim var.
Türkiye 15 yıl gibi sürede bu teknolojiyi parasıyla alamazken, 2004 yılında bir irade koydu. Bizim ilk geliştirdiğimiz ürün Bayraktar mini İHA. Elden atılan 5 kiloluk uçak. İlk kez savunma sanayinde o karardan sonra ‘Biz bu işi rekabete açık yapacağız’. ‘Bunu kim yapıp, gelip bize başarılı sunum yaparsa ondan 76 tane uçak alacağız’ dediler. Bugünküne nazaran düşük çaplı imkanlarımız vardı. Devlet o zaman şunu deseydi ki, ‘Kurulu devlet firmaları var sen yapacaksın’ deseydi, bugün Baykar yoktu. Şeffaf bir modelle biz girmiş olduğumuzdan dolayı var. O kadar çok ince, birbirine iplikle bağlı hususlar var ki. Bunlardan bir tanesi olmasa bugünkü başarı olmazdı.
Bizim geliştirdiğimiz sistemlerin en önemli başarısı güvenli olması. Türkiye eskiden F-16’ların montajını yapıyordu ama siz sıfırdan bir ürün geliştiriyorsanız bunlara sabır göstermeniz lazım. Selçuk Bayraktar anlattı, uçağın her şeyini yaparsınız. Tekerleğine bir takoz koyarsınız. Uçamaz.
Milletimiz farkında, milletimiz TEKNOFEST’e gittiğinde ürünlere dokunuyor. Milletimiz görüyor. Bu işleri durdurmak kolay, yapmak zor. Öyle iftiralarla karşılaşıyoruz ki. Bu işler parayla olmuyor, emekle oluyor, adım adım üzerine koyarak geliyor.
15 bin feette uçabilen, 6 saat havada kalabileni 100 kilometreden haberleşebilen bir İHA istediler. ‘2 firmayı davet ediyoruz.’ dediler. Davet ederken ar-ge desteği vermediler, teminat mektubu istediler. Bize o dönem çok farklı bakıyorlar, inanılmıyor. Bayraktar-TB2’nin doğuşunu anlatıyorum. 2007’de projeye davet edildi. Pist bulamadık. Keşan’da uçacağız, bürokrasi test uçuşu için izin vermiyorlar. Ergin Saygun komutanımız bizzat izin verdi ve kaçak olarak uçurduk. 2009 Haziran ayında ilk test uçuşunu izinsiz yaptık. Teminat mektubunu verdik, 500 bin dolar. Kale Grubu ile girdik. Babam bu sıkıntılardan dolayı ölüyordu.
BENİ TUTUKLATMAYA ÇALIŞTILAR
Sinop’ta DEMO yapılırken askerdeydim çavuş olarak, askerden izin aldım DEMO’ya gittik. İkinci uçakla 2009 Ekim’de gece uçak otomatik indi. Bir heyetle tutanak tutulacak. Dışarıdan birisi ‘ben bu uçağın otomatik indiğine inanmıyorum.’ dedi. O kişi ‘bana çavuş, esas duruşa geç’ dedi. Beni tutuklatmaya çalıştılar. Böyle olunca ortalık karıştı. O dönem savcı ‘herkesin ifadesini alın, tutuklanamayın.’ dedi. Bu bahsettiğim kişi, ekibe dışarından dahil edilmiş. 3 ay sonra askerlikten istifa edip rakip firmaya geçti. 3 ay sonra icra kurulu, ’12 İHA üreteceksiniz’ dedi. Bizi destekleyen askerler, sahada savaşan askerlerdi. Oyun çeviren askerler değillerdi. Yeni bir proje açıp, diğer firmaya verdiler. Bize o iş verilmedi.
LİBYA BUGÜN PARÇALANMADIYSA, TB2’NİN ÇOK BÜYÜK KATKISI VAR
Bugün Bayraktar TB2’yi dünya konuşuyor. 27 ülkeye ihracat imzası atılmış. Türkiye’de kendini ispatlamış. Libya bugün parçalanmadıysa, TB2’nin çok büyük katkısı var. 25 yıl önce Azerbaycan’a yaralılarını taşıması için helikopter veremiyordu, bugün İHA veriyor. Kanada, Litvanya, Polonya… insanlara para topladı, Bayraktar TB-2 almak için. Hiç kimse bizden SİHA yapmamız için talepte bulunmadı. Ama biz biliyorduk ki ülkemizin silahlı İHA’ya ihtiyacı var. Tanımlanan kriterlerin 3-5 katı özelliklerde uçak geliştirdik. ROKETSAN ile beraber çalışmaya başladık. 2015′ Aralık’ta ilk atışımızı yaptık. Bize test etme izni vermediler. Türkiye 2014’te bir irade koydu, sistem yapı olarak buna hazır değildi. Karşılaştığınız şeyler, ülkede kimsenin karşılaşmadığı şeyler. Sonuçta işin tamamında, bu işler şu an başarıya ulaşmış. Dünyanın 27 ülkesine ihracat yapmış, Türkiye’ye dış politikada kaldıraç etkisini yaşatan… İnişler çıkışlar var ama başarılı olabiliyor.
DİĞER FİRMALARLA REKABET VAR MI?
Devlet bankalarından hiçbir zaman kredi kullanmadık. Biz iş yaptığımız devlet kurumlarından en ufak ar-ge desteği almadık. Nakit hibe kullanmadık. 2022 yılında Baykar’ın imzaladığı sözleşmelerin yüzde 93’ü ihracattan. Baykar’ın varlığı rekabet oluşturan bir şey. Türkiye, İsrail’den HERON alıyordu. Silahlı bile değil. Baykar’ın varlığı bir maliyet etkinliği ve rekabet getiriyor.
BÖYLE KOMEDİ OLABİLİR Mİ?
Selçuk Bayraktar’ın ‘mevcut iktidar dahi bu konuda gevşeme olursa bu konular risk altında’ demişti. Alenen bir iftira ile karşı karşıyasınız. Türkiye’nin savunma havacılık sektörünün ihracatında yüzde 28’ini yapan. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ihracat rekorunu geçen bir firma. Bir firmaya ‘bütün kaynaklar tek firmaya, rekabet yok, şımarıklık oluşur, dokunursunuz’ diye dil uzatacaksınız, buna biz sosyal medyadan yanıt verince siyasi oluyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Baykar’ın varlığı zaten rekabet. Devletin bu projeleri desteklemesi doğal. Biz Baykar olarak bu desteklerden hep uzak durduk. Biz hep geliştirelim, satalım, ihraç edelim dedik. Hiçbir zaman kredi kullanmadık. Bayraktar TB2 pazarlamaya ihtiyacı olmayan, siparişleri dolu olan, birisi geldiği zaman 3 yıl sıra beklediği ürün. Bu ülke milli gemi yapıyor, radar, füze, roket, toplar yapıyor. Binlerce firmaya verilmiyor, hepsi Baykar’a veriliyor, böyle komedi bir şey olabilir mi?
Savunma sanayinde bir sistematik var. Silahlı kuvvetler gereksinimlerini bildiriyor. İhale açılıyor, teklif veriyorsunuz ve kazanıyorsunuz. Türkiye’de Baykar tek üretici var. Türkiye’de devlete İHA teslim eden 7 farklı şirket var. Biz zaten yüzde 99.3’ü ihracat olan firmayız. İftirada ‘zengin etmeye çalışıyorlar’ deniyor. Bu nasıl izansızlık! Biz ihracat yapsak zaten daha çok kazanıyoruz. Baykar 3 bin 500 kişilik ekip. İş geliştirme ekibi 5 kişi. Ürünümüzün pazarlamaya ihtiyacı yok. Siparişleri yetiştiremiyoruz. Devletler kendi geliyor bize. Hiç kimse Selçuk Bayraktar Cumhurbaşkanının damadı diye Türkiye’den SİHA talep etmiyor.
“BİR GÜN KAPIMIZI ÇALIP SORMADI”
Bize iftira eden şahıs 11 yıllık ekonomi bakanlığı yapmış, 8 yıllık MGK üyesi birisi. Bir gün kapımızı çalıp, sormadı. Duyarsız olabilir. Ama biz böyle iftiralarla karşılaşacağımızı beklemezdik. Türkiye’nin en katmerli ihracatı yapan firmaya ‘rekabetten yoksun, kayrılıyor’ dememesi gerektiğini bilmez mi? Son yıllarda dış politikanın en önemli kaldıraçlardan bir tanesi Bayraktar TB2 değil mi? Bu başarıların bir tanesi dile geçirilmez mi? Kızıelma uçmuş, tebrik edilmez mi? Onlarca ülkenin büyükelçisi bizi arayıp, tebrik etmez. Genel başkan yardımcısı bir belge yayınlıyor, belgeyi okumaktan aciz. Bir ülkenin geleceğine talipsiniz, bir belge sunmanız lazım.