Meral Akşener masaya geri döndü!.
Masadan “notere dönüştü” cümleleriyle kalkan Meral Akşener, ittifaka geri döndü. Akşener, Saadet Partisi Genel Merkezi’ne giriş yaptı.
Siyasi gündemde nefesler tutuldu.
İyi Parti Lideri Meral Akşener, “Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz”, “Noter masasına dönüştü” ifadeleriyle 6’lı masadan kalktı.
Millet İttifakı’nın geriye kalan 5 üyesi, bugün yeniden toplanma kararı aldı.
Cumhurbaşkanı adayının açıklanacağı toplantı öncesinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, arabuluculuk görevini üstlenerek Meral Akşener’i ziyaret etti.
Ziyaretin sonrasında gözler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hamlesine çevrildi.
Masaya döndü
Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin sonrasında masaya dönmeye ikna edilen Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Merkezi’ne giriş yaptı.
Akşener yuhalandı
Akşener’in merkeze girişi esnasında, öfkeli seçmenin yükselttiği “yuh” sesleri duyuldu.
400 kişilik dokunulmayacaklar listesi
Muhalefet gündemi hararetli günlerden geçerken, sayısız kulis bilgisi sızdırıldı.
Bir iddiaya göre, Meral Akşener’in ipleri kopardığı son 6’lı masa toplantısı öncesinde, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na 400 kişilik bir “dokunulmayacaklar” listesi verdiği konuşuldu.
Listenin ana fikri olarak ise “seçilmesi halinde dokunulmayacaklarına dair güvence istenilen bir liste” ifadesi kullanıldı.
Masadan neden kalktı?
Bir başka kulise göre Meral Akşener’in masadan neden kalktığı sorusu, “ülkücü abiler kumpası, derin devlet refleksi” gibi maddelerle yanıtlandı.
Meral Akşener’in anlam verilemeyen dönüşü, kamuoyunca tartışılırken iplerin koptuğu ifadeler yeniden akıllara geldi.
6’lı masadan kalktığı gün oldukça sert ve hararetli bir açıklama sunan Akşener, şu ifadeleri kullanmıştı;
“5 siyasi parti tek ismi dile getirdi: Kılıçdaroğlu”
Tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak dertlerimize ve bu dertlerin çözümüne yönelik önerilerimize dair güçlendirilmiş parlamenter sistem anayasa değişikliği teklifi ve ortak politikalar metni gibi birçok önemli konuda mutabakat sağladık. Dün gerçekleşen toplantıda nihayet ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartıştık. Bu doğrultuda 5 siyasi parti tek bir ismi dile getirerek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yönünde görüşlerini beyan ettiler. Biz de İyi Parti olarak 3 yılı aşkın bir süredir sokaklarda, dükkanlarda ve meydanlarda sıklıkla duyduğumuz, milletimizin yoğun bir teveccüh gösterdiğine hemen her yerde şahit olduğumuz ve yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında da uzun süredir Sayın Erdoğan’a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz iki ismin adaylığı konusunda görüşümüzü beyan ettik. Bu iki isim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sayın Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’ydu.
“Kişisel ajandalar milletin kazandığı büyük hakikate tercih edilmiştir”
Bunun da yanında aday belirleme sürecinin sağlıklı yönetilmesi için her bir siyasi partinin ayrı ayrı belirleyeceği araştırma şirketlerinin yapacakları çalışmalar ışığında ortak cumhurbaşkanı adayının veriye dayalı, rasyonel ve objektif bir usulle belirlenmesini de önerdik. Ancak maalesef bu görüş ve önerilerimiz masadaki paydaşlar tarafından kesin bir biçimde reddedildi ve 6’lı masanın son toplantısında bir tırnak içi anlayışa varıldı. Bu vesileyle anlamış olduk ki şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir.
“Parti çıkarlarını göz ardı edip milletimiz için fedakarlık yaptık”
Önce millet, önce memleket demekten asla vazgeçmedik. Bir kez bile milletimize verdiğimiz sözden dönmedik, caymadık. Yeri geldi, parti çıkarlarımı göz ardı edip milletimiz için fedakarlık ettik. Yeri geldi şahsi hedeflerimizi kenara itip, milletimiz için feragat ettik.
“6’lı masa, milletin iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir”
Hakarete uğradık, dişimizi sıktık. İftiraya uğradık göğüs gerdik, linç edildik, yıkılmadık. Bıkmadan, usanmadan vazgeçmeden konuştuk, anlattık, dinlettik, gösterdik. Ancak ne yazık ki olmadı, olamadı. Üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz son noktada dün itibarıyla 6’lı masa, artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir.
“Tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür”
Milletimizin ortak iyiliği için, iyi niyetle oturduğumuz bu masa, artık potansiyel adayların tartışılabildiği bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tüm alternatiflerin kara listeye alınarak tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür.
“Ne kumar masasında ne de bir noter masasında olacağız”
Dolayısıyla biz ne olursa olsun imzamızın ve milletimize verdiğimiz her sözün arkasındayız. Ancak ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olacağız. 85 milyonun geleceğini kişilerin tahakkümüne teslim edip tehlikeye atmayacağız.
İmamoğlu ve Yavaş’a çağrı
Ülkemizi sadece kriz üreten bir ucube sisteme mahkum etmeyeceğiz. İlk gün olduğu gibi bugün de inatla ve ısrarla ‘ben’ değil ‘biz’ demeye devam edeceğiz. Millet iradesine uzanan elleri çekecek, tüm dayatmaları yıkacak, milletimizin sesini tüm Türkiye’ye duyuracağız.
İşte bu yüzden Sayın Mansur Yavaş’a ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz bu milletin iradesiyle seçildiniz, üzerinize atılan tüm iftiralardan alnınızın akıyla çıktınız. Tüm engellemelere rağmen çok çalıştınız, görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız. Ne mutlu size ki milletimiz gayretlerinizi gördü, yanınızda durdu. Milletimiz emniyetimizi anladı, başının üstünde taşıdı. Milletimiz sizleri sevdi, bağrına bastı. Ve bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor
“Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız”
Bu saatten sonra bizlere düşen bir seçim yapmaktır; ya ışıl ışıl bir güneşin altında dimdik duracağız ya da uzayan bölgelerde kaybolacağız. Ya şanlı bir mücadelede milyonlarla yürüyeceğiz ya da trajik bir hikayede figüranlık yapacağız. Ez cümle ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız. İnanıyorum ki hep birlikte tarih yazacağız.