“Fevzi Paşa askerlik mesleği ve politika arasında hassas dengenin farkındaydı. Nitekim Meclis’teki muhalefet grubunun Mustafa Kemal Paşa’nın yerine kendisini geçirme fikri açıldığında bu teklifi reddetmesinin sadece Gazi Mustafa Kemal ile yakın arkadaş olmaları sebebiyle değil, başka bir sebeple de bu sözü, ifadeleri kullanmıştır.
O, ordunun politikaya karışmasına asla razı değildi. Bu düşüncesini açıkça ifade ettiği sözlerine geçtiğimiz günlerde yaşanan bildiri mevzu sebebiyle de hassaten yer vermek isterim. Fevzi Paşa kendisine yapılan teklife şu sözlerle cevap vermektedir:
“HELE ORDUNUN POLİTİKAYA KARIŞMASINA ASLA RAZI OLMAM”
‘Bu dediğiniz şey hiçbir zaman olamaz. Sizin de o yolda çalışmaktan vazgeçmenizi tavsiye ederim. Hepimiz bulunduğumuz mevkilere rıza gösterecek ve el birliğiyle memleketin yükselmesi için çalışacağız. Yapılacak o kadar çok işimiz var ki hepimize bol bol yeter. Eğer bu yolu bırakarak birtakım siyasi entrikalara kapılacak olursak bu memleketi batırırız. Buna da hakkımız yoktur. Hele ordunun politikaya karışmasına hiçbir şekilde razı olmam. Ben bugün ordunun en sorumlu bir yerinde bulunuyorum. Teklifinizi kabul edecek olursam yarın benim yerime geçecek olan bir paşa da ordunun kendisine bağlı olduğuna güvenerek beni devirir ve yerime geçer. Onu da çok geçmeden bir üçüncü paşa takip eder. Memleket asıl o zaman askeri diktatörlüğe doğru kayar ve memleketin bizden beklediği hizmetlerin hiçbirisi yapılamaz.’
Mareşal Fevzi Paşa bu sözleriyle bütün zamanlar için geçerli olan bir ders vermektedir. O ancak emekli olduktan sonra politikayla aktif olarak ilgilenmiştir. İlgilenmiştir ama usulüne uygun olarak siyasi parti kurmuş, siyasi partilerde yer almıştır. Asla kayıt dışı siyaset yapmamıştır.”