Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerinin kaldığı KYK yurtlarında verilen günlük beslenme yardımının artırıldığını duyurdu.
“25 liradan 60 liraya çıkarıyoruz”
Daha önce günlük 25 lira olarak verilen beslenme yardımına yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte her eğitim-öğretim yılı açılışında gerginlik sebebi olan üniversite harçlarını da bildiğiniz gibi biz kaldırdık. Bu vesile ile üniversite öğrencilerimize bir de müjde vermek istiyoruz. Ek yerleştirmelerin devam ettiği ve fiyatlarını değiştirmediğimiz yüksek öğrenim yurtlarında kalan öğrencilerimize vermiş olduğumuz beslenme yardımını günlük 25 liradan 60 liraya çıkartıyoruz. Böylece, beslenme yardımını iki buçuk katlık bir artışla aylık 1800 liraya yükseltiyoruz. Amacımız, üniversite öğrencilerimize yurtlarımızda kaliteli ve doyurucu yemek sunmaya yardım etmektir. “ dedi.
Yurt kapasitesi
Cumhurbaşkan Erdoğan’ın açıklamalarının devamında şu ifadeler yer aldı:
“Üniversitelerimizin açılmaya başlamasıyla öğrencilerimizin yurt taleplerini karşılayacak yeni adımları da devreye alıyoruz. Yurt kapasitemizi 182 bin yataktan 850 bin yatağa çıkartarak hiçbir gencimizin barınma sorunu yüzünden eğitiminden mahrum kalmamasını sağlamanın gayreti içerisindeyiz.
Geçmişte başvuran öğrencilerimizin cüzi bir kısmını yurda yerleştirebilirken, biz bunu 90’lar seviyesine çıkardık. Bu anlayışla 14 Eylül’de 105 yeni yurt binamızın daha çaılışını yaptık. Artan kapasite sayesinde ilk yerleştirmede dah yüzde 80’lik talep karşılama oranını yakaladık.
Kredide ‘ana para’, Ekim’de Meclis’te
Bugün Türkiye’nin yüksek öğrenim yurdu kapasitesi AB ülkelerinin çoğunun toplamından daha fazladır. Dolayısıyla öğrencilerimizin barınma sorunlarını siyasi istismar aracı haline getirmek isteyenlerin dünyadan da Türkiye’den de haberi olmadığı açıktır.
Aynı şekilde Türkiye kredi ve burs konusunda da Tükriye, dünyanın en iyi sosyal devlet uygulamasına sahip ülkedir. Başvuran her öğrencimiz kredi, şartları tutan her öğrencimiz burs alabilmektedir. Müjdesini daha önceden paylaştığımız kredi ödemelerinin sadece ana para üzerinden yapılabilmesine ve geçmişteki ilave borçlarının silinmesine yönelik düzenleme, ekim ayında Meclis gündemine de gelecektir.
TOKİ başvuruları
‘İlk evim iş yerim’ kampanyasında talep toplama süreci önümüzdeki ayın sonuna kadar devam edecek. Başvuru sayısı şimdiden 5 milyona dayanan bu kampanya, Türkiye’nin bu zamana kadar en büyük sosyal atılımı olacak. Projenin 5 bin konutluk ilk diliminin temelini 25 Ekim’de atıyoruz. İki yıl içerisinde 250 bin sosyal konut tamamlanacak ardından bunu 500 bine çıkaracağız.
Eser ve hizmette bizimle yarışamayanların yalan üzerine kurduklarıyla kampanyamızı karalamaya çalıştıklarını görmekten hüzün duyuyoruz.
Tahıl ihracatı
Dünya ekonomik krizden savaşlara, siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuşurken Türkiye olarak içeride ve dışarıda güçlü duruş sergiliyoruz. Küresel krizleri önceden görüp gereken tedbirleri alma, dayanıklılığımızı tahkim konusunda herkesin takdir ettiği birikim ve dirayete sahibiz.
Kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, tuzaklar bize böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalışmaya mecbur bırakmıştır. Salgın, Ukrayna-Rusya savaşıyla süren küresel krizlerde biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik.
Asla paniğe ve korkuya kapılmadan son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede özgün programımızı uyguladık. Rusya-Ukrayna savaşında tahıl sevkiyatından, esir takasına kadar pek çok başarıya imza attık. 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik. Ülkemizi bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen güvenilir, sorunlara çözüm geliştirici başat aktör olduk.
Tahıl kriziyle yakalanan diplomatik başarının esir takasıyla devam ettirilmesi ülkemiz adına gurur verici gelişme olmuştur. Bu vesile ile çabalarımıza verdikleri destek için Sayın Putin ve Sayın Zelensky’e buradan teşekkür ediyorum. Hedefimiz her iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan bu savaşı sonlandırmaktır.
BM Zirvesi
Ülkemizi kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler yeni durumdan rahatsız olsa da süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz. İç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz. Kazanımları daha iyi taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ne Batı için Doğu’ya sırtımızı dönüyor ne de Orta Doğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz.
Bir ayağımızı ülkemize sabitlerken diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz. Tarihi, beşeri, kültürel, kadim bağlarımız olan Balkanların güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz. Kritik dönemde Bosna Hersek, Sırbistan, Hırvatistan’a yaptığımız ziyaretler istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurmuştur.
Özbekistan ve Amerika’da yaptığımız temaslarda Türkiye’nin dış politika vizyonunu ortaya koymuştur. Kardeşim Şevket Mirzayev’in daveti üzerine Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın zirvesinde oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik. 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şangay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz.
Zirvede ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirzayev, Sayın Aliyev, Sayın Şahbaz Şerif, Sayın Modi, Sayın Putin,Sayın Reisi ile bir araya geldik. Bu liderlerle hem ikili münasebetlerimizi tüm yönleriyle ele aldık, bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduk.
Zirvenin ardından BM, 77. Genel Kurulu, genel görüşmelerine katılmak üzere New York’a geçtik. 13 saatlik yolculuktan sonra New York’a ulaştık. 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan görüşmeler bizim açımızdan yoğun, verimli ve bereketliydi.
ABD’deki vatandaşlarımızdan, Türk sivil toplum kuruluş temsilcilere, farklı kesimden insanlarımızla hasret giderdik. Amerikan düşünce kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik.
BM zirvesinde Türkiye’de son 20 senede eğitim öğretimde yaşanan gelişmeleri, gelecek vizyonumuzu liderlerle paylaştık. Genel kurula hitap ettik. Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere güvenliği ilgilendiren görüşlerimizi tüm dünyaya anlattık. Göç krizi, tahıl sevkiyatı gibi pek çok örnekle Türkiye’nin dünyada oynadığı arabulucu role dikkat çektik. Doğu Akdeniz, ekonomik gelişmeler, BM’nin yönetim yapısına ulaşan çok geniş yelpazede ülkemizin yaklaşımını dile getirdik.
Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerimizin takdirle karşılandığını müşahede ettik. BM Genel Sekreteri yanında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik. Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Polonya liderleri ile bir araya geldik. Gürcistan, Almanya, İspanya, Lübnan, Japonya ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik. Aynı binada Katar Emiri ile Kazakistan, Finlandiya, Güney Kore Cumhurbaşkanı ve Bangladeş Başbakanı ile sohbet ettik.
Ayrıca Amerikan kongresinin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı, Dünya Yahudi Kongresi Başkanını kabul ettik. BM’nin tam karşısındaki Türkevi binamız görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Türkevi de küresel diplomasinin merkezlerden biri haline dönüştü. Muhataplarımızla savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle işbirliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi.”