Sezgin Baran Korkmaz’ın CHP’li gazetecilerle kirli ilişkileri ortalığa saçılınca sol cenah kafasını kuma gömdü!.
Firari karapara tokatçısı Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkisi üzerinden Habertürk spikeri Veyis Ateş’in savunmasını isteyen ve “Hesap versin çağrısı yapan sözde meslek kuruluşları, aynı iddialarla gündeme gelen CHP yandaşı medya mensuplarına kör sağır dilsiz kaldı!.
Firari işadamı Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkisi üzerinden Habertürk spikeri Veyis Ateş’in savunmasını isteyen ve “Mesleği kirli çıkarı için kullananların hesap vermesini sağlayalım” açıklaması yapan 12 basın meslek kuruluşu, Ateş gibi iğrenç iddialarla ismi gündeme gelen zillet medyası mensupları için sessizliğe gömüldü.
Kirli medya
Korkmaz’la parasal ilişki iddialarıyla ilgili Veyis Ateş’in savunmasını istediklerini duyuran Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, aynı Korkmaz’ın Artı 1 TV’ye para aktarıp kanaldaki gazetecileri beslediğine ilişkin iddialar hakkında hiçbir işlem yapmadı. İki Sözcü yazarı Yılmaz Özdil ile Uğur Dündar’ı birbirine düşüren para akışı iddiası hakkında, daha önce Veyis Ateş’le ilgili açıklama yapan Medya Dayanışma Grubu, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Haber Kameramanları Derneği kafasını kuma gömdü. Bu ikiyüzlülüğün gazetecilik mesleğini kirlettiğini söyleyen Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, şu değerlendirmede bulundu:
Samimiyseniz konuşun
“Sezgin Baran Korkmaz’dan kim nemalanmış ya da istifade etmiş ise görüşü ne olursa olsun kesinlikle kınıyoruz. Bu hususta sadece iktidarı destekleyen medya mensuplarını suçlamak etik ve ahlak dışıdır. Artı 1 televizyonuyla ilgili Yılmaz Özdil, ‘dürüst ve saygın olduğu söylenen gazeteciler buradan istifade etti’ diyor. Özdil’in bu iddiası vahimdir. Ateş’i suçlayan gazeteciler ve basın meslek kuruluşları bu konuda suskun kalıyorlar. Hırsızlığın ahlaksızlığın, yolsuzluğun partisi veya ideolojisi olmaz. Bizim buradan beklentimiz, bu basın örgütlerinin de bu konuda inceleme yapıp cemiyetten ihraç etmesi gerekir. Bu ikiyüzlü ve çifte standarlı bir tavırdır. Eğer samimilerse bu konuda açıklama yapmalıdırlar. Meseleye ideolojik bakıyorlar. Bunun sağcısı solcusu, iktidarı muhalefeti olmaz. Biz diyoruz ki; Artı 1 veya buna benzer tüm yayın organları Sezgin Baran Korkmaz’dan istifade etmişse kınıyoruz.”
Maskeleri düşürdü
Gazeteci Yazar Şükrü Sak da, Artı 1 TV meselesinin Veyis Ateş konusundan daha vahim, daha şok edici olduğunu söyledi. Basın meslek kuruluşlarının suskunluğunun manidar olduğuna dikkat çeken Şükrü Sak, şöyle konuştu: “Sezgin Baran Korkmaz’ın kara para aklama iddialarıyla birlikte gündeme gelen diğer hususlar içerisinde en önemli başlık Artı 1 TV meselesidir. Medya üzerinden yürütülen organize algı operasyonlarının nasıl gerçekleştirildiğini görmüş olduk. Kendisini ‘muhalif’ olarak tanımlayanlar, ‘havuz’ ya da ‘yandaş’ diyerek gazetecilere büyük operasyonlar düzenliyordu. Şimdi açığa çıktı ki bu muhalif medya, esas itibariyle kara parayla örgütlenmiş bir operasyon medyacılığı yapıyormuş. Sezgin Baran Korkmaz meğerse bir medya grubu satın almamış, gazetecileri satın almış. Peki bu vahim tablo karşısında basın meslek kuruluşları ne yapıyor? Farklı husus değil, bu kuruluşlar aynı meselede böylesine farklı bir tutum nasıl sergileniyor?”
Mesleğin yüz karaları
Daha önce T24, Bianet, Medyascope gibi muhalif medya kuruluşlarının ABD’den fonlandıklarının açığa çıktığını belirten Şükrü Sak şöyle devam etti: “Bu gösterir ki, bunlar bir gazetecinin kara parayla nemalanmasına değil, o kara paranın kendilerine akmamasına tepki koyuyor. Meğerse Veyis Ateş’i kendilerinin kara para skandalını aklamak için kullanmışlar. Veyis Ateş dışında Uğur Dündar, Sevilay Yılman, Mollaveisoğlu gibi birçok gazetecinin de ismi geçiyor. Nerede Türkiye Gazeteciler Cemiyeti? Bir kınama veya açıklama yayınladı mı? O gazetecilerin ifadesini aldı mı? Bunlar da gazeteciliğin yüz karası ilan edildi mi? Hem dışarıdan fonlanıyorlar, hem kara parayla besleniyorlar hem de bu ülkenin değerlerine bağlı çizgide siyaset ve gazetecilik yapanlara saldırıyorlar. Bu, muhalefetin ve basın meslek kuruluşlarının ‘benim hırsızım iyidir’ tavrıdır. Gazetecilik mesleğini bataklığa çeviren tavır işte bu ilkesizliktir.”