Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Lübnan’a hediye ettiği okulun hazin hikayesi..
Osmanlı padişahlarından Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Lübnan’da yaptırdığı Hamidiye Okulu ve içindeki kütüphaneye hediye ettiği Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça kitaplar ilgisizlikten yok olma tehdidi altında.
Hamidiye Okulu, Lübnan’ın kuzeyindeki Akkar vilayetine bağlı Meşha beldesinde 1891’de inşa edildi. Aynı zamanda okulun içinde ve civarında kütüphane, cami ve hamam da yaptırıldı.
Okulun bitişiğinde altında akarsu bulunan Osmanlı eseri caminin tarihi mimarisi, zaman içinde yapılan beton eklemelerle zarara uğramış durumda. Okulun karşısında yaptırılan Türk hamamından ise eser kalmamış.
Okulun tadilata ihtiyacı var
Sultan 2. Abdülhamid Han’ın, Trablusşam bölgesi kanaat önderlerinden Şeyh Abdulfettah ez-Zubi’nin taleplerine icabetle yaptırdığı Hamidiye Okulu, Suriye sınırında yer alan Akkar bölgesinde uzun yıllar boyunca bir eğitim merkezi olarak kullanıldı.
Beyaz kireç taşıyla Osmanlı mimarisine uygun kemerler taşıyan Hamidiye Okulu, geniş ana girişi bulunan avluyu çevreleyen sınıfların oluşturduğu tarihi bir bina olarak zamana dirense de bugün yeniden tadilata ihtiyaç duyuyor.
Hamidiye Okulu zengin kütüphanesiyle öne çıkıyordu
Hamidiye Okulu’nu Osmanlı Devleti’nin Lübnan’a ve bölgeye kazandırdığı diğer okullardan ayıran özelliği, 3 binden fazla kitapla donatılan zengin bir kütüphaneyi içinde bulundurmasıydı.
Sultan 2. Abdülhamid Han’ın hediyesi olarak Hamidiye Okulu Kütüphanesi’ne yerleştirilen binlerce kitap, Osmanlı tuğrasının işlendiği ciltlerle kaplanmıştı.
Osmanlı Türkçesinin yanı sıra Arapça ve Farsça dillerinden hadis, tefsir, fıkıh ve diğer birçok alandan çeşitli eserlerin oluşturduğu Abdülhamid Han’ın hediyesi Hamidiye Okulu Kütüphanesi, günümüze kadar varlığını korumuş olsa da zamanla azalan binlerce kitaptan birkaç yüz tanesi ancak korunabilmiş.
İlgisizlikten yıkılmaya yüz tutmuş Hamidiye Okulu’ndaki bir odada bulunan kütüphanenin değerli eserleri olan birkaç yüz kitap da rutubetli ortamda günden güne yok olma tehdidi altında kaderine terk edilmiş durumda.
Çok sayıda alim Hamidiye Okulu’nda yetişti
Lübnanlı tarihçilere göre Hamidiye Okulu, Trablusşam kentinin merkezi dışında inşa edilen ilk resmi okul olarak Akkar ve Suriye’nin bir kesimine hizmet verdi.
Mısır müftülerinden Şeyh Muhammed Abdo, düşünür Muhammed Reşid Rıza, Faslı tarihçi hadis alimi Muhammed el-Azuzi gibi bölgede öne çıkan çok sayıda düşünür, müftü, edebiyatçı ve alim bu okulda yetişti.
Ancak okulun Birinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı 1914-1918’den itibaren uzun yıllar boyunca kullanılmaması tavanında hasara neden olmuş.
Bunun üzerinde içindeki kütüphanenin korunması için bölge sakinlerinin çabalarıyla Hamidiye Okulu’nun tavanına beton dökülmüş ve bu nedenle orijinal mimarisi bozulmuş.
Meşha beldesi sakini Lübnanlılar, 1980’li yıllarda Hamidiye Okulu’nu yeniden eğitime kazandırmaya çalışsalar da imkansızlıklar sebebiyle bir sonuca varamamışlar.
Kütüphanedeki eserlerin çoğu zamanla kayboldu
Hamidiye Derneği Başkanı Halid Muhammed ez-Zubi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sultan 2. Abdülhamid’in bu okulu Akkar ve Suriye’nin sahil bölgesinin eğitimi için yaptırdığını söyledi.
“Tabii bu okul Meşha beldesinde inşa edildi ve ona çok sayıda değerli İslami kitaplar da kazandırıldı. İlahiyat okuyan öğrencilerin ihtiyaç duyduğu içeriklere sahip önemli kitaplardı.” diyen Zubi, Lübnan’da Osmanlı döneminden sonraki Fransız işgali ve 1975-1990 yıllarındaki iç savaş döneminde yaşanan kaosta kitapların çoğunun kaybolduğunu ifade etti.
Hamidiye Okulu Kütüphanesi’ndeki kitapların korunamamasını “büyük kayıp” olarak nitelendiren Zubi, “Lübnan’da yaşanan kaos ve güvenlik sorunlarının yanı sıra kurumlardaki çöküşler ile birlikte Hamidiye Okulu Kütüphanesi’ndeki kitap sayısı 400’e kadar düştü. Bu büyük miras için oldukça kötü bir durum söz konusu.” diye konuştu.
Bölgedeki tüm Müslümanlar için inşa edilen söz konusu okuldan çok sayıda alimin yetiştiğini hatırlatan Zubi, “Tüm bölgenin istifade ettiği bu okul, Osmanlı Devleti ve özellikle de takibini bizzat yapan Sultan 2. Abdülhamid’in sayesinde hizmet verdi.” dedi.
Hamidiye Okulu’nun 1960’lı yıllardan itibaren kaderine bırakıldığına dikkati çeken Zubi, belde sakini gençlerin 1988’de okulun adını taşıyan Hamidiye Derneğini kurduktan sonra binayı kiraladığını söyledi.
Vakıflardan kiralanan Hamidiye Okulu’nda 15 yıl boyunca eğitim hizmeti vermeye gayret ettiklerini aktaran Zubi, okulun yaklaşık 6 yıldır da Meşha beldesindeki Seda Eş-Şebab Derneği tarafından dini eğitimlerin yanı sıra yabancı dil kursları için kullanıldığını kaydetti.
Bu okulun, Akkar bölgesinde bilim ve din kültürü eğitimi amacıyla inşa edildiğini dile getiren Zubi, Osmanlı Devleti’nin Hazreti Hasan’ın soyundan gelen ehlibeyitten bazı ailelerle tanınan Meşha beldesinde bu eseri inşa ettiğine işaret etti.
Hamidiye Okulu Lübnan’ın “Ezher Üniversitesi” olarak bilinirdi
Seda Eş-Şebab Derneği Başkanı Abdülkadir ez-Zubi de Hicri 1310’da inşa edilen Hamidiye Okulu Kütüphanesi’nin yaklaşık 130 yaşında olduğunu ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren okulla birlikte ihmal edildiğine dikkati çekti.
Hamidiye Okulu’nun eğitim kalitesinden dolayı Mısır’daki Ezher Üniversitesi’ne benzetildiğine işaret eden Zubi, “Yani Mısır’daki Ezher’in (Üniversitesi) küçüğüydü. Nitekim Arap coğrafyasının birçok bölgesinden buraya öğrenmeye ve öğretmeye gelenler oluyordu. Buradan çok sayıda alim ve fıkıhçı yetişti.” ifadelerini kullandı.
Kütüphanenin uzun süre ihmal edildiğine ve bunun sonucunda tüm kitapların rutubetten yok olma aşamasına geldiğine vurgu yapan Zubi, “Bu kütüphane, özellikle de Sultan 2. Abdülhamid’in hediyesi olması hasebiyle çok değerli bir definedir. Meşha beldesinin çok özel bir yeri olmasaydı ne okulun ne de bu değerli kütüphanenin oluşması talimatı verilirdi.” dedi.
Kütüphanenin restorasyonu için çok uğraştıklarını, birçok yetkiliye ulaşmaya çalıştıklarını ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını dile getiren Zubi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de veya yurt dışında bulunan Osmanlı eserlerini korumaya özen gösterdiğine tanıklık etmelerinden dolayı seslerini Türkiye’ye duyurmak istediklerini söyledi.
Sultan Abdülhamid Han’ın adıyla birkaç yıldır süren hafızlık kursları
Hamidiye Okulu Kütüphanesi’nin durumuna hayli üzüldüklerini kaydeden Zubi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kütüphanenin restore edilmesi ve bilimsel yöntemle korunmasını umuyoruz. Böylece çok değerli bir hazineyi korumuş olalım. Bu kütüphanenin benzeri Orta Doğu’da yok. Bu denli değerli bir kütüphane gözlerimizin önünde yok oluyor ancak elimizden bir şey gelmiyor, maddi imkanlarımız yok.”
Lübnan devletinin durumla ilgilenmediğini söyleyen Zubi, Türkiye’ye bu tarihi eseri kurtarma çağrısında bulundu.
Hamidiye Okulu’nun dini eğitimle hizmet verdiğini ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren kaynakların olmaması sebebiyle zayıflamaya başladığını söyleyen Zubi, birkaç yıldan beri Sultan Abdülhamid Han’ın ismini taşıyan hafızlık kurslarını sürdürdüklerini belirtti.
Kitapları kurtarmak için TİKA devrede
Sultan 2. Abdülhamid Han’ın hediye ettiği 3 bin civarındaki kitaptan geriye kalanları kurtarmak için Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) devreye girmeye hazırlanıyor.
AA muhabirine konuşan Lübnan TİKA Koordinatörü Orhan Aydın, bu hafta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve Turizm Bakanlığından Lübnan’a gelen uzman bir heyetin incelemelerde bulunacağını ve Abdülhamid Han hediyesi kitapları yok olmaktan kurtarmak için gerekli çalışmaları başlatacağını söyledi.