Osmanlı Devleti’nin 1500’lü yıllarda dünyayı yönetme politikası vardı. Özellikle Kanunî Sultan Süleyman zamanında bu gerçek, dünyanın her yerine yansıyordu.
Türk Bayrağı ile bağımsızlık savaşı başlattılar! İşte BBC muhabirinin “Türkiye sandım” dediği yer…
Endonezya’nın Açe bölgesinde yaşayan, kendilerini Osmanlı’nın torunları olarak görenler Açeliler’in, “Ayyıldızlı bayrak” altında bağımsızlık savaşı başlattığını biliyor muydunuz?.
Uzakdoğu’da şimdiki Endonezya’nın bulunduğu yerde Sumatra adasının kuzey köşesinde Açe şehri vardı. Bölgeyi yöneten Açe Sultanlığı, 1514’te kuruldu.
Portekizlilerin baskıları sonucu Açeliler 1565’te İstanbul’a bir heyet göndererek Osmanlı Devleti’nden yardım istemişlerdi.
Saldırılara karşı işbirliği yapmak amacıyla Osmanlı ile 1567 yılında bir anlaşma imzalandı.
Portekizlilerin Afrika’nın güneyinden Uzakdoğu Asyaya ulaşmaları ve bu bölgenin ticaretini ellerine zorla da olsa ele geçirmek istemeleri üzerine Açe Sultanı 1530’lu yıllarda İstanbul’a elçi göndererek işbirliği ve yardım isteğinde bulundu.
1565 yılında Açe Sultanı Alaaddin Ali’nin temsilcisi Kanuni ile görüştü. Ve Osmanlı’nın Açe’ye askeri yardım göndermesi kararına varıldı.
Osmanlı yönetimi 1565 yılında Kurtoğlu Hızır Reis kumandasında 15 gemilik bir filoyu Açe seferi için hazırladı. Süveyş limanından yola çıkan gemilerin önemli kısmı Yemen isyanlarını bastırmak üzere burada kalınca sadece 2 gemi yol alarak Açe’ye ulaştı.
Sumatra adası sahilleri ve Açe yöresinde önemli yerlere konuşlandırılan Osmanlı topları muhtemel bir Portekiz saldırısına karşı kullanıldı.
1600’lü yıllarda Osmanlı ile Açe Sultanlığının askeri ve ekonomik işbirliği devam etti.
Osmanlı’nın Açe’ye gönderdiği top sayısı 1200’e kadar ulaştı. Açe’ye gönderilen Osmanlı askerleri burada görev yaptılar.
Sultanlığın deniz gücünün oluşmasına katkıda bulundular.
Şehit olan Osmanlı askerlerinin mezarları Açe topraklarında korundu. Portekizlilerin Açe ve dolayısı ile Endonezya’yı sömürge yapmak istemelerini önüne geçildi.
Ancak Osmanlı yönetimi 1870’li yılların başlarında patlak veren Yemen savaşlarından dolayı askeri gücünü Kızıldeniz sahillerine yerleştirmişti.
Özetle Açe’ye Osmanlının askeri yardımı ulaşmadı.
Ama Açe Sultanlığı topraklarında Osmanlı Padişahı İslam halifesi olarak tanınıyor ve hutbelerde onun adı okunuyordu.
Hollanda 1873’te Açe’ye ültimatom vererek bir takım imtiyazlar ve isteklerde bulundu.
Bunların bir kısmı yerinden söküldü, taşındı, parçalandı. Ve Hristiyan kiliseleri için çan yapımında kullanıldı.
Günümüzde bile Sumatra adası içinde koloni olarak yaşayan ve kiliseleri bulunan Hollandalıların Osmanlı toplarından yapılan üzerinde hilal işaretleri olan kilise çanlarını görmek mümkündür.
Açe Sultanlığı, 19. yüzyılda ülke bayrağı olarak Osmanlı-Türk bayrağını benimsedi.
Bayrağın üzerinde Kırmızı kumaş üzerinde hilal ve sekiz parçalı yıldız görüntüsü vardı.
Ültimatomun reddedilmesiyle başlayan savaş Hollanda’nın teknolojik üstünlüğü nedeniyle Açe aleyhinde sonuçlandı.
Açe Sultanı Tunku Muhammed Davut’un 1903’te Hollandalıların hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.
Ardından bölge idari bakımdan Hollanda kolonisine dahil oldu.
Hollanda Açe’ye bir genel vali tayin ederek yönetime el koydu.
Açe’nin son Sultanı 1874-1903 yıllarında görev yaptı.
Hollandalılar Açe’ye işgal edip sömürgeleştirdiklerinde Açeliler için Osmanlı-Türk bayrağı, özlem duyulan bağlılık gösterilen, korunması ve yaşatılması gereken dini ve milli simge idi.
Hollanda’nın Açe’deki hakimiyetini Endonezya’ya devretmesi Açeli bağımsızlık yanlılarını tekrar direnişe sevketti.
1976 yılında Sumatra adası ve Açe yöresinde yabancı petrol şirketlerinin sömürge amaçlı çalışmalarına karşı gelmek ve yerel özerklik hatta bağımsız devlet kurmak için silahlı direniş örgütü Gerakan Aceh Merdeka (Özgür Açe Hareketi=GAM) kuruldu.
Endonezya Devlet Başkanı Suharto’ya karşı silahlı isyanı başlatan Açelilerin başında Hasan de TİRO vardı.
1976-79 yılları arasında Açelileri direniş örgütü üyelerine karşı kanlı saldırılar yapıldı.
Örgüt liderlerinin bir kısmı şehit edildi. 2006 yılında Açe Özgürlü Hareketi ile Endonezya Devleti anlaştı. Ve yönetimde seçimler yapılarak temsilciler gönderildi.
Açe siyasi hareketi bir bakıma Osmanlı ideallerinin tarih miras üzerinden ve kendi küllerinden yeniden doğması ve canlanması anlamına gelir.
Kısaca özetlemek gerekirse Osmanlıya saygı ve bağlılığın hatırası olarak 20. yüzyıl sonlarında bile Asyanın güney doğusunda Sumatra adasında yönetime başkaldıran halk direniş hareketinin bayrağında Osmanlı rüyası yaşatılıyor ve Osmanlı kendi küllerinden yeniden doğuyordu.
“Açe’ye indiğimde kendimi Türkiye’de sandım. Hayır, her yerde kebap dükkânları olduğu için değil…
Belki inanamayacaksınız ama; herkesin Türk bayraklı şapka giymesinden dolayı böyle bir fikre kapıldım.
Yolda gördüğüm bir genç Açeli’ye, neden şapkalarında Türk bayrağı olduğunu sorduğumda bana verdiği yanıt çok ilginçti.
Türk bayrağı da bizimkiyle aynı… Zaten, Türkler bizim atalarımız sayılır ve biz bayrağımızı 500 yıl önce onlardan almışız.
Bundan dolayı, ne zaman bir maç olsa Türkiye milli futbol takımının formasını giyiyor, e vlerimize Türk bayrağı asıyoruz.’
“Şaşırdım kaldım ‘Tanrım bu Türkler nerede yok?’ dedim”
OSMANLI İMPARATORLUĞU VE AÇE – Osmanlı Devleti 16’ncı yüzyılda Hint Okyanusu’na büyük boyutlara varan birçok müdahalelerde bulunmuş, Müslüman halkların haklarını korumuştur.
Böylece Hristiyan Avrupalı ülkelerin denizaşırı askeri eylemlerine karşı, bölgenin güvenliğini sağlamış, ticarî yolların denetimini ele geçirmiş, farklı Müslüman gruplar arasında da din birliğini sağlamıştı.
Osmanlı’dan yıllarca askerî ve maddî yardım alan bu krallık, en sonunda Türk bayrağını kendine özgürlük simgesi olarak seçmişti.
“Türkiye nerede, Endonezya nerede?”, “Türkler buraya neden gitsin?”, “Türk bayrağı neden Sumatra’da dalgalansın?” sorularının yanıtını, Avrupalı tarihçiler çoktan vermişti.
Güneydoğu Asya tarihçisi Anthony Reid’in belirttiği gibi, Osmanlı Devleti’nin müdahalesi iki ayrı dönemde olmuştu. Birinci müdahale Gujerat’taki (Hindistan’ın güney batısı) ve Endonezya çevresindeki Müslümanları korumak amacıyla yapılan “askeri operasyon”, ikincisi de 1560 yıllarda Kızıl Deniz ticaretini denetim altına almak ve Avrupalıları buradan uzak tutmak için gerçekleştirilen “ticari operasyon”du. Bu süreç içinde, bölgenin Avrupalı kolonicilere karşı kendilerini savunabilmesi için silah ve cephane yardımı yapılmıştı.
Ünlü Türk tarihçisi Zuhuri Danışman’ın verdiği bilgiye göre, Açeliler yabancı yayılmacılara karşı, Türkler’den sık sık yardım istemişlerdi.
Bunun nedeni ise, Mısır Beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa’nın önerisi üzerine, Süveyş’te Portekizlilerle başa çıkabilmek için, Türk Sultanı tarafından 1530’da bir donanma yaptırılması ve bu donanmanın Hint Okayanusu’ndan da sorumlu olmasıydı.
Öte yandan 2005’teki anlaşmalarla Açe’ye birçok hakla birlikte, özerk bir yönetime sahip olma hakkı da verildi.