Türk dostu gibi görünen bu kadına çok da güvenmemeliyiz aslında!.
Yazar Taha Dağlı “İşte İlhan Omar’in gerçek yüzü” adlı köşe yazısında, Amerikalı siyasetçi hakkında çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı.. Dağlı yazısında, Omar’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile verdiği bu pozla, başlarda Türkiye’ye karşı dost göründüğünün ancak daha sonraki adımlarıyla bunun tam tersi hareket ettiğini örnekleriyle anlattı.. Dağlı yazısını, “Onu suçlamayalım ama asla sahip falan da çıkmayalım” diye bitirdi..
İşte Taha Dağlı’nın o yazısı;
ABD Başkanı Trump geçtiğimiz yıl, siyah beyaz bir fotoğraf paylaşmıştı.
Somali’de El Kaide terör örgütü kampında, silahlı bir genç kız görülüyordu. Trump, o kızın, Demokratların Minnesota milletvekili Ilhan Omar olduğunu iddia etmişti.
İlhan Omar, Amerikan kongresinin başörtülü ilk Müslüman üyesi.
Trump’ın onu El kaide terör örgütüyle ilişkilendiren iddiasına Müslümanlardan sert tepki geldi.
Fotoğraftaki kişinin Omar olmadığı öne sürüldü.
Bu konuda bir çok izahat yapıldı, fotoğrafın çok eski olduğu, oradaki kızın İlhan Omar olmadığı sadece bir benzerlik olduğu söylendi.
İlhan Omar da, iddiaları yalanladı, “eli silahlı o kız ben değilim” dedi.
Mesele İlhan Omar’ın El Kaideci olup olmadığı değil.
İster terör örgütünün bir üyesi olsun, ister olmasın.
Bu bizim değil onun problemi.
Ama Müslüman vekil, ilk başörtülü vekil diye şişirilince, bir sahiplenme duygusu çıkıyor, Trump’a kızıyorsun, başkalarına kızıyorsun, bu Müslüman kadından ne istiyorsunuz, diye.
Halbuki onların hepsi Amerikalı, hepsi de Amerikalı siyasetçi.
İlhan Omar, seçildiğinde manşetler şöyle atılmıştı, “Amerikan kongresinde bir ilk, ilk kez başörtülü Müslüman vekil seçildi” diye.
Omar seçim zaferini kutlarken yanındaki Somalililerden birinin cep telefonunun kılıfı, Türk bayrağı motifliydi, o bile haberlere konu olmuştu.
Sonra Başkan Erdoğan ABD’ye gidince, Ilhan Omar, randevu istedi.
Üst üste, ısrarla, randevu talebinde bulundu.
Başkan Erdoğan yoğun temposunda onu da 3-5 dakikalığına kabul etti..
Orada çektirdiği fotoğrafla da İlhan Omar, Amerikalı başörtülü Müslüman aynı zamanda Türkiye dostu milletvekili profilini güçlendirdi..
ABD-Türkiye ilişkilerinin çalkantılı olduğu günlerde, Türkiye’ye karşı Ermeni kartı kullanıldı.
İlhan Omar, soykırım tasarısına “hayır” diyemedi, çekimser kaldı.
Evet demediği için FETÖ’cü Enes Kanter’in tepkisi geldi.
FETÖ’nün tepkisini alınca, daha bir kahraman oluverdi..
Halbuki Ermeni iddialarına “hadi oradan be, ne soykırımı” falan diyememişti, sadece çekimser kalmıştı. Bu kadına “sen nasıl olur da Ermeni iddialarını direkt veto etmezsin” denileceği anda FETÖ teröristi Enes Kanter devreye girmiş ve tüm tepkiyi üzerine alıp, bu kadını da kahramanlaştırmıştı.
İlhan Omar daha sonra ne yaptı, biliyor musunuz?
ABD’deki Türklerle, Türklerin kurduğu STK ve derneklerle yakınlığını paraya çevirdi.
Türklerden bağış üstüne bağış topladı.
Binlerce doları cukkaladı.
Kısa süre sonra, Barış Pınarı harekatında “Türk askerleri, PKK teröristlerine karşı fosfor bombası kullandı” diye bir yalan ortaya atıldı, İlhan Omar o yalan metne destek imzası verdi.
Aynı günlerde, geçtiğimiz Kasım ayında, ABD’de “Erdoğan Washington’a gelmesin” diye bir çağrı yapıldı, İlhan Omar, o mektubu imzalayanlar arasındaydı.
Ve şimdi.
Geçen yıl çekimser kaldığı Ermeni iddiaları için direkt “soykırım” ifadesini kullandı.
Unutmayalım, bu kadın Amerikalı bir siyasetçi.
Başörtülü Müslüman olmasının özelliğini siyasetin etkin, vurucu, kısımlarında kullanmıyor, bir softpower olarak kullanmayı tercih ediyor.
Türkiye bu kadının memleketi Somali’ye yıllardır karşılıksız insani yardım yapan tek ülke. Bir gün PKK terör örgütünün bir başka gün ermeni lobisinin ağzıyla konuşan ve değerlerini satan bir insan yarın öbür gün, Türkiye’yi Somali’de sömürgeci olmakla bile suçlamaya kalkışabilir
Onun dışında İlhan Omar’ın FETÖ’nün çok ciddi şekilde etkisi altında olduğunu öne süren bir çok kaynak var.
Bu da olabilir, yani Somalili bu kadın, FETÖ ile irtibat halinde olabilir, gayet doğal.
Onu suçlamayalım ama asla sahip falan da çıkmayalım.