Türk Edebiyatı’nın çınarı Yaşar Kemal vefatının 6. yılında anıldı!.
Sarıyer Belediyesi tarafından Türk edebiyatının çınarı olarak gösterilen Yaşar Kemal’in vefatının 6. yıl dönümünde anma programı düzenlendi.
“Benim Romanlarımı Okuyanlar” başlıklı çevrim içi etkinlik, Yaşar Kemal Vakfı ve Sarıyer TV’nin YouTube kanallarında yayınlandı.
Programda konuşan usta edebiyatçının yakın arkadaşlarından Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal’in, meselesi olan bir yazar olduğunu söyleyerek, “İnsanlığın daha iyiye gitmesine, dünyanın sömürülmeyen bir yer olmasına, gelir adaletine, insanların, kültürlerin birbirini aşağılamadığı, savaşların olmadığı bir dünya özlemine bütün sanatını ve hayatını adadı.” dedi.
“Onun sözlerini söylemek istiyorum, ‘benim kitaplarımı okuyan katil olamaz, savaş düşmanı olsun’ demişti. Barışı savunmak çok önemli bir şey” diyen Livaneli, şöyle devam etti:
“Bizim dönemin sanatçılarında barışı korumak, savaşa karşı çıkmak bir kere işin alfabesi gibiydi. Yaşar Kemal’in en çok üzerinde durduğu konulardan birisi de onur meselesiydi, hem yaşamında hem de kitaplarında. Bir de şunu konuşmamız lazım, Yaşar Kemal bugün dünyayı yok olmaya götüren çevre konusunda duyarlı ve konuyu ilk yazan kalemdi. Yaşar Kemal’i bir prizma gibi her yönünden kavrayarak hayata geçirmemiz gerekir.”
Programda konuşan ünlü sanatçı Türkan Şoray da Yaşar Kemal’in bir destan yazarı olduğuna işaret ederek, “Bu coğrafyanın dağını, taşını, toprağını, insanını destanında birleştirmiş, buluşturmuş ve yarattığı dünyayla insanların yüreğinde yer etmiş bir yazarımız. Böyle değerli bir yazarı, insanı tanımış olmanın gururunu taşıyorum. Yaşar Kemal’le sohbetlerimiz, onun bir eserini filme almak benim yaşamımdaki anıların en güzel yerinde yer alıyor. Dünya var oldukça Yaşar Kemal kitaplarıyla ve kocaman yüreğiyle insanların kucaklamasıyla her zaman anılarımızda ve kalbimizde yer alacak.” şeklinde konuştu.
“O gerçek bir şairdir”
Yazar Selim İleri de Yaşar Kemal’in, “İnce Memed” adlı romanıyla tanındığını belirterek, şunları ifade etti:
“Yaşar Kemal’e baktığımızda büyük eserler yazmış. Fakat onu sadece ‘Çukurova’ çerçevesinde değerlendirmişler. Bence Yaşar Kemal’in yazarlığını 3, 4 döneme ayırmak mümkünse son döneminde büyük bir İstanbul romancısıydı. Onun İstanbul’a doğru yol alışı, benim çok sevdiğim bir eser olan ‘Al Gözüm Seyreyle Salih’ romanıyla başlamıştır. Bu eser 1976’da yayınlandı. Kitapta İstanbul yoktur, roman Karadeniz’de geçer ama romanın kahramanının en büyük hayali İstanbul’u görmek, gitmektir.”
“Deniz Küstü” romanının da Yaşar Kemal’in baş yapıtlarından biri olduğunu değerlendiren İleri, şunları kaydetti:
“Deniz Küstü’nde romanın baş kişisi doğrudan İstanbul’dur. Romanda birçok insan karşımıza çıkar, bu insanların birbirleriyle yolları kesişir veya yolları ayrılır. Ama İstanbul hep bir baş kişi, neredeyse bir baş anlatıcı olarak bizimle beraber roman boyunca yürüyüp gider. Romana baktığınızda İstanbul tasvirleri açısından, İstanbul’un değişmesi, dönüşmesi açısından, İstanbul’daki hayatın yavaş yavaş bir yozlaşmaya doğru sürüklenmesi açısından, hatta çıkarlar uğruna çürümeye gitmesi açısından çok önemli etkileyici bölümler vardır. Bunlardan bir tanesi Bankalar Caddesi’nden, Galata’dan doğrudan Tepebaşı’na bir yolu tasvir ettiği bir bölümdür ki Türk romanının bence en güzel sayfaları arasında yer alır. Zaten Yaşar Kemal’in anlatımı, dili, üslubu konusunda konuşmak imkansızdır. O gerçek bir şairdir.”
Programda, İdil Biret ise Yaşar Kemal’in müzikle olan ilişkisini anlattı.