Üniversitelerde eğitim verdi
Kısakürek’in 1936’da çıkarmaya başladığı ve başyazarlığını yaptığı “Ağaç” mecmuası, 17 sayı boyunca dönemin önde gelen entelektüellerini aynı çatıda topladı. Kendi deyimiyle “mücadele sahası”na girdiği 1938’de yeni bir milli marş yazılması için “Ulus” gazetesinin açtığı yarışmada kendisine yapılan teklifi kabul eden Kısakürek, yarışmadan vazgeçilmesi şartını öne sürdü. İsteği kabul gören Kısakürek, “Büyük Doğu Marşı”nı kaleme aldı.
Fatma Neslihan Baban ile 1941’de evlenen yazarın bu evlilikten Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya geldi.
Necip Fazıl Kısakürek, 1939-1943 yıllarında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ve İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde dersler verdi.
“At’a Senfoni” adlı bir eser kaleme alan ve atlara özel ilgisi olan yazar, bu ilgisini, “Dokuz yaşında ata bindim ve bir daha inmedim. Her binişimde büyüdüm ve her inişimde küçüldüm.” sözleriyle dile getirdi.
Büyük Doğu dergisinde ünlü isimlerin yazılarına yer verildi
İlk kez eylül 1943’te haftalık olarak yayımlanmaya başlanan ve dönemin ünlü isimlerinin yazılarına yer veren “Büyük Doğu” dergisinde Necip Fazıl, ana hatlarıyla “İdeolocya Örgüsü” köşesinde açıkladığı düşünce sistemiyle özgül bir tarih muhasebesi, devlet anlayışı, estetik bakış ve fikri duruş ortaya koydu.
Kısakürek, dergide “Adıdeğmez”, “İstanbul Çocuğu”, “Fa”, “Tenkitçi”, “N.F.K.”, “Ne-Mu”, “Ahmet Abdülbaki”, “Abdinin Kölesi”, “Bankacı”, “Be-De”, “Dilci”, “İstanbullu”, “Muhbir” takma isimleriyle yazılarını yayımladı.
“Padişahlık propagandası yapmaktan yargılandı”
Bakanlar Kurulu kararıyla 1944’te kapatılan dergi, 1945’te yeniden yayımlanmaya başlasa da 1 yıl sonra bir kez daha kapatıldı. Dergi, 1947’de yeniden okuyucuyla buluştu. Kısa süre sonra mahkeme kararıyla dergi yeniden kapatıldı, Kısakürek tutuklandı. Derginin sahibi görünen eşi Neslihan Hanım ile Kısakürek, “Padişahlık propagandası yapmak-Türklüğe ve Türk milletine hakaret” etmekten yargılandı.
Üstad Kısakürek, 1949’da “Büyük Doğu Cemiyeti”ni kurmasından yaklaşık bir sene sonra, eşi Neslihan Kısakürek ile cezaevine girdi ve aynı yıl yapılan genel seçimlerden sonra Demokrat Parti’nin çıkardığı Af Kanunu sonucu serbest kaldı.
Derginin çıkmadığı zamanlarda, “Yeni İstanbul”, “Son Posta”, “Babıalide Sabah”, “Bugün”, “Milli Gazete”, “Her Gün” ve “Tercüman” gazetelerinde Kısakürek’in günlük fıkra ve yazıları yayımlandı.
Kısakürek’in 512 sayıya ulaşan “Büyük Doğu” dergisinde, Özdemir Asaf, Peyami Safa, Nurettin Topçu, Nihal Atsız, Cemil Meriç, Şevket Eygi, Sezai Karakoç, Sabahattin Zaim, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ziya Osman Saba, Sabahattin Kudret Aksal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sait Faik, Oktay Akbal, Semiha Ayverdi, Reşat Ekrem Koçu ve Ahmet Adnan Saygun’un da aralarında bulunduğu pek çok isim yer aldı.
“Çile” 1962’de okuyucuyla buluştu
Usta şairin “baş eser” olarak gördüğü “Çile” şiiri, 1962’de okuyucuyla buluştu. Edebiyat tarihçisi ve eleştirmen Mehmet Kaplan’ın, “Necip Fazıl’ın düşünce ve estetik dünyasının çok olgun bir örneği” olarak gördüğü esere ilişkin Sezai Karakoç ise “Şiir aslında Necip Fazıl’da sürekli olarak, ‘ben’in hiçlikle yaptığı ölümüne savaşın en etkili belki de tek silahıdır.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Kısakürek, Büyük Doğu Hareketi’yle 1963’te İzmir, Erzurum, Bursa’dan başlayarak Türkiye’nin her tarafına yayılan konferans dizisine başladı. Yurdun ücra kesimlerinde bile insanlarla bir araya gelen Kısakürek’in konferansları yurt dışında da devam etti.
Necip Fazıl ile oğlu Mehmed Kısakürek, 1973’te Büyük Doğu Yayınevi’ni kurdu. Yayınevi bünyesinde “Esselam” isimli manzum eserinden başlayarak daha evvel çeşitli yayınevlerince basılmış eserleri düzenli olarak yayınlandı.
Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) tarafından 1975’te mücadelesinin 40. yılı münasebetiyle jübile düzenlenen Kısakürek, 1976’dan 1980’e kadar 13 sayı “Rapor” dergisini yayımladı.
Türk Edebiyatı Vakfınca 1980’de “Sultanu’ş Şuara (Şairler Sultanı)” unvanı verilen Necip Fazıl Kısakürek, Baki’den sonra bu unvanı alan ikinci şair olarak tarihe geçti. Kısakürek, 1980’de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü, 1981’de Milli Kültür Vakfı Armağanı, 1982’de ise Türkiye Yazarlar Birliği “Üstün Hizmet Ödülü”nü aldı.
Hayatı boyunca “Künye”, “Sabır Taşı”, “Çerçeve”, “Para”, “Vatan Şairi Namık Kemal”, “İdeolocya Örgüsü”, “Son Devrin Din Mazlumları”, “Halkadan Pırıltılar”, “Çöle İnen Nur”, “Maskenizi Yırtıyorum”, “Ulu Hakan II. Abdülhamid Han”, “Kanlı Sarık”, “Sonsuzluk Kervanı”, “At’a Senfoni”, “Sahte Kahramanlar”, “Her Cephesiyle Komünizm”, “Babıali”, “Ahşap Konak” ve “Reis Bey”in de aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.
Eserleri sinemaya uyarlandı
Usta edebiyatçının “Bir Adam Yaratmak” eseri 1977’de Yücel Çakmaklı tarafından televizyona, “Reis Bey” eseri ise Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlandı. “Bir Adam Yaratmak” 2002’de, “Reis Bey” 2017’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu. “Reis Bey” oyunu 2012’de, Devlet Tiyatrolarınca tiyatro severlerin beğenisine sunuldu.
AA’nın haberine göre, şiirde olduğu kadar Türk fikir, siyaset ve sosyal hayatında emsalsiz izler bırakan şair, pek çok önemli ismin hayatına da yön verdi.
Yaklaşık 80 yıllık ömründe sayısız yazı, “Ağaç”, “Rapor” ve “Büyük Doğu” adlarıyla çıkardığı dergi, düzineleri aşan konferans ve söyleşilerle 70 eser sığdıran Kısakürek, Erenköy’deki evinde 25 Mayıs 1983’te vefat etti.
Türkiye’nin her tarafından binlerce gencin katıldığı Fatih Camisi’ndeki cenaze namazının ardından usta edebiyatçı, Eyüp Sultan Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Star gazetesi her yıl, Kısakürek’in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle “Necip Fazıl Ödülleri”ni takdim ediliyor.
Erdoğan’dan, Necip Fazıl Kısakürek paylaşımı
Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kısakürek’i anarak, “Vefatının yıl dönümünde şairlerin sultanı, usta muharrir, büyük mütefekkir Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i rahmetle, minnetle, hasretle yad ediyorum.” ifadelerini kullandı.