Yerli otomobil orta gelir tuzağını bozacak!.
Sabah Gazetesi Yazarı Nurullah Gür cuma günü lansmanı yapılan ve dünyaya tanıtılan yerli otomobil ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.. Gür yerli otomobilin sanayideki katma değer seviyesini yukarı çekerek orta gelir tuzağının kırılmasını sağlayacağını belirtti..
İşte Nurullah Gür’ün ‘Yerli oto orta gelir tuzağını bozacak’ başlıklı yazısı…
2018’de sanayide orta-yüksek teknolojili ürünlerin payı % 26.1’e çıktı. Yerli otomobil, sanayinin katma değer seviyesini yukarı çeker, orta gelir tuzağını kırmamızı sağlar
Heyecanla beklenen yerli otomobilin prototipi tanıtıldı. Tasarım anlamında iki model de çok başarılı. Bahtları açık olsun. Darısı seri üretimin başına. 5 ayrı modelde yıllık 175 bin otomobil üretilmesi planlanıyor. Yerli otomobil için ilk önemli testlerden biri hiç kuşkusuz iç piyasada belli bir üretim ve satış ölçeğini yakalamak olacak.
İç piyasada ölçek ekonomisini yakalamak için kamu hizmetine tahsis edilen araç alımlarda yerli otomobil tercih edilecek. Kamu bu doğrultuda 2035’e kadar toplam 30 bin araçlık alım garantisi verdi.
Taksiler tek tipe geçebilir
Bununla birlikte büyükşehirlerdeki taksilerin zamana yayılarak Londra’dakine benzer şekilde tek tipe geçirilmesi gündeme gelebilir. İç piyasaya yönelik yapılması gereken bir başka hamle ise Türkiye’deki bireysel tüketicilerin yerli otomobile olan ilgisini artıracak kampanyaları ve teşvikleri devreye sokmak olacaktır.
Tüketicinin güvenini kazanmak için iki alan çok kritik: Pazarlama ve satış sonrası hizmetler. Prototipin tanıtımına yönelik olarak sosyal medya çalışmaları gerçekten merak uyandırıcıydı.
Pazarlamaya dönük benzer kalitede çalışmalar sürdürülerek vatandaşlarda oluşan heyecan canlı tutulmalı. İş, üretimi yapıp satmakla bitmiyor.
Üretici konsorsiyum sadece satışta değil satış sonrası hizmetlerde de yerli otomobilin yüzde 100 arkasında durmalı.
Teknolojide vites artırmak
Yerli otomobil projesinde yakalanacak başarı, sanayinin teknoloji ve katma değer seviyesini yukarı çekerek, orta gelir tuzağını kırmamız açısından oldukça belirleyici olacak. Türkiye’de sanayi ürün verilerine baktığımızda, 2010’dan 2018’e geçen süre zarfında, orta-yüksek teknolojili ürün grubunun payının yüzde 23.7’den 26.1’e yükseldiğini görüyoruz.
Yüksek teknolojili ürün grubunun payı ise aynı dönemde yüzde 3.6’dan 3’e gerilemiş. Yüksek teknolojili sanayi ürünleri, yılın ilk 10 ayında yüksek en hızlı büyüyen üretim grubu olmuştu. Yıl sonu verileri TÜİK tarafından açıklandığında büyük ihtimalle yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 3.5’e yaklaştığını göreceğiz.
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ligine yükselebilmesi için orta-yüksek teknolojili sanayi ürünlerinin payını yüzde 40’lara, yüksek teknolojinin payını ise yüzde 5-6 seviyesine çekmeliyiz. Üretim yapımızı dikkate aldığımızda öncelikle orta-yüksek teknolojili sanayi ürünlerinde güçlenmemiz gerektiğini görüyoruz.
Bu grupta çıtayı yükseltmemizin yüksek teknolojili üretime pozitif yansımalarını zamanla muhakkak görürüz. Yerli otomobil projesi gibi orta-yüksek teknoloji grubunda 2023’e kadar yakalayacağımız ivme çok önemli.
Aynı şey savunma sanayi için de geçerli. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerinde yerlileştirmeyi merkeze alan 11. Kalkınma Planı’ndaki reformlar ve yatırımlar bu açıdan önem taşıyor.
İhracat ve inovasyon odaklı strateji..
Otomobil üretimi sadece iç piyasayı değil ihracatı da hedefleyerek planlanmalı. Hangi ihracat pazarlarının hedefleneceği, pazarlama tekniği ve dağıtım ağı üzerine düşünülmeli.
Bu konuda ticaret diplomasisine çok önemli görevler düşecek. İlk etapta, ihracatta Balkanlar, Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika ön plana çıkabilir. Zamanla ABD, Avrupa ve Çin gibi pazarlar da radarımıza girmeli. Tüketicilerin gözünde yerli otomobilin güçlü bir marka değerine sahip olması için TOGG’un kendini sürekli geliştirdiğini göstermesi gerekir.
Kullanıcı deneyimlerinin yönlendireceği Ar-Ge faaliyetleri, inovasyonların önünü açmalı. İnsan-bilgisayar etkileşimi, yapay zeka, sensörler, pil ve güç depolama teknolojileri gibi alanlardaki yenilikçi çalışmalarla performans, konfor ve güvenlik açısından kullanıcı memnuniyetinde en üst seviye hedeflenmeli..
Başarı hayal değil..
Devlet, özel sektör ve vatandaşlar arasında bu projeye dair güven duygusu geliştirilir, sabırlı olunur ve küresel boyutlu bir strateji uygulanabilirse, Türkiye’nin yerli otomobil projesinde başarılı olması hayal olmanın ötesine geçer.
Daha önceki yerli teknoloji projelerimiz, yabancı hayranları ve vizyon fukaraları tarafından toprağa gömülmüştü. Bu sefer aynı hataya düşmeyelim. Devlet, özel sektör ve vatandaşlar el birliğiyle bu umudu yeşertelim..