İçimizdeki Yunan artıklarının Ayasofya hazımsızlığı devam ediyor!.
Karar yazarı Şule Demirtaş’ın kaleme aldığı ve Ayasofya’nın çorap koktuğu, kutsallığı olmadığı gibi iddiaları barındıran yazısına çığ gibi tepki yağdı..
İstanbul’un, hatta Türkiye’nin en değerli yapılarından biri Ayasofya…
Yıllarca müze statüsündeki yapı 86 yıl sonra 24 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ibadethane statüsüne geçirildi..
Türk halkının yaklaşık bir asırlık hasretini sona erdiren bu karardan sonra hemen her gün Ayasofya ziyaretçi akınına uğruyor, her vakit ezan sesleri yükseliyor…
Türkiye’de geniş çevrelerce memnuniyetle karşılanan bu adım, bazı çevreleri ise rahatsız etti..
Rahatsız olanlar arasında muhafazakar camiadan da isimler var..
“Ayasofya çorap kokuyor”
Son olarak Karar yazarı Şule Demirtaş, rahatsızlığını beyan eden bir yazı kaleme aldı.
Ayasofya’nın çorap koktuğunu söyleyen Demirtaş, caminin de kutsal olmadığını ifade etti.
“Ayasofya çorap kokuyor”
Demirtaş, “Kur’an’a göre kutsal olan iki mekân vardır. Birisi Mekke şehri, diğeri de Kabe’dir. Yani Ayasofya bunların dışında ve ancak diğer bir mescit kadar kutsal olabilir.” ifadelerini kullandı.
“İbadete açılmadan gelecek nesillere aktarılmalı”
Caminin ibadete açılmasının da yanlış bir karar olduğunu savunan Demirtaş, Hristiyanların yaptığı gibi gelecek nesillere aktarmak için özel şekilde korunması gerektiğini belirtti.
Demirtaş şu ifadeleri kullandı:
“Hristiyan bir ülkede bir Hristiyan mabedinin ibadete açılmayıp bu şekilde korunmasında düşünen bir kavim için ibretler var. Bu korumanın amacı eserin sadece kendi varlığına, kendi yaşadığı çağa ait olmadığının verdiği bilinçtir. Gelecek nesillerin de eseri ilk yapıldığı hali, o ruhaniliği ile eseri görmeleri gerektiği bilincidir. Eserin her haliyle ömrünü uzatma bilincidir.”