Cezaevinde atölye kurdular! Türk mahkumlardan Avrupa’ya 20 milyonluk ihracat…
Balıkesir’de bulunan Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki mahkumlar, Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa için salyangoz kabuğu tamir ediyor. Cezaevinde kurulan atölyede, gönüllülük esasına bağlı şekilde çalışan mahkumların tamir ettiği salyangozlar, fabrikada gerçekleştirilen işlemlerin ardından Avrupa sofralarını süslemek için yola çıkıyor. Yılda 70 milyonluk salyangoz dolması ihracatının 20 milyonu ise bu atölyeye ait.
Türkiye’nin dört bir yanından toplanan kara salyangozları, başta Fransa ve İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde sofraları süslüyor. Tereyağı, maydanoz ve sarımsakla hazırlanan salyangozların en önemli aşamasını Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki atölye oluşturuyor. Burada kurulan atölyenin çalışanları ise mahkumlar… Kocaman Balıkçılık tarafından 2014’ten bu yana gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesi kapsamında yaklaşık 650 mahkûm atölye sayesinde yeniden hayata tutundu. Demirören Haber Ajansı’nın görüntülediği çalışmalar hafta içi her gün sabah 09.00’da işe başlayıp akşam 17.00’ye kadar sürüyor. Bu projede görev alan mahkumlar işlerini severek yapıyor. Kazandıkları parayla ailelerine yük olmadan geçindiklerini söyleyen mahkumlar, yeni bir mesleği tanımanın mutluluğunu yaşıyor.
“SALYANGOZU İLK DEFA BURADA ÖĞRENDİM”
Yaklaşık 2 yıldır Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olan Beytullah A. (36), 18 aydır atölyede çalıştığını ve işini severek yaptığını söyledi. Daha önce salyangozun yendiğini dahi bilmediğini belirten Beytullah A., “İlk defa burada öğrendim. İşimiz gayet güzel burası sayesinde ailemize fazla yük olmadan geçimimizi sağlıyoruz. Buradaki işimi severek yapıyorum. Vaktimi nitelikli şekilde değerlendirmiş oluyorum sıkılmadan vakit geçiriyorum. Burada çalışmam ailemi de mutlu ediyor” dedi.
“VAKTİN NASIL GEÇTİĞİNİ ANLAMIYORUZ”
Türkiye ekonomisine katkı sağmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Mehmet D. (52) ise atölyede geçen günlerini şu sözlerle anlattı:
“Bu atölyede günlerimiz güzel geçiyor. Sabah sayımının ardından işimize başlıyoruz. Yemeğin ardından gerçekleşen sayımın ardından akşam 16.00’da işimiz bitiyor. Burada zaman menfuru yok diyebilirim. Vaktimin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Eğlenceli bir iş yapıyorum. Buradan sonra bu işi dışarıda da devam ettirme şansımız var. Burada sigortamız var, ilaçlarımızı da bu sayede alabiliyoruz. Maaşımız olduğundan dolayı ailemize yük olmadan burada geçimimizi sağlıyoruz, kendi yağımızda kavruluyoruz. Salyangozun bu şekilde tüketildiğini ve Türkiye bütçesine katkı sağlandığını biliyordum. Umarım biz de ekonomik anlamda bir katkı sağlamış oluruz.”
“AİLEME YÜK OLMADAN GEÇİNİYORUM”
Atölye sayesinde ailesinden para almadan geçimini sağladığını belirten Yaşar S. (62) de, “Burası sayesinde aileme yük olmuyorum ve burada vakit çok hızlı geçiyor. Burada adeta zamanla yarışıyoruz. Hafta sonunun gelmesini bile istemiyoruz. Kazandığım para ile kendi ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Severek yaptığım bir iş. Ben balıkçıyım yalnız daha önce salyangozu bu kadar bilmiyordum. İşi burada öğrendim usta oldum. Türkiye’den tüm Avrupa’ya bunun yayılıyor olması gurur verici” diye konuştu.
“HÜKÜMLÜLER TOPLUMA KAZANDIRILIYOR”
Atölye sayesinde hem hükümlüleri topluma kazandırdıklarını hem ekonomiye katkı sağladıklarını anlatan Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Zekeriya Sancaktar, “Kurumumuz ve Adalet Bakanlığı arasında yapılan protokol çerçevesinde yaklaşık 5.5 yıldır cezaevinde bulunan atölyemizde mahkumlar tarafından kara salyangoz kabuğu tamiri yapılıyor. 2014’ten bu yana atölyemizde 650 ila 700 hükümlü çalıştırdık. Bu hükümlülere bakanlığımızın önerdiği şekilde ödeme yapıyoruz. Bu kişilerin sigortalarını yatırıyoruz. Onlar buradan bir iş ve meslek kursu şeklinde eğitim alarak yeni şeyler öğreniyorlar. Hükümlülerimizin topluma karışmaya hazır hale gelmeleri için atölyemiz çok faydalı oluyor. Buradan çıktıklarında aynı firmaya karşı aralarında bir yakınlık doğuyor. Aileleriyle birlikte fabrikada çalışabiliyorlar. Buradan çıktıktan sonra evlerinin geçimini sağlıyorlar. Burası onlar için güzel bir iş fırsatı” şeklinde konuştu.
YILDA 30 TON SALYANGOZ KABUĞU…
Zekeriya Sancaktar, “Türkiye’de bu kadar salyangoz olduğunu, kabuğunun tamir edildiğini ben de bilmiyordum. Salyangoz kabukları anlaştığımız firma aracılığıyla fabrikadan bu atölyeye geliyor. Kabukların üzerindeki küçük delikler insan sağlığına zararı bulunmayan gıda jeli ile kapatılıyor. Bunlar tamirin ardından yıkanıp temizlendikten sonra Bilecik’teki fabrikaya gidiyor. Pişmiş tereyağı salyangoz kabukların içine konduktan sonra yurt dışına ihracı gerçekleşiyor. Biz sadece bu atölyede kabukların tamirini yapıyoruz. Atölyemizde ayda 3, yılda ise 30 ton salyangoz kabuğu işleniyor” dedi.
AVRUPA’DA LÜKS RESTORANLARIN GÖZDESİ
Kocaman Balıkçılık Üretim Amiri Nevriye Moğol ise atölyede işlenen salyangozların çeşitli işlemlerin ardından Avrupa sofralarını süslendiğini ifade etti. Nevriye Moğol, Avrupa’ya yılda 70 milyon salyangoz dolması ihraç edildiğini bunun 20 milyonunun ise Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan bu atölyeden çıktığını belirtti. Moğol, üretim aşamaları hakkında şu bilgileri verdi:
“Sosyal sorumluluk projesi adı altında hem hükümlülerimizin hayatına dokunmak hem onlara maddi katkı sağlamak için bu projeyi başlattık. Burada mahkumlar gıda jelatiniyle salyangoz kabuklarının yamasını yapıyorlar. Türkiye’nin her bölgesinden toplanan kara salyangozları fabrikamızda belli aşamalardan geçtikten sonra cezaevindeki atölyeye getiriliyor. Burada çalışan mahkumlar tarafından gıda jelatini ile salyangoz kabuklarının tamiri gerçekleştiriliyor. Gıda jelatiniyle yaması yapılan salyangoz kabuklarımız fabrikada son kontrolü yapıldıktan sonra içine tekrar et koyulup Avrupa’ya ihraç ediliyor. Oradan da tüketiciye ulaşıyor. Bu salyangozlar öncelikle Fransa ve İtalya tarafından tercih ediliyor. Bu ülkelerin yanı sıra Avrupa’da birçok şehrin tercihi oluyor. Bu atölyemizde günde 25 ile 30 kişi çalışıyor. Bu kişiler haftanın 5 günü normal mesailerini yapıyorlar. Haftada 2 gün de tatilleri var. Burası onlara hem maddi hem de dışarıya adaptasyon açısından bir rehabilitasyon sağlıyor. Türkiye’de ticari değeri olmayan bu ürün yurt dışında büyük katma değere sahip. Avrupa’da lüks restoranların gözdesi.”