Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Neşet Ertaş paylaşımı..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halk ozanı Neşet Ertaş’ı vefatının 10. yılında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla andı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Vefatının 10’uncu yıl dönümünde Türk halk ozanı, gönül mimarı, ‘Bozkırın Tezenesi’ Neşet Ertaş ustayı hasretle ve rahmetle yad ediyorum.” ifadesini kullandı.
“BOZKIRIN TEZENESİ” NEŞET ERTAŞ KIRŞEHİR’DEKİ MEZARI BAŞINDA ANILDI
Bağbaşı Mezarlığı’nda düzenlenen törende, Neşet Ertaş’ın kabri başında Kur’an-ı Kerim okunarak, dua edildi. Cenazeye katılanlar, Neşet Ertaş’ın kabrine karanfil bıraktı.
“Bozkırın tezenesi”nin oğlu Hüseyin Ertaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, babasını, vefatının 10. yılında özlemle andıklarını söyledi.
Sevenlerinin, devlet büyüklerinin onu yalnız bırakmadığını vurgulayan Ertaş, şöyle konuştu:
“Babamızın vefatının 10. yıl dönümü. Biz her sene babamızı ziyaret ediyoruz. Bütün milletimiz burada, onu sevenler burada. Her sene gelip bizi yalnız bırakmıyorlar. Hepsine teşekkür ediyoruz. Acımız her zaman taze kalıyor, geçmiyor. Ailecek birbirimize tutunarak ayakta durmaya çalışıyoruz. Bizi yalnız bırakmayıp burada bulunan herkese saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. Derler ya acılar paylaştıkça azalır.”
Bozlak ustasının yakınları ve sevenleri, töreninden ardından Muharrem Ertaş’ın evini ziyaret etti.
Burada, katılımcılara helva ikramında bulunuldu.
Anma töreni ve ziyarete Kırşehir Vali Yardımcısı Zikri Şahin, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Halil Çalışır, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu başkanlarıyla çok sayıda kişi katıldı.
TÜRKÜLERİYLE ANADOLU’NUN SESİ OLDU
“Bozkırın tezenesi” 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi. Halk müziği ile yaşayan bir ailenin üyesiydi.
Neşet Ertaş, çocukluğunda okula gidemedi ve herhangi bir müzik eğitimi almadı. Ancak halk ozanı olma yolculuğu o yaşlarda başladı.
ANADOLU İNSANINI TÜRKÜLERLE ANLATTI
Müzik serüvenine, babası Muharrrem Ertaş’ın yanında gittiği düğünlerde saz çalarak adım attı.
1957’de “Neden garip garip ötersin bülbül” adlı ilk plağı ile adını duyurmaya başladı.
Mütevazı kişiliği ve samimiyeti ile bir sanatçıdan fazlasıydı.
MİLYONLARIN KALBİNİ FETHETTİ
Yalnızca sazın ve sözün üstadı değildi. Abdallar diyarı Kırşehir’de yaşamının pek çok farklı durağı oldu. İlhamını hep hayatın içinden, yaşanmışlıklarından aldı.
Hayatı anlatan türküleri ile bazen hüzünlendirdi, bazen de neşelendirdi. Dinleyenler, türkülerinde kendi hayatından bir kesit buldu. Bozlakları çok ağır, neşesi bile biraz hüzünlüydü.
MÜTEVAZI KİŞİLİĞİYLE GÖNÜLLERİ KAZANDI
Aşkı hep dillere destan oldu.Tıpkı Mecnun’un olduğu gibi, onun da bir Leyla’sı vardı. Aşkını da küskünlüklerini de hep türküleriyle dile getirdi.
Sazının tellerine vurdu, eşi Leyla Ertaş’a duygularını hep sanatıyla anlattı.
400 plak ve birçok kasete imza attı.
UNESCO, 2010’da Neşet Ertaş’ı “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak kabul etti. Anadolu’nun güçlü sesi, 25 Eylül 2012’de hayatını kaybetti.