Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sözde barış planına taviz yok!.
Başkan Erdoğan, Trump’ın ‘Orta Doğu Barış Planı’na tepki göstererek, “Bölgenin barış ve istikrarını tehdit eden bir hayaldir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz, planı tanımıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın gündemine sözde ‘Yüzyılın Planı’ adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da “İsrail İşgalini Sonlandıracak Etkili Bir Stratejiye Doğru” temasıyla düzenlenen Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’nun Üçüncü Konferansına mesaj gönderdi.
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu üyeleri ve konferansın katılımcılarına hitaben yazılan mektupta, Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformunun “İsrail İşgalini Sonlandıracak Etkili Bir Stratejiye Doğru” başlıklı üçüncü konferansının, amacı doğrultusunda sonuç alınacak şekilde geçmesini temenni etti.
Öncelikle böyle bir dönemde bu konferansın düzenlenmesini anlamlı ve önemli bulduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Dünyanın gündemine sözde ‘Yüzyılın Planı’ adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen, Filistin’i tümüyle yok eden ve Kudüs’ü tamamen gasp eden bu planı tanımıyoruz. Görünürde iki devletli çözümü kabul eden ancak İsrail işgalini Amerikan yönetimi himayesinde meşrulaştırma anlamına gelen bu girişimi asla kabul etmiyoruz. Filistin yıllardır işgal, yıkım ve acıya maruz kalırken, İsrail haksız ve hukuksuz bir şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Türkiye’nin Kudüs’ün ilhakına sessiz kalması ve Filistinli kardeşlerini bu mücadelede yalnız bırakması mümkün değildir. Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki Kudüs kırmızı çizgimizdir. Müslüman ülkeler olarak bu süreçte bizlere düşen en önemli sorumluluk, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini korumak, barış çınarı Kudüs’e sahip çıkmak ve Filistinlilerin haklarını savunmaktır. Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyecek bir sürecin başlangıcı anlamına gelen bu adım karşısında, bazı İslam ülkelerinin izlediği politika, üzüntü verici bir tablo oluşturmuştur.”