Site Rengi

HABER ÖZETİ
Süresiz Nafaka zulmünün iptali Anayasa Mahkemesi’ne taşındı!.
Belâsını arayan Kahpe İsrail şimdi de Şam’a saldırıyor!.
CHP arka fonlarda kullandığı Atatürk fotoğraflarını kaldırmaya başladı!.
Tarihin en büyük yolsuzluk operasyonunda son durum!.
Silah bırakan PKK’dan ilk pazarlık şartı: ÖCALAN SERBEST KALACAK!.
15 Temmuz şehitleri için 90 bin Camii de Selâlar okunuyor..
HAKMAR ve TATBAK’ın sahibini FETÖ’ye sadakat sözleri ele verdi!.
CHP 3 rüşvetçi ismi partiden ihrqç ediyor..
Rüşvet ve yolsuzluktan tutuklanan CHP’li başkan sayısı 17’ye yükseldi!.
Mahmut Abbas şerefsizi yine siyonistlerle ağız birliği yaptı!.
Bitcoin 122 bin doları aşarak rekor tazeledi!.
Toprak Razgatlıoğlu rakiplerini resmen maymuna çevirdi!.
Terörsüz Türkiye Komisyonu kuruluyor..
PKK kamplarını ne zaman boşaltacak…
Alçak karikatür nedeni ile Leman’ın yazı işleri müdürü tutuklandı!.
Trump Avrupa Birliği’ne yüzde 30 gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı!.
Ahmet Türk’ten kayyum sorusuna bomba cevap!.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: AK Parti, MHP ve DEM Parti Olarak Beraber Yürümeye Karar Verdik..
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Devletin de Terörün Bitmemesinde Hataları Oldu!.
Diyarbakır Anneleri’nden Terörsüz Türkiye için tam destek..
ABD’li Biyükelçiden silah bırakan PKK için flaş sözler!.
Erdoğan’ın tarihi konuşmasına saatler kaldı..
Pervin Buldan’dan silah bırakma süreci ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür..
Menzil Tarikati’ndeki miras kavgası büyümeye devam ediyor!.
Yiğit Bulut hayatını kaybetti!.
PKK’nın silah bırakacağı tarihi gün geldi..
Bitcoin’den 112 bin dolarlık yeni rekor…
Şile Belediyesi’ndeki 300 milyonluk rüşvet operasyonunun perde arkası!.
MSB’den şehit olan askerlerle ilgili açıklama…
Silah bırakan PKK’lılar ne olacak…
DOLAR
EURO
ALTIN
BIST

EMİNE ERDOĞAN: “SÖZ KONUSU ŞİDDETSE KOL KIRILDIĞINDA YEN İÇİNDE KALAMAZ!.”

EMİNE ERDOĞAN: “SÖZ KONUSU ŞİDDETSE KOL KIRILDIĞINDA YEN İÇİNDE KALAMAZ!.”
25.11.2019
A+
A-

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ‘Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Söz konusu olan şiddetse kol kırıldığında yen içinde kalamaz.’ dedi.

Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programında katılımcılara hitap etti.

Şiddetin, kime ve ne şekilde uygulandığı fark etmeksizin, toplumların ruhunda peyda olmuş kötü huylu bir tümör olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “İnsanlığı zehirleyen bu habis urun, kökünden kazınması noktasında hepimiz canla başla mücadele etmeliyiz.” ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletlerin (BM) hazırladığı rapora göre, dünyada her gün 137 kadının eşi ya da bir yakını tarafından öldürüldüğünü anımsatan Emine Erdoğan, “2017’de dünyada kasten öldürülen kadın sayısı 87 bindi. Bu kadınların 30 bini eşinin ya da bir yakınının saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Ülkemizde de maalesef vicdanlarımıza hançer gibi saplanan, bizi insanlığımızdan utandıran elim vakalar yaşandı.” diye konuştu

 “Kadına yönelik şiddet küresel bir sorun”

Polis Akademisi Başkanlığının raporuna göre, 2016 yılında 301, 2017’de 350 ve 2018’de ise 281 kadının yaşam hakkının elinden alındığı hatırlatan Emine Erdoğan, “Tek bir kadının dahi öldürülmesi, insanlığı haince sırtından bıçaklamaktır. Unutmayalım her bir can alındığında güneş öğle vakti batıyor. Yıldızlar, asılı oldukları yerlerden birer birer düşüyor. Ve her seferinde dünya biraz daha karanlığa gömülüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel yönüyle değil, ekonomik ve psikolojik yönleriyle de ele alınması gerektiğine değinen Emine Erdoğan, hukuki düzenlemelerden kültürel normların yorumlanmasına kadar her alanda yapılması gerekenler olduğunu hatırlattı.

Her şeyden önce, kadına yönelik şiddetin eşler arası ya da aile arasındaki “mahrem alan” kavramıyla meşrulaştırılmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Söz konusu olan şiddetse kol kırıldığında yen içinde kalamaz. Sıfatları ne olursa olsun, insanlar hiçbir şekilde birbirlerinin sahipleri olamazlar. Erkekler kadınları mülk edinemezler. Üstünlük iddia edemezler. Kimsenin bir başkasının bedensel ve ruhsal bütünlüğünü zedeleyici eylemler gerçekleştirmeye hakkı yoktur. Kadın cinayetleri haberlerine dönüp baktığımızda, faillerin sebep olarak kıskançlık, namus, boşanmayı istememe gibi nedenler sıraladığını görüyoruz.

Özellikle ahlakla ilişkilendirilmiş sebepler başı çekiyor. Unutmayalım ki ahlak insani bir fazilettir. Cinsiyetten bağımsızdır. Başkasının ahlakından sorumlu olmak kimsenin görev tanımı değildir. Tüm bu yanlışlar, biyolojik bir cinsiyet olan erkek olma halini, adeta bir erkeklik ideolojisine çeviriyor. Şiddet ve kaba kuvvet, erkek olmanın unsurlarından biri olarak görülüyor. Halbuki, erkek ya da kadın herkes, insan olmak için doğar.”

 İslam’ın eşler arası ilişkiyi düzenleyici tavsiyeleri

“Kadınların etrafına çevrilen çembere çeşitli meşrulaştırılmalar aransa da, bunların içinde en hazin olanı, dinin kaynak gösterilmesidir.” ifadelerini kullanan Emine Erdoğan, “Kur’an-ı Kerim erkeklere değil tüm insanlığa indirilmiş bir kitaptır. Ahiret gününde her kul, bir birey olarak kendi amel defteriyle baş başa kalacaktır. Ve kimsenin cinsiyeti hafifletici bir sebep olarak görülmeyecektir.” dedi.

Tek bir insanın öldürülmesini tüm insanlığın öldürülmesiyle bir tutan İslam dininin, kadın katliamlarının ve şiddetin kaynağı olarak işaret edilmesine asla tahammül gösterilemeyeceğini vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu noktada, İslam’ın eşler arasındaki ilişkiyi ve aile hayatını düzenleyici tavsiyelerinin en doğru şekilde anlatılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. İslam, kadın ve erkeği birbirine yol arkadaşı kılar. Eşleri bir arada tutan muhabbettir. Tıpkı Peygamberimiz ve eşi Hazreti Hatice gibi. Aynı şekilde kadınlara yönelik çağ dışı gelenekler, medeniyet bakiyemizin lekelenmesi için araç haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bilakis insani hasletlerimizi geri kazanmada, medeniyet havuzumuzdan beslenmeliyiz. Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak derecede latif olan edep ve adab-ı muaşeret mirasımızı, yeniden hayatlarımızın merkezi haline getirmeliyiz. Edep ve adabın hem kadın hem de erkek için gerekli olduğunu unutmamalıyız.”

 “Bugün kadınlar haklarını arayabiliyorlar”

Toplumda hızla kadına yönelik şiddetin arttığına dair bir algı olduğunu, bu algının, insanları kolektif olarak büyük bir karamsarlığa sürüklediğine dikkati çeken Emine Erdoğan, “Elbette rakamlar ortada. Fakat bu rakamlar, eskiden sessizliğe gömülen hadiselerin artık görünür olduğu şeklinde de okunmalıdır. Bugün kadınlar haklarını arayabiliyorlar. Kendilerine yönelik işlenen suçları utanıp gizlemiyorlar.” dedi.

Şiddet gören kadınların, ilgili kurumlara başvurarak hak arama mücadelelerini sürdürdüğünü bildiren Emine Erdoğan, “Eskiden ölümle burun buruna gelen kadınlar dahi şiddet gördüğünü belgelemek için kurum kurum dolaşmak durumunda kalıyordu. Oysa 6284 sayılı kanun ile, sadece şikayetle dahi uzaklaştırma kararı aldırarak kendilerini ilk anda koruyabiliyorlar. Bu kesin çözüm olmamakla beraber, akut bir tedbirdir. Mal varlığına dahi tedbir konabilirken, can söz konusu olduğunda, hiçbir şey elbette riske edilemez.” ifadelerini kullandı.

Birçok sivil toplum kuruluşunun, şiddete maruz kalan kadınlarla birlikte hareket ettiğine işaret eden Emine Erdoğan, “Toplumun her katmanında büyük bir hassasiyet var. Umuyorum ki bir gün gelecek ve hiçbir kadın korku terörü altında bir hayat sürmeyecek. Fakat o gün gelene kadar mücadelemizi sürdürmeli, toplumsal dönüşümü beraberinde getirecek adımları da atmalıyız. Lütfen bu noktada medya dilinin ne kadar önemli olduğunu göz ardı etmeyelim.” dedi.

İnsanların, pasif olarak maruz kaldıkları imajların, farkında olmasalar da davranışlarını etki altına aldığının altını çizen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Aynı şekilde filmlerde ve dizilerde, töre cinayetleri, kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet gibi eylemleri gerçekleştiren karakterlerin, evcilleştirildiğine şahitlik ediyoruz. Geçmişte yaşanan üzüntüler, dramatize edilerek, insanlık dışı işler için bahane haline getiriliyor. O nedenle, televizyon ve sinema sektöründeki kişilerin, ellerindeki gücün sorumluluğu üzerine çok iyi düşünmeleri gerekiyor. Buradan anne ve babalara da ayrıca seslenmek istiyorum. Lütfen evlatlarımızı yetiştirirken, cinsiyetlerine mahsus imtiyazları olduğuna inanmalarına müsaade etmeyin. Çocuklarımızın büyüme süreçlerinin nihai noktası insan olmaktır. Sevginin, bir yaşam iksiri olduğunu, hiçbir şekilde zarar vermenin kaynağı olamayacağını söyleyelim. Şöyle durup bir doğum tarihlerimizi düşünecek olursak, belki aramızdan birçoğumuzun geçen yüzyılda doğduğumuzu fark edeceğiz.

Hatırlarsanız yıl 2000 olduğunda, başka bir yüzyıla adım atmanın büyük sevincini yaşamıştık. Fakat bugün görüyoruz ki, yeni yüzyılın inşasında bazı alanlarda doğru tohumları ekmemişiz. Hepimizin en büyük vazifesi, medeniyeti geleceğe taşıyacak köprüler kurmaktır. Medeniyet karnesinde en yüksek olması gereken not ise kadın meselesidir. Kadınların güçlü, eğitimli ve güvende olduğu toplumlar, kendini geleceğe taşıyabilecektir. O nedenle, bugün ilan edilen seferberliği çok önemli buluyorum. Kadınları tüm yönleriyle güçlendirmenin, gelecekte önemli meyveler vereceğine inanıyorum. Anadolu’nun bilge ozanı Neşet Ertaş’ın şu sözünü hiçbir zaman unutmayalım, ‘Kadın insandır, biz insanoğluyuz.’ Bırakın kadınların bir damla kanının dökülmesini, bir damla gözyaşı dökmelerine dahi toleransımız yoktur.”

 Notlar

Törene, Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katıldı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a Mercan Seferberliğinin simgesi olarak mercan rozeti takdim etti.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.