Site Rengi

HABER ÖZETİ
Aliyev’den Putin’i kızdıracak açıklama!.
Süveyda’daki çatışmalar durduruldu!.
CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen hayatını kaybetti..
DEM Partili Bakırhan’dan flaş ittifak açıklaması..
Yunus Emre Vakfı Başkanı naylon fatura ile 400 milyon vurgun yapmış!.
Selahattin Demirtaş’ın tahliye talebi reddedildi!.
CHP’li Tunç Soyer’in 10 bin kişiden ev yapma vaadiyle topladığı paralar buhar oldu!.
Schengen vize sorunu çözüldü…
Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanlığı adaylığı için flaş açıklama..
İBB’ye yönelik yeni dalga yolsuzluk operasyonu!.
Belediye Başkanını fenomenliğe soyunduğu Güngören’in içler acısı hali!.
Türkiye’nin tavrı ile köşeye sıkışan Kahpe ABD anında çark etti!.
HAKMAR ve TATBAK’ın sahibi vasiyetinde tüm malvarlığını FETÖ’ye bağışlamış!.
Türkiye’nin ekonomisi sigara ve alkol zamları ile ayakta duruyor!.
Milli Savunma Bakanlığı talep edilmesi halinde Suriye’ye destek verebileceklerini açıkladı!.
78 kişinin yanarak can verdiği Kartalkaya Otel’in müdürü tahliyesini istemedi!.
Emeklilik sisteminde flaş değişiklik.. Maaşlar prim gün sayısına göre hesaplanacak…
Süresiz Nafaka zulmünün iptali Anayasa Mahkemesi’ne taşındı!.
Belâsını arayan Kahpe İsrail şimdi de Şam’a saldırıyor!.
CHP arka fonlarda kullandığı Atatürk fotoğraflarını kaldırmaya başladı!.
Tarihin en büyük yolsuzluk operasyonunda son durum!.
Silah bırakan PKK’dan ilk pazarlık şartı: ÖCALAN SERBEST KALACAK!.
15 Temmuz şehitleri için 90 bin Camii de Selâlar okunuyor..
HAKMAR ve TATBAK’ın sahibini FETÖ’ye sadakat sözleri ele verdi!.
CHP 3 rüşvetçi ismi partiden ihrqç ediyor..
Rüşvet ve yolsuzluktan tutuklanan CHP’li başkan sayısı 17’ye yükseldi!.
Mahmut Abbas şerefsizi yine siyonistlerle ağız birliği yaptı!.
Bitcoin 122 bin doları aşarak rekor tazeledi!.
Toprak Razgatlıoğlu rakiplerini resmen maymuna çevirdi!.
Terörsüz Türkiye Komisyonu kuruluyor..
DOLAR
EURO
ALTIN
BIST

Fatih Sultan Mehmet salgına karşı nasıl bir tedbir almıştı?.

Fatih Sultan Mehmet salgına karşı nasıl bir tedbir almıştı?.
19.04.2020
A+
A-

Tarihçi-Yazar Erhan Afyoncu, Sabah gazetesindeki bugünkü köşesinde, Osmanlı Devleti’nde salgınlara karşı verilen mücadelelere ilişkin bir yazı kaleme aldı. Afyoncu, Fatih Sultan Mehmet’in veba salgınına karşı yürüttüğü stratejiyi, ”İkinci Arnavutluk seferinden dönen Fatih, Rumeli’de şiddetli bir veba salgınının olduğunu görünce, şehirlere uğramadı. İstanbul’a girmekte de acele etmedi. Bir müddet Aydos ve civarında oyalanarak salgının etkisinin azalmasını bekledi.” ifadeleriyle anlattı.

Koronavirüs salgını dünya çapında milyonlarca insanın yaşam şeklini önemli ölçüde değiştiriyor ve bu değişimlerin çoğu kalıcı olacak.

Tarih boyunca hastalıkların, hanedanlıkların çöküşlerinden sömürgeciliğin artışına ve hatta iklimin soğumasına kadar uzun süreli büyük etkileri oldu.

Sabah gazetesi yazarı Erhan Afyoncu, bugünkü köşe yazısında, Osmanlı Devleti’nde günümüzde yaşadığımız salgınlara benzer durumlarda ne gibi tedbirler alındığını kaleme aldı.

İşte Afyoncu’nun ”Salgında izolasyon Osmanlı’da da vardı” başlıklı yazısı;

”Başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere Osmanlı padişahları salgınlara karşı kendilerini izole ederken, hastalık olan bölgelerden gelen gemiler İstanbul’a alınmamıştı. Atalarımız salgın gibi felaketler karşısında bir taraftan tövbe ve istiğfar ederken, diğer taraftan da gerekli tedbirleri almaya çalışıp, hastalığı devamlı düşünme stresine girmeden, sabır ve metanetle salgınları atlatmışlardır

Hz. Peygamber, “Taunun önceki milletlerden bir gruba ve İsrailoğulları’na ceza olarak gönderilen bir hastalık olduğunu belirtmiş, bir yerde veba çıktığını duyanların oraya gitmemelerini, bulundukları beldede ortaya çıktığı takdirde de oradan ayrılmamalarını” söylemiştir. Peygamberimizin tavsiyesi salgın hastalıklar döneminde Müslümanların rehberi olmuştur. Nitekim Hz. Ömer’e Şam’da veba çıktığı haberi verilince halife vebanın olduğu yere gitmemiş, kendisine, “Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?” diyenlere “Allah’ın kaderinden yine O’nun kaderine sığındığını” söylemiştir. Ancak hadisin yorumundan dolayı uygulamalar farklılık gösterebilmiştir. Bazı Müslümanların hadisin baş tarafını alıp, diğer kısımlarına itibar etmeyerek karantina uygulamayıp, hastalıktan kaçmaları da vebanın yayılmasını hızlandırmıştır. 19. yüzyılda Tarihçi ve Hekim Şânizâde Ataullah, salgının bulaşıcı olduğunu bilen ulemanın “Bulaşıcı, Allah korusun” demesine rağmen kendilerini karantinaya almamalarını bir tenakuz olarak görür.

FATİH’İN SALGINA KARŞI STRATEJİSİ

Osmanlı döneminde 1466’da İstanbul ve Osmanlı topraklarında şiddetli bir veba salgını meydana geldi. Bu sırada ikinci Arnavutluk seferinden dönen Fatih Sultan Mehmed Rumeli’de şiddetli bir veba salgınının olduğunu görünce, şehirlere uğramadı. İstanbul’a girmekte de acele etmedi. Bir müddet Aydos ve civarında oyalanarak salgının etkisinin azalmasını bekledi. Fatih salgının etkisi azalınca İstanbul’a girdi.

1475’te Kefe’den gelen esirlerin getirdiği salgın İstanbul’u tehdit edince, Kefe’den gelen gemilerin bir müddet İstanbul’a girişine izin verilmedi. Salgının büyüme ihtimaline karşı Edirne’ye giden Fatih kendini hastalıktan izole etti. Aynı tavrı II. Bâyezid, III. Murad, IV. Mehmed, III. Ahmed gibi birçok Osmanlı padişahı da uygulamıştır. Salgın hastalıklarla ilgili yapılması gerekenler konusunda zaman zaman tartışmalar yaşanırdı. Şeyhülislam Ebussuud Efendi veba ile ilgili sorulan soruya şu cevabı vermiştir:

Soru: Vebadan kaçmaya şeran yasak var mıdır?

Cevap: Allah’ın kahrından lütfuna iltica etmek niyeti ve itikadı ile caizdir.” Osmanlı döneminde insanlar salgın zamanlarında bulaşıcı bir hastalıkla karşı karşıya olduklarının farkındaydılar ve ellerinden geldiği kadar korunmaya çalışıyorlardı. Kısmi karantina ve izolasyon uygulanmaya çalışılırdı. Ancak günümüzde olduğu gibi salgınlar karşısında yanlış davranışta bulunanlar ve çaresizlikten hata yapanlar her zaman vardır. Ancak bunlar toplumun tamamına teşmil edilemez. Türklerin dinî taassup yüzünden vebaya karşı önlem almadıkları yönündeki kanaat bir önyargıdır. Avrupalılar’ın Türkler’in veba karşısındaki tavırlarıyla ilgili “Eğer Allah takdir etmişse ölümden ne yapsam kurtulamam, ölmem mukadder değilse bana hiçbir zarar gelmez’ diye düşündüklerinden bu bulaşıcı hastalığın yayılma alanı da genişliyor” şeklindeki kanaatleri fazlaca genellemedir. Ayrıca farklı bir anlayış ikliminden geldikleri için Türk zihin yapısını ve inanç sistemini anlayamamaktadırlar.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.