Kıbrıs’ta Barış ve Özgürlüğün 45’inci yılı kutlanıyor
Türkiye’nin Garantörlük haklarını kullanarak Kıbrıs’a 20 Temmuz 1974’te düzenlediği Barış Harekatı’nın 45. yıl dönümünü olan Barış ve Özgürlük Bayramı, tören ve etkinliklerle kutlanmaya başlandı.
Türkiye’nin Garantörlük haklarını kullanarak Kıbrıs’a 20 Temmuz 1974’te düzenlediği Barış Harekatı’nın 45. yıl dönümünü olan Barış ve Özgürlük Bayramı, tören ve etkinliklerle kutlanmaya başlandı.
Ada'da barış ve istikrarın gelmesinde dönüm noktası olan Barış Harekatı kutlamaları bugün saat 12.00’de 21 pare top atışı ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BRT’den konuşmasıyla başladı.
Bu gece Barış Harekatı’nın başladığı Çıkarma Plajı’nda Şafak Nöbeti tutulacak. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-16 uçakları da ilk kez gece uçuşu ile Şafak Nöbeti'ne katılan halkı selamlayacak.
Başkent Lefkoşa ve ilçelerde ise yarın törenler düzenlenecek. Törenlerde Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Yardımcı Fuat Oktay ve beraberindeki heyet temsil edecek. Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı akrobasi timi Türk Yıldızları, Lefkoşa’da tören alanında ve Girne semalarında gösteri yapacak.
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde KKTC’ye gelen Türk Deniz Kuvvetleri’nin TCG Gemlik Firkateyni, TCG İmbat Hücumbotu ve TCG GÜR Denizaltısı, bugün 14.00-16.30; yarın da 10.00-12.00 ve 14.00-16.30 saatleri arasında Girne Turizm Limanı’nda halkın ziyaretine açık olacak.
KÖTÜLÜĞÜN SONUNA GELDİĞİ TARİH: 20 TEMMUZ
20 Temmuz Barış Hareketı ile ilgili KKTC'nin resmi haber ajansı Türk Ajansı da, "20 Temmuz'a giden yol" başlıklı bir haber dosyası hazırladı. "Kıbrıs’taki katliama seyirci kalamayan Türkiye, meşru garantörlük ve müdahale hakkına dayanarak Barış Harekatı’nı gerçekleştirdi. Kıbrıslı Türklerin yıllardır beklediği an gelmişti" diye hazırlanan haberde "Yıllarca iş yolunda alınıp kaybedilen, mezarı bile olmayan insanlar, nüfusunun tamamı canlı canlı toplu mezara gömülen köyler, bir futbol yıldızıyken evini savunmaktan vazgeçmediği için öldürülen gencecik öğretmenler, sadece Türk oldukları için 'meslektaşları' tarafından öldürülerek kuyulara atılan polisler, sığındıkları ilkokulun önünde kurşuna dizilen hamile kadın ve çocuklar, sınıfın içine atılan bombadan dolayı felç olan kadınlar. Toplamda 2 bine yakın şehit, bazıları hala bulunamayan yüzlerce kayıp, binlerce yaralı ve hayatını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kalan insanlar. Makarios’un yıllarca 'kurtuluş mücadelesi' diye lanse ettiği, ucu kendine dokunmadığında 'Kahraman EOKA', ucu kendine dokunduğu zaman ise 'EOKA-B' adını taktığı katiller topluluğunun 20 yıla yakın süre yaşattığı korku ve tedhiş. 20 Temmuz 1974 tüm bunların sonunun geldiği tarih. İddia edilenin ve yıllardır yürütülen propagandanın aksine, kötülüklerin başladığı değil, sonuna geldiği gün" ifadelerine yer verdi.
Haberde; "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için çok önemlidir” deyişinden yaklaşık 40 yıl sonra, Bülent Ecevit'in Başbakanı olduğu Türkiye Cumhuriyeti uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanarak 20 Temmuz 1974’te adeta kaynayan Kıbrıs’a müdahale etti ve hem Kıbrıs Türkü’nü, hem de EOKA’ya bağlı kendi soydaşlarınca katledilen Rumları özgürlük ve güvenceye kavuşturdu" denildi.
DENKTAŞ'IN GÖZYAŞLARI
Barış Hareketı dönemin Türk Yönetimi Başkanı Rauf Denktaş'ın, Bayrak Radyosu’ndan yaptığı konuşmada ile duyuruldu. Denktaş, halka yaptığı konuşmada, “Bugün, bu anda kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’ın her yanında havadan ve denizden çıkarma yapmaktadır. Gazanız mutlu olsun” dedi. Denktaş, “Derinden top sesleri duyuldu. Hemen arkasından Gönyeli ovalarına yağan paraşütler. Etrafa baktım, ağlayanlar, toprağı öpenler vardı. Ben de ağlamaktaydım” dedi.
Ve Türkiye, saat 06.20’de, Londra ve Zürih antlaşmalarından doğan meşru garantörlük ve müdahale hakkına dayanarak Kıbrıs harekatını başlattı. Türk Hava Kuvvetleri, adadaki askeri hedeflere hava taarruzu düzenledi.
Nakliye uçakları Hava İndirme Tugayı birliklerini paraşütle atmaya başladı. Rumların yoğun olarak yaşadıkları bölgelere uçakla İngilizce ve Rumca yazılı broşürler atıldı. Bu broşürlerde, Rum halkı direnişten vazgeçmeye, Rum askeri de teslim olmaya davet ediliyordu.
Donanma topçusu saat 06.40’ta, Girne açıklarından Beşparmak dağı yamaçlarındaki hedefleri ateş altına aldı. Ve ilk birliği taşıyan LCM-8, saat 08.30’da, daha sonra Yavuz Çıkarma Plajı olarak isimlendirilen Pladini bölgesine çıktı. Çıkarma dalgaları art arda devam etti. Saatler 09.00’u gösterdiğinde, ilk Türk bayrağı sahil gerisindeki iki katlı bir binaya çekildi. Plajın emniyeti sağlandıktan sonra 50. Piyade Alayı karaya çıktı ve plaj kara birliklerine devredildi.
BAŞBAKAN ECEVİT'İN KONUŞMASI
Bülent Ecevit, harekatın başlamasının hemen ardından saat 06.10’da yapığı konuşmada Kıbrıs’a müdahale ettiklerini şu sözlerle duyurdu:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs'a indirme ve çıkarma harekâtına başlamış bulunuyor. Allah milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki, kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için; yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz. Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık. Tekrar bu harekâtın insanlığa, milletimize ve bütün Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim. Allah'ın milletimizi ve insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.”
ÖZGÜRLÜĞÜN GÜNÜ
Barış Harekâtı’na deniz piyade üsteğmen olarak katılan, emekli Binbaşı Mesut Günsev de, Barış Harekatı ile ilgili olarak şunları söylüyor; “20 Temmuz; özgürlüğe ve insanca yaşama hakkına sahip onurlu bir halk olarak varlığımızın pekiştirildiği ve dünyaya ilan edildiği unutulmaz gündür. 20 Temmuz; 15 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen ve tüm Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamayı amaçlayan Enosis amaçlı faşist darbeye ‘dur’ denilen, hem Türk hem de Rum toplumuna özgürlüğün getirildiği, Yunanistan'a bile demokrasiyi geri getiren bir olgudur. 20 Temmuz; Kıbrıs Türk toplumunun imhasını önlemek amacıyla yasal garantörlük hakkının Anavatan tarafından kullanıldığı, Mehmetçik'in soydaşları uğruna seve seve canını feda etmeye koştuğu gündür. 20 Temmuz; Ada'da yıllarca süren savaş ve huzursuzluk ortamının her iki toplum için barış ve güven ortamına dönüşmesini sağlayan haklı bir müdahalenin tarihi başlangıcıdır.”