Mavi Vatan’ın Sultanları…
Yıldırım Bayezid döneminde denizcilik teşkilatlanmaya başlarken Fatih Sultan Mehmet döneminde denizlere yayılım Kanuni Sultan Süleyman ile uluslararası boyut kazanmıştır…
Mavi Vatan tanımı son dönem ülkemiz için önemli stratejik bir kavram olarak telakki edilmektedir. Ülkemizin Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de ilan ettiği deniz yetki alanlarını (karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge) kapsayan bu doktrinin temelinde ise Osmanlı zamanında atılan adımların da tesiri bulunuyor…
İşte Mavi Mavi Vatan’ın bugüne gelişinde tarihi süreçte yaşanan denizcilik gelişmeleri…
Denizlerde teşkilatlanma süreci
Osmanlı İmparatorluğu’nun modern bir devlet anlayışı ile denizlere yönelik teşkilatlanması Sultan Yıldırım Bayezid döneminde (1389-1403) başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminde, İstanbul’un fethini müteakip, Osmanlı’lar Ege ve Karadeniz’de mutlak bir hakimiyet sağladıktan sonra Akdeniz’e ilerlemişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Osmanlı Donanmasının başarıları kara ordusunun başarılarını aratmayacak niteliktedir.
Fetihlere açılan deniz kapısı
Kanuni Sultan Süleyman döneminde karadaki zaferlere paralel olarak denizlerde de büyük fetihler yapıldı. Akdeniz bir Türk Gölü hâline geldi. İlk olarak Sen Jan Şövalyeleri’nin elindeki Rodos Adası fethedildi (1522). Daha sonra Osmanlı hizmetine giren Barbaros Hayreddin Paşa sahibi olduğu Cezayir’i Osmanlı ülkesine kattı (1529). Cezayir Beylerbeyliği ve Kaptan-ı Deryalığa getirilen Barbaros Hayreddin Paşa, Türk deniz tarihinin en büyük zaferini kazandı.
Haçlı donanması bozguna uğradı
1538 tarihinde Andrea Doria idaresindeki Haçlı donanmasını Preveze önlerinde bozguna uğrattı. Daha sonra
Fransızlar’a yardım için gönderilen Barbaros Hayreddin Nis şehrini aldı (1543). Barbaros Hayreddin dönemi Türk Denizciliği’nin en yüksek dönemi oldu. Akdeniz bir Türk Gölü hâline geldi. Bu büyük Türk Amirali 1546 tarihinde öldü.
Barbaros Hayreddin’den sonra Türk Denizciliği’nin büyük ismi Turgut Reis’in yardımıyla
1551 yılında Trablusgarb fethedildi. Preveze’den sonra ikinci bir darbeyi Andrea Doria Cerbe önlerinde yedi. Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Turgut Reis emrindeki donanmayla birleştikten sonra Cerbe önlerinde Andrea Doria komutasındaki Haçlıdonanmasını ağır bir yenilgiye uğrattı (1559).
İspanyollar da sıkıştırıldı
Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay’ın Osmanlı Tarihi’ni ele aldığı makalesindeki bilgilere göre; Bu savaştan sonra Cerbe Adası İspanyollar’dan alındı. Kanunî, Türk gemilerine zararı dokunan Malta korsanlarını ortadan kaldırmak üzere Piyale Paşa ve Vezir Mustafa PaşĢa komutasında bir donanmayı Malta’nın
fethine memur etti. Turgut Paşa’ya da bu donanmaya katılması emredildi. 1565 tarihindeki
Malta kuşatmasından sonuç alınamadı. Malta kuşatmasında Turgut Reis şehit oldu. Kanunî zamanında denizlerde yapılan seferlerden Hint seferleri de oldukça önemlidir.
Baharat Yolu’nda ikili oyunlar
Baharat Yolu’nun Portekizliler tarafından ele geçirilmesi tehlikesine karşı bu seferler dört defa yapılmış ancak sonuç alınamadan yarıda bırakılmıştır. Birinci sefer 1538 yılında Mısır Valisi Hadım Süleyman Paşa tarafından yapıldı. Hindistan’ın batısındaki Diyu Adası’na kadar ulaşıldı. Ancak Aden Müslüman hükümdarının iki taraflı politikası karşısında Süleyman Paşa geri döndü. İkinci sefer Piri Reis tarafından 1551 yılında yapıldı. Maskat’ı zapt eden Piri
Reis, Hürmüz Boğazı’nı Portekizliler’in kapatması üzerine üç gemi ile Süveyş’e döndü.O’nun bu korkak hareketi hayatına mal oldu.
Basra’daki gelişmeler
Üçüncü sefer Basra’da bırakılan donanmanın geri getirilmesi için 1552 yılında yapıldı. Murad Reis Hürmüz Boğazı’nda Portekiz donanması karşısında çok kayıp vererek Basra’ya dönmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Seydi Ali Reis 1553 yılında dördüncü Hint seferine memur edildi. Seydi Ali Reis Hürmüz Boğazı’nı geçerek Portekizliler’i yendi. Ancak fırtınaya yakalanarak birçok gemisini kaybetti. Hindistan kıyılarına çıkan Seydi Ali Reis karadan üç buçuk yıllık zahmetli bir yolculuktan sonra İstanbul’a döndü.