3 saat süren toplantının ardından 6 maddelik bir bildiri yanınlandı. Bildiride terörle mücadele vurgusu yapılırken Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine yönelik olası operasyonun işaretleri yer aldı.
“Operasyonlar için ilave tedbirler görüşüldü”
Bildiride, toplantıda, terör örgütleri PKK/KCK, PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere milli birlik ve beraberlik ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurul’a bilgi sunulduğu ve ilave tedbirlerin görüşüldüğü belirtildi.
Türkiye’nin güney sınırlarında icra edilen operasyonların tek hedefinin terör örgütleri olduğu aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:
“Hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyecek”
“Yüce milletimizin ve eşsiz ülkemizin savunmasını ve güvenliğini sağlamak maksadıyla BM Şartı’nın 51. Maddesi kapsamında güney sınırlarımız boyunca icra edilen operasyonların tek hedefinin terör örgütleri olduğu, bölgemizde, sınırlarımızı, şehirlerimizi, vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi hedef alan hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği, bunun için gereken her adımın kararlılıkla atılacağı hususu vurgulanmıştır.
Teröre karşı verdikleri kahramanca mücadelede, milli ve milletlerarası hukuk ile insan hakları ve kamu vicdanına mutlak bir bağlılıkla hareket etmeyi ilke olarak benimseyen güvenlik kuvvetlerimizin, ağır darbe alan bölücü terör örgütüne nefes aldırmak maksadıyla yalan ve iftiraya başvuran çevrelerce hedef alınmasına hiçbir surette müsamaha gösterilmeyeceğinin altı çizilmiştir.”
Yunanistan’ın provokasyonları ve Ege Adaları’nın silahlandırılması
Türkiye’nin uzlaşmacı ve samimi yaklaşımı ile çözüm odaklı diyalog tekliflerine kayıtsız kalan Yunanistan’dan gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması başta olmak üzere uluslararası hukuku ve antlaşmaları ihlal eden faaliyetlerine bir an evvel son vermesinin beklendiği vurgulanan bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci statüsünde kabulünden duyulan memnuniyet dile getirilmiş, Kıbrıs meselesinde hakikatleri ve hakkaniyeti esas alan çözüm yollarını kapatma gayretlerinin akamate uğramaya mahkum olduğu ve Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin haklı davasına verilen desteğin kararlılıkla sürdürüleceği ve diğer uluslararası kuruluşlar ile ülkelerden benzer adımları beklediğimiz ifade edilmiştir.
Bosna-Hersek ve Kosova’da meydana gelen son gelişmeler değerlendirilmiş, bölgedeki istikrar, huzur ve barış ortamının muhafazası için ayrılıkçı söylemler ve tek taraflı girişimlerden kaçınılması çağrısında bulunulmuştur.”