ADAYLIK KALDIRMA SINAVI SONA ERİYOR
“Öğretmenlikte adaylık kaldırma sınavını bir kenara bırakıyoruz. Mesleki gelişmeleri temelinde bir program uygulayarak adaylarımıza destek olacağız.
UZMAN ÖĞRETMENLİK TANIMI GELİYOR
10 yılını tamamlayan öğretmenlere ‘uzman öğretmenlik’ tanımını getiriyoruz. Böylece hem derece alacak hem de maaşlarında 1000 lira artış olacak.
SINAVI GEÇEN BAŞÖĞRETMEN OLACAK
Yüksek lisans yapmış öğretmenlerimiz sınavdan muaf tutulacaktır. 10 yılını tamamlayıp sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenler ise ‘başöğretmen’ olacaktır.
Bu öğretmenlere de 2 bin lira ek ücret vereceğiz. Doktora yapmış öğretmenler ise bu sınavdan muaf tutulacaktır.
SÖZLEŞMELİ/KADROLU FARKI KALKIYOR
Lisans üstü eğitimler için de teşvikler vereceğiz. Ek göstergelerini de 3600’e çıkarıyoruz. Ayrıca sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımını kaldırıyoruz.
Mecburi hizmet hariç atamalar, özlük hakları, mazeret tayinleri başta olmak üzere sözleşmeli öğretmenlerimiz, kadrolu öğretmenlerimizle aynı haklara sahip olacaklar.“
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Gerek çevrimiçi toplantılar gerekse çalıştaylar vasıtasıyla önerilerini paylaşanlara buradan şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar 19 kez düzenlenen şura milli eğitimimiz, eğitim camiamız açısında hasletten faydalı, verimli, önemli tavsiye kararlarının alındığı mecra olmuştur.
Eğitimde fırsat eşitliği ana teması altında toplanan 20’nci Eğitim Şurası, yol haritası niteliğinde kararların alınacağı bir toplantı olacaktır.
“HİÇBİR İNSANIMIZI SAHİPSİZ BIRAKMADIK”
Dünyamız yeni teknolojilerin devreye girmesi ve iletişimin yaygınlaşmasıyla tarihi bir dönüşüm geçiyor. Fırsatlarla birlikte tehditlerin küreselleştiği bir zaman dilimi içindeyiz. Koronavirüs nedeniyle şahit olduklarımız bu gerçeği tekrar hatırlattı. Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede dünyaya yayılan salgın coğrafi konumu, gelişmişlik düzeyine olursa olsun tüm dünyanın aynı gemide olduğunu göstermiştir. Güçlü altyapının önemine sahip olduk. Pek çok ülke temel sağlık hizmetlerinde ciddi sorunlar yaşarken biz hiçbir insanımızı sahipsiz bırakmadık.
“EKONOMİK HAYATIN DURMASINA MÜSAADE ETMEDİK”
Dinamik bir süreç yönetimiyle ülkemizde ekonomik hayatın durmasına müsaade etmedik. Üretimden ticarete, turizmden kamu düzenine kadar kendi politikalarımız çerçevesinde süreci başarıyla yönettik. Bu süreci devam ettirmek istiyoruz. Bunun yolunun da eğitimden geçtiğini biliyoruz.
“GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ”
Eğitim öğretim meselemize çok daha geniş anlayışla yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum. Dünyadaki gelişimi de Türkiye’deki dönüşümü görmezden gelemeyiz. Dünün meselelerinden yola çıkarak bir ufuk kazandıramayız.
“MAZİDEN ATİYE MUHKEM KÖPRÜLER”
Tek sesli, tek boyutlu eğitim gerçekleştiremeyiz. Hayatın her alanında olduğu gibi eğitim öğretimde de başarının anahtarı düşünmek, analiz etmek, sorgulamaktır.
Analiz yapabilen, merak eden, motivasyonu yüksek, özgüven sahibi, bilgili, erdemli ve vicdanlı gençler aydınlık yarınların teminatıdır.
Bir taraftan köklerimizle bağımızı güçlü tutarken, bir taraftan gözümüzü ufuktan ayırmadan bu süreci yönetmemiz önemlidir. Her alanda maziden atiye sağlam, muhkem köprüler kurma gayretinde olacağız.
“EN YÜKSEK PAYI EĞİTİME AYIRDIK”
Bundan 19 yıl önce ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimizde en çok ehemmiyet vereceğimiz dört alandan birinin eğitim olacağını söylemiştik. Bunu da gerçeği dönüştürmenin gururunu yaşadık. En yüksek payı daima eğitime ayırdık. Bu sene bütçenin yüzde 15,7’sini eğitime tahsis ederek, 274 milyar 385 milyon lira olarak belirledik.
“İKNA ODALARI UTANÇ VESİLESİDİR”
İlkokuldan üniversiteye kadar eğitim öğretimin her kademesinde attığımız bir önemli adım da kız çocuklarının önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Sözde ilerici ama özde faşist kesimlerin en çok hışmına uğrayanlar kadınlarımız ve kızlarımız olmuştur. İkna odaları utanç vesikalarından biri olarak hafızalara kazınmıştır.
2007 yılında 18-22 yaş erkeklerin net yüksek öğretim okullaşma oranı yüzde 22,4, 18-22 yaş kızların oranı yüzde 19,7’di. Bugün erkekler için 40,5 kızlar için yüzde 46,5 düzeyine yükselmiştir. Kızlar daha fazla eğitimden faydalanmaya başlamıştır. Bizim iktidarımızdan evvel Türkiye’de kadın öğretmen oranı yüzde 50’nin altındayken, bugün yüzde 60’ı bulmuştur. Bugün her alanda kadınlar daha çok temsil edilmektedir.
PROFESÖRLERE ÇAĞRI
Orta öğretimde profesörlerimiz gelsinler okullarımıza müdür olsunlar. Orta öğretime farklı bir zenginlik kazandıracaktır. Bu çağrımı buradan bir kez daha yapıyorum. Birkaç tane var, onları da tebrik ediyorum.”