Şamil Tayyar’dan AK Parti’yi karıştıracak açıklamalar!.
Seçimlere gidilirken AK Parti’nin İstanbul adayının kim olacağı merak konusu olmaya devam ediyor. AK Parti eski milletvekili ve MKYK üyesi Şamil Tayyar, 31 Mart yerel seçimleri için AK Parti’yi uyardı. Seçimi kazanmak için güçlü adayın yetmeyeceğini belirten Tayyar, yapılması gerekenleri sosyal medya hesabından sıraladı..
31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerde AK Parti’nin İstanbul adayı kim olacak? Kulislerde çok sayıda isim dolaşırken, ‘güçlü aday’ vurgusu artmaya başladı. AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar, güçlü adayın İstanbul’u yeniden kazanmak için yeterli olmayacağını savundu. Yerel seçimlerin de tıpkı genel seçimler gibi partilerin bıraktığı etki üzerinden şekillendiğini iddia eden Tayyar, şu ifadeleri kullandı:
Herkes gönlünden geçen ismi yazıyor
Bu ay sonuna kadar yüksek ihtimalle il ve büyükşehir belediye başkan adayları açıklanacak.
Kimileri gönlünden geçen adayları şimdiden yazmaya başladı.
Kuşkusuz yerel seçimlerde, özellikle taşrada adaylar çok önemli.
Lakin, genel politikalar büyükşehirlerde seçmen davranışını adaylardan daha çok etkiler.
Bir nevi genel seçim havasında geçer. Özellikle iktidar partileri için…
İstanbul’u en güçlü aktörüyle kaybetti..
Nitekim İstanbul’da AK Parti’nin en güçlü aktörüyle (Binali Yıldırım) seçim kaybetmesi, adayın tek başına kazanmak için yeterli olmadığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Son dönemde aday tartışmasının bu kadar yoğun şekilde öne çıkması, genel oy kaybındaki sorunun güçlü adayla aşılma kaygısından kaynaklanıyor.
‘Vergiyi tabana yayacağız’ derseniz…
Ama yetmez.
Güçlü aday tercihiyle beraber genel politikalarda, özellikle ekonomideki iyileşmeyi hızlandırmak gerekir.
Bu bağlamda ‘vergiyi tabana yayacağız’ söylemi, hem seçim süreci hem demokratik rejim açısından sorunlu.
Hayat pahalılığı can yakıcı
Kaba tarifle vergi, az kazanandan az çok kazanandan çok alınmalı. Gerçek bu değil.
O halde vergiyi tabana değil tavana yaymak gerekir.
Tabana yayılması gereken, refahtır.
Enflasyon dizginlenmiş olsa da hayat pahalılığı hâlâ can yakıcıdır.
Yeni asgari ücret, sabit gelirlilerin alacağı zam oranı ve toplumun diğer kesimlerini rahatlatacak tedbirler çok önemli.
Seçmen asıl faturayı ‘yerel’de keser!
Seçmen davranışını etkileyen ulusal/yerel ölçekte başka faktörler de var elbette.
Ayrıca merkezi iktidara ders vermeyi düşündüğünde seçmenin, öfkesini daha çok yerel seçimde sandığa yansıtma eğilimi unutulmamalıdır.
Demem o ki aday tespitinden daha önemli düzenlemelere ihtiyaç var.
Hiçbir aday Tayip Erdoğan değil..
Kaldı ki hiçbir aday Recep Tayyip Erdoğan değil.
Seçmen, son seçimde içindeki birikmiş öfkeye rağmen Cumhurbaşkanımıza kıyamadı, bir şans daha verdi.
İyileştirici tedbirler alınmazsa belediye başkan adaylarına aynı hoşgörüyü göstermez.”