Sözcü yazarı Saygı Öztürk, 28 Şubatçı generallere sahip çıktı!.
Sözcü’de köşe karalayan Saygı Öztürk, 28 Şubatçı generallerin sözcülüğünü üstlendi. Darbecileri aklamaya kalkışan Öztürk, 28 Şubat’ın darbe olmadığını savundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28 Şubat davasında cezası kesinleşen Çevik Bir ile Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında yakalama kararı vermesinin ardından Genelkurmay Harekat Daire Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Genelkurmay 2’nci Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir ve Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı emekli Korgeneral Hakkı Kılınç tutuklandı. Mütedeyyin kesime kan kusturan İslam düşmanlarının tutuklanmasının ardından CHP zihniyeti de hızla harekete geçerek darbecileri savunmaya başladı. Daha önce türlü yalanları ifşa olan sözde gazeteci Saygı Öztürk, Sözcü’deki köşesinde 28 Şubat darbesini ve darbeci generalleri aklamaya kalktı.
28 Şubatçı generallerin Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) zorla aldırdığı kararları sıralayan Saygı Öztürk, “Hangisine karşısınız?” ifadesini kullandı.
FETÖ’nün takiyye ile orduya sızmasının önünü 28 Şubatçıların açtığını gizlemeye kalkan Saygı Öztürk, “Ne oldu? 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’ye ait okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi. Eğer, o dönem MGK kararları dikkate alınsaydı, 15 Temmuz darbe girişimine bile kalkışamayacaklardı. Silah ruhsatlarına sıkı denetim getirilseydi, İnterpol’ün aradığı kişilere bile silah ruhsatı verilmezdi. Pompalı silah satışları patlamaz, bunlarla cinayetlerin önüne geçilirdi. Atatürk’e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanunun istismar edilmesine fırsat verilmezdi. Toplum bu kadar kamplaştırılmazdı. Yargıya dinci yapıların sızması önlense, kararlar cemaatten gelen emirlere göre verilmez, yargıya güven dibe vurmazdı. Sonuçta 4 bini aşkın yargı mensubu meslekten çıkarıldı.” İfadelerini kullandı.
Darbeci generallerin sözlerine de köşesinde yer vererek demokrasiyi ayaklar altına alan 28 Şubatçıların sözcülüğüne soyunan Öztürk, şunları yazdı:
14 emekli komutan, bir dönemin sorumlusu diye ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. O dönemin önemli isimlerinden Çevik Bir, SÖZCÜ’ye “Biz, hükümetin verdiği görevleri yerine getirdik” demişti. Genelkurmay’ın çeşitli kademelerinde en uzun süre görev yapmış emekli Orgeneral Çetin Doğan da sohbetimizde şunları söyledi:
“Ben söylenmemiş olan bir şeyi söyleyeyim: 18 Haziran 1997’de Erbakan istifasını verdi. Erbakan, Cumhurbaşkanı’na istifasını sunarken, ‘Şimdiye kadar bana gösterdiğiniz yakın ilgiyi, alakayı, yardımı Tansu Hanım’a da verin. Tabii o kendi seçeceği kimseye ipotek konulmasını istemediği için ‘Yenisi kurulana kadar hükümetin göreve devam etmesini’ istedi. 30 Haziran’a kadar, yani yeni hükümet kurulana kadar devam etti.
‘Darbe yaptığı söylenen bizlerden bir kısmı ağustosta benim gibi emekliye ayrıldı. Yani nereden tutsan elinde kalan bir dava. İnsanın üzüldüğü nokta bu. Kimse, zahmet edip de o iddianamelerde, gerekçeli kararda yer alan ifadelere bakmadı. Son olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini gerekçeleriyle ortaya koyduk. Ben şunu söylüyorum: Bu dava bugün bizi bağlıyor. Ama davaya karar verenlerin de çocuklarına miras olacaktır.
‘Hatalarınız oldu mu?’ diye soruluyor. Varsa gösterin. Görevde de her fırsatta demokratik cumhuriyete bağlılığımızı dile getirdik. Darbelerden en büyük zararı Silahlı Kuvvetler gördü.”
Başka komutanlarla da konuştum. Birisi, “İçimiz rahat”; bir başkası, “Dava açmak için Erbakan’ın ölümünü beklediler. Çünkü, ortada darbe olmadığını en iyi bilen isim Erbakan’dı. Erbakan yaşasaydı, böyle bir dava bile olmayacaktı” dedi. Bir komutanın son sözü ise “Bizler, darbeyi sıralandaştırmakla suçlandık. Meşrutiyetten bu yana yapılan darbelerin bile sorumlusu olarak bizi gösterdiler. Başka ne diyeyim?” oldu.
Kuşkusuz o dönemin hataları da oldu. Ama bir dönemin sorumlusu olarak 14 kişiyi mahkum etmek de vicdana sığır mı? Yorumu siz yapın.
(yeni akit)